Ellerini ruhumdan çek

259 29 30
                                    


Eve vardığımda arabayı şoförlerimizden birine teslim edip Scaramouche'un önünden malikanemize doğru yürümeye başladım.
Arada hala beni takip ediyor mu diye arkaya bakıyordum. Etrafa kaçamak bakışlar atarak elleri ceplerinde beni takip ediyordu.

Ön kapıdan girince hemen uzun yıllardır bizle çalışan ablalardan biri kapıyı açtı ve hoşgeldin oğlum diyerek buyurdular. Ben küçükken benle çok ilgilendikleri için hepsinin bana oğlum demesini sorun etmiyordum aksine rahat hissetmeme neden oluyordu.

Gülümseyerek iyi akşamlar dedikten sonra ders çalışacağımızı söyleyip Scaramouche' a merdivenlere doğru gelmesini işaret ettim. Merdivenlerden çıkarken üst kattan inen annemle karşılaştıkz

"Ah Ajax!"
Hemen gelerek beni kollarına aldı ve öptü.

"Hoşgeldin hayatım. Günün nasıldı? Aç mısın? Birşeyler hazırlatayım mı?"

Merdivenlerden hızlı hızlı inip bana sarıldığında sağ sol yanağımı öperken konuştuğunda gülümseyerek beni bırakmasını rica ettim.

"Yok anne saol. Bu Scaramouche, bana matematik anlatmaya geldi."

Annemden uzaklaşarak arkamda şu ana kadar tek bir kelime etmemiş oğlanı anneme gösterdim.

Annem arkama doğru baktı ve Scaramouche'a sıcak bir gülümseme sundu.

"Ah merhaba hoşgeldin. Ben Ajaxin annesi memnun oldum. Oğlumla uğraştığın için teşekkür ederim kendini evinde hisset olur mı?"
Annem Scaramouche'un elini sıkarak tabıştıktan sonra bana döndü ve

"Oğlum sakın arkadaşını yorma,uğraştırma zaten buraya kadar gelerek incelik yapmış. Evinde gibi hissettir onu."

Diye tembihlerken kafamı sallayarak yanından geçtim ve merdivenlerden çıkmaya devam ettim
"Tamaam anneee"

Odama girdikten sonra kapıyı arkamızdan kapadım ve çantamı çıkarıp hemen tişörtümü üstümden çıkardım.

Arkamı dönüp Scaramouche'a bakarken onun öylece kapının önünde durduğunu farkettim.

"Ne duruyorsun öyle gelsene"

Yüzüne baktığımda ona attıgım yumruk yüzünden burnunda silmiş olsa da biraz kurumuş kan vardı ve bu beni biraz suçlu hissettirmişti.

Dolabımdan ilk yardım çantasını alıp önüne geçtim.

"Napıyorsun?"
Önümde sanki suya girmek üzere olan bir kedi gibi tetiğe geçmişti.
"Sakinleş burnundaki kanı temizleyeceğim"

Kutuyu yatağımın üzerine koyarken içinden gerekli malzemeleri alarak tekrar önüne geçtim.

"Ben yaparım ver"
Elimdeki pamuğa ilacı dökerken elini elime doğru uzattığını görerek elimi havaya kaldırdım ve bir kere daha uzanmaya çalışınca yüzlerimiz yakınlaştı

"Yumruğu atan bendim bırak da sorumluluğunu alayım."

Gözlerime birkaç saniye bakıp geri çekildi ve sabit bir şekilde durdu.

Sözümü dinlemiş olması beni mutlu ederken elimdeki pamuğu ona yaklaşarak burnuna doğru dokundurdum.

Yere bakmaya devam ederken birkaç saniye gözlerinin ne kadar güzel oldugunu farkettim.

"Hızlı yap şunu"

Kaç saniye baktığımı bilmiyorum ama Scaramouche'un yüzüme bakmasıyla gerçekliğe çekildim ve temizlemeye koyuldum. Kurumuş kan cidden zor çıkıyordu.

Yutkunup pamuğu yavaşça burnuna sürmeye devam ettim ve kanı temizledim. İşim bittiğinde pamuğu elimde yuvarladım. Elimle çenesinin altından tutarak kafasını bir sağa bir sola yatırmamla gözlerini yüzüme çıkararak şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu.

"Kırık durmuyor en azından hadi yine iyisin."
Gülerek konuştuğum zaman kafasını diğer tarafa çevirerek elimden kurtarmasıyla bende elimi geri çekmiştim. Beynim sürekli geri çekil diyordu fakat bacaklarım nedense geri gitmiyordu.

"Çalışacak mıyız yoksa böyle sırık gibi dikilmeye devam mı edeceğiz?"

Aradan geçen sessiz 30-40 saniye sonra onun konuşmasıyla kendime gelerek boğazımı temizledim ve kafamı salladım. Arkamı dönüp masaya doğru ilerlerken arkadan Scaramouche boğazını temizledi ve
"Ve üstüne birşey giysen iyi olur" dediğinde hala çıplak olduğumu farkettim ve hemem yüzümdeki sırıtış geri geldi.

"Ne o fazla mı iyi senin için?"
"Ne saçmalıyorsun be"
Kollarını birleştirip çatık kaşlarıyla konuşsa da yüzünün kızarıklığı onu ele veriyordu.

Tanrım. Çok tatlı duruyordu.

Ona cevap vermeden hemen yatağımın üstündeki tişörtü kafamdan geçirerek masanın başına oturdum. Yanımdaki sandalyeye Scaramouche çantasını kucağına alarak oturdu ve çantasından kitapları çıkarıp çantayı yere koydu.

O bana çalıştırıyordu ben dinliyordum. Tahmin ettiğim şey asla böyle değildi. Sinirli sinirli anlatmasını veya önemsemeden zırvalamasını bekliyordum ama o gayet sakin ve tane tane her şeyi açıklayarak anlatıyordu. Bir süre sonra dinlemeyi bırakıp onu izlemeye başladım. Uzun kirpikleri ve kıvrımlı burnuyla bir erkeğe göre fazla güzeldi.

"Kaşların çatık değilken güzel görünüyorsun."

Ne

Kafasını önünden kaldırmadan yazmayı durdurdu ve yüzüme bakmıyor olması beni daha çok geriyordu.

"Yani-"
Nasıl toplarlayacağımı bilmeden bir şeyler zırvalayacakken sessiz bir şekilde cevap verdi
"Ne?"
"Hiç- yok bir şey- devam et sen"

Hızlıca kurduğum cümlelerle birlikte elim ayağıma dolanmıştı çok utanmıştım.

Scaramouche yüzünü benden ters tarafa döndü ve birkaç saniye birşey demedi. Kafamı yüzünü görebilmek biraz yana doğrulttuğumda saçlarının arasından kulaklarını görebilmiştim.

Kulakları kıpkırmızıydı ve utanmıştı.

Onun utandığını görünce ben daha da utanmıştım ve kafamı kolumun üzerine koyup bende ondan ters tarafa dönerek öylece kalmıştım.

annem eteğimi vermedi|chiscaraNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ