19.bölüm

36 2 43
                                    

Bölüm şarkısı: Nev - "Zor"

İyi okumalar <3

***

Selin yoğun düşüncelerle boğuştuğu bir günde tek başına odasında oturmuş, son zamanlarda yaşanan olayları ve duygularını günlüğüyle paylaşıyordu. Bugüne dair her şeyi yazdıktan sonra kapağını kapatmaya yeltendi, fakat bu kez de zihninde cirit atan düşünceler ona engel olmuştu. Eski sayfalardan rastgele birini açtı, ve gözlerini üzerinde gezdirerek okumaya başladı.

"Ondan nefret ediyorum, herkesten daha çok..."

Gözlerini kapattı ve burukça gülümsedi Selin. Bunu başka birisi okusa anlamlandıramaz, durumu bilse bile, yazılanları abartılı bulurdu belki. Fakat eski Selin'i en iyi anlayacak tek kişi de şimdiki Selin'di. İşaret parmağını şefkatle cümlenin üzerinde gezdirdi. 1 sene öncesinden ağlayarak yazdığı o el yazısına teselli etmek istercesine dokundu bu kez.

Zaman geçse de, Selin yine aynı çocuktu; bağırılıp çağırılan, dışlanan, anlaşılmayan o küçük kız çocuğu. Reşit olmuş olabilirdi, fakat o çocuk duyguları o zamankinden bile daha karmaşık hâle gelmişti.

Günlüğün genelinde ailesinden çokça bahsediyordu. Bir diğer kısımsa, tahmin edileceği üzre, bir kişi hakkındaydı. Zihnindeki yolların yine dönüp dolaşıp ona çıkması Selin'in hep sinirini bozuyordu. Derin nefes alıp dikkatini topladı ve kendini sakin olmaya zorladı.

Az önce okuduğu satıra çevirdi sessiz bakışlarını. Herkesten daha çok ondan nefret ediyordu, çünkü herkese vermediği değeri bir tek ona vermişti. Bir tek ona inanmış, istemeden ona kaptırmıştı kendisini.
Ve şimdi günlüğü okurken defalarca boğulduğu anılar denizine tekrar atlamıştı Selin.

***

1 sene önce.

Serdar, "Üflesem uçacak zaten. Tipe bak, zargana," deyip gülmeye başladığında arkadaşları Cengiz ve Enes de ona katılarak alaylı bir biçimde kahkaha attılar. "Söyler misin Melih, burnunun suratından büyük olması nasıl bir his?" diye sordu herkesin duyabileceği bir tonda.

Serdar ve arkadaşları lisenin üçüncü sınıfına başlayalı daha 1 ay bile olmadan yeni gelen çocuğa zorbalık yapmaya başlamışlardı. Sınıftaki diğer çocuklara kıyasla Melih daha zayıf ve sessiz olduğundan güçlerinin yetebileceği en iyi aday oydu ve bunu yapmaktan gocunmamışlardı.

Sınıftaki rahatsızedici gözler tek tek ona taraf döndüğünde Melih bir şey söylemeden yüzünü iyice yere gömüp oradan yok olmayı diliyordu. Selin kaşlarını çatmış, sessizce bu sahneyi izlerken içi içini yemekteydi. Daha fazla dayanamayacağını anlayıp bıkkınca nefesini verdi ve elindeki kalemi sertçe masaya çarpıp dikkatlerin Melih'ten uzaklaşmasını sağladı. Canına taketmişti artık.

"Birilerini küçük düşürerek kendini tatmin etmek çok aşağılıkça bir hareket olsa gerek." dedi yüzünü onlara bile çevirmeden.

Serdar ve arkadaşları dahil tüm sınıf bakışlarını ona yöneltirken Selin gerilmişti, fakat kimseye bunu hissettirme niyeti yoktu. Serdar işaret parmağıyla kendini gösterirken, "Bana mı dedin?" dedi sert bir ses tonuyla.

Selin yüzünü ona dönerek gözlerini gözlerine sabitledi ve sessiz geçen birkaç saniyenin ardından yüzüne tatlı bir tebessüm yayıldı. "Evet," dedi gülümseyerek. "Bir sorun mu var?"

ArmağanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin