Babası zengin

252 20 10
                                    

(OF DÜZ MANTIĞI COO SEVİYPRUM SARKILARI COK İYİ)

Ayato'nun ağzından:

Zil çalınca sınıfa bizimkilerin yanına çıktım. Sınıfa girdiğimde hoca çoktan çıkıp gitmişti. İlk dersi kaçırmıştım lan.

"Nerdeydin lan?! Öldün sandım"

Sınıfta sadece Signora vardı ve Childe ortalarda yoktu.

Hemen yanına oturup ciddi yüz ifademi hiç bozmadan bana odaklanmasını sağladım.

"Okulda sarışın bir bi erkek var onu tanıyor musun?? Çok acil."

Signora oturduğu yerden elindeki törpüyü bırakmadan "Okulda bir sürü sarışın çocuk var hayatım hangisini begendin?" diyiverdi.

"NE BEĞENMESİ YA??!"
Aniden dediği şey yüzünden utanmama engel olamadan sesimi yükseltince sınıftaki diğer inananların da dikkatini cekmiştim. Etraftakilere kısa bir özür dileyerek Signoraya biraz daha yaklaştım. Al işte şimdi cidden herkes birini beğendiğimi düşünecekti.

Signora şok olmuş bir ifadeyle bana bakarken elindeki törpüyü bırakıp masada bana yan dönerek bağdaş kurdu ve direseklerini dizlerinin üzerine koyarak bana doğru eğildi.

"Oha sen bitmişsin olum haberin olsun" diyip kahkaha atarken suratım nasıl bir haldeydi bilmiyorum ama onu daha fazla güldürmeye yetiyordu.

"Biraz daha anlat nasıl göründüğünü belki sana yardımcı olabilirim"
Gülmesini durdurunca eline törpüsünü geri aldı ve sordu.

"Sarı hafif uzun saçları vardı küpesi falan var simsiyah giyinip dolaşıyor etrafta mafya gibi"
Signora bir an duraksada tırnaklarını törpülemeye devam edince aklında birinin canlandığını anlamıştım.

"Kaçıncı sınıf?"

"Bizle yaşıt herhalde bilmiyorum"
Heyecanla cevaplarken gerçekten bilip bilmediğini merak ediyordum.

Verdiğim cevapla gözleri hemen benimkileri buldu. Yüzünde şok olmuş bir ifade vardı.

"Ayato olmaz o hemen vazgeç"
Yüksek sesle konuştuğu için hemen sessiz olmasını söylerken içimdeki merak daha da artmıştı.

"Sana zaten çocuğu beğendim demiyorum ki"
Sitem ederek verdiğim cevapla Signora elini göğüsüne koyarak bir oh çekmiş ve sorularına devam etmişti.

"Niye istiyorsun o zaman adını?"

"Derse girmedim ya ben, işte bahçeyi kontrol ederken delinin tekine rastladım sigara içiyordu"

"Eeee" Signora pür dikkat beni dinlerken devam ettim

"Dedim ki zil çaldı içeri gir, yok dedi sen kimsin dedi karışamazsın sen bana dedi, yumruk atıyordum hoca geldi sonra bana kızdı neden dışardasın diye ama yanımdaki elemana hiçbir şey demedi bende sinirimi geçiremediğim için derse girmedim."

Olayı bir çırpıda anlatırken gene hatırlamanın verdiği sinirle iç çektim. Signora ise karşımda dudaklarını düz bir çizgi haline getirip o çok bilmiş yüz ifadesini takınmıştı.

"Hayır anlamıyorum ki neden bana kızıyor! Ben görevimi yapmaya çalışıyorum! Deli kadın!"

"Okul sahibinin çocuğu o hayatım benim ondan"
Bir an dedigi şeyi doğru mu duydum diye kaşlarımı çattım.

"Ne?"

"Evet öyle o yüzden sana kızmış sadece"
Signora iç çekerek konuştuğunda kaşlarımı daha çok çatarak nefesimi burnumdan dışarı verdim.

"Okulun sahibinin oğluysa ne değiştirir bu?? Sonuçta öğrenci! Ben başkan yardımcısıyım hayır en önemlisi öğrenci konseyinin başkanıyım beni dinlemesi lazımdı!"

Sinirle itiraz ederken Signora elini omzuma koyarak sıvazlamıştı.

"Öyle olmuyor işte hayatım. Bir de o çocuk mafya gibi dolaşıyor. Kavga falandır ne ararsan bunun başının altından çıkıyor zaten. Eski okulundan atıldığı için babası son çare olarak kendi okuluna yazdırdı. Öğretmenleri tembihlemiş herhalde kimse buna bir şey demiyor yani ne yapıyorsa yanına kalıyor. Okumak istemiyor muymuş neymiş."

Signora son kısımı gözlerini devirerek anlattığında anladığımı belirten mırıltılar çıkarıp biraz kendi kendime düşündükten sonra teşekkür ettim ve ayağa kalktım.

Sınıftan sonraki ders için kitaplarımı almaya çıktığımda kapıda Childe'la çarpıştık.

Bana çarptığında geriye giderek duraksasa da hemen kime çarptığını görmek için kafasını kaldırmıştı.

"Nerdeydin lan sen?"
Cidden endişeyle sorduğum zaman hızlı hızlı nefes alarak nefesini toparlamaya çalışıyordu ve yanakları kıpkırmızıydı.

"Ha- şey alarmım çalmamış-"
Hızlı hızlı durumu açıklamaya çalışırken elini beline koyup derin bir nefes aldı.

"Noldu olum sana?"
Kaşlarımı çatarak anlamadığımı belirtirken ellerini nereye koyacağını bilemiyordu.

"Ney olabilir ki- sabah sabah- koştum sadece yetişmek için"

Hala hızlı hızlı konuşması ve gözlerini kaçırması şüphemi hiç dindirmezken omzunu patpatlayıp yanından geçip dolabıma doğru gittim.











Evet thomayı okul sahibinin oglu yaptım çünkü klasiklere bayılıyorum 😁

annem eteğimi vermedi|chiscaraWhere stories live. Discover now