Nijin 3.Yaşam

Bölüm 33 - Hiçlik Tanrısı

Nijin, daha da güçlenme arzusuyla dolup taşmaktaydı. O anda E.N.D hiçlikten çıkarak Nijin'in yanına geldi ve ona, Hiçlik Tanrısı'nın onu çağırdığını ve Nijin'in Hiçlik Lordu olarak onu beklediğini söyledi. Bu haber Nijin'in içinde karmaşık duygular uyandırdı; hem heyecanlanıyor hem de biraz endişeleniyordu.

Nijin, kılıcındaki boşluk taşını kullanarak havayı kesmeye başladı ve birlikte hiçliğe doğru ilerlediler. Yol boyunca karşılarına aniden beliren bir dağ çıktı. E.N.D, dağın tepesinde Hiçlik Tanrısı'nın beklediğini söyledikten sonra Nijin'i yalnız bıraktı.

Dağa tırmanmaya başlayan Nijin, her adımda boşluk ışınlarının kendisine doğru ilerlediğini fark etti. Ancak kılıcındaki boşluk taşını kullanarak vücuduna boşluk enerjisini yaydı. Artık ışınlar onu etkilemiyor, kolayca dağın zirvesine ulaşabiliyordu. Hiçlik Tanrısı, Nijin'i dağa çıkması nedeniyle tebrik etti ve ona hoş geldin dedi.

Nijin, merakla Hiçlik Tanrısı'na dağın hiçliğe nereden geldiğini sordu. Hiçlik Tanrısı, Dağ Gezegeninden en yüksek dağı hiçlik enerjisiyle kaplayarak hiçliğe ışınladığını açıkladı. Bununla birlikte, kendisinin Hiçlik Tanrısı olduğunu ve yeni bir varis aradığını belirtti. Nijin, tüm bunları duyduğunda şaşkınlıkla birlikte heyecanlandı.

Hiçlik Tanrısı, elini Nijin'in omzuna koyarak gücünün bir kısmını ona aktardı. Nijin, içine giren bu enerjiyle eskisinden daha güçlü olduğunu hissetti. Hiçlik Tanrısı parmaklarını şıklatarak Nijin'i dünyaya ışınladı ve sonra kayboldu. Nijin, bu anlamlı deneyimi içinde hisseden bir şekilde yaşadı ve kendisini şanslı hissetti.

Nijin, Hiçlik Tanrısını daha iyi anlamak için kütüphaneye gitti, ancak onun hakkında hiçbir bilgi bulamadı. Bu, onun daha da merakını artırdı ve daha fazla keşfetmek için motive etti. Sonra, Nijin zaman yolcusunun yanına gitti. Zaman yolcusu, Hiçlik Tanrısı hakkında sadece bir şey bildiğini söyledi: O, en güçlü tanrılardan biriydi. Bu bilgi Nijin için yeterliydi, çünkü kendini güçlü hissetti ve geleceğe olan umudu daha da pekişti.

Yıllar geçtikten sonra, Hiçlik Tanrısı yaralı bir şekilde Nijin'in yanına ışınlandı. Hiçlikte, zamanın dünyadakinden daha hızlı aktığı bir gerçekti. Nijin için sadece birkaç yıl geçmiş gibi görünse de, Hiçlik Tanrısı için binlerce yıl geçmişti ve En güçlü Tanrılar savaşının sonucunda binlerce tanrı tarafından ciddi yaralar aldığını ve iyileşemeyeceğini söyledi.

Hiçlik Tanrısı, son güçlerini kullanarak Nijin'e geçmesi için tüm gücünü verdi. Nijin, şaşkınlık ve endişeyle karışık bir şekilde Hiçlik Tanrısı'nın sözlerini dinledi.

Hiçlik Tanrısı, Nijin'e kendisinin yeni Hiçlik Tanrısı olacağını ve bu görevi üstleneceğini söyledi. Nijin'e kılıcındaki boşluk ve diğer taşları yemesini tavsiye etti. Bu sayede, bu taşlar Nijin'in gücü haline gelecek ve daha da güçlü bir şekilde kullanabilecekti. Artık Nijin, eski Hiçlik Tanrısından bile daha güçlü olacaktı.

Eski Hiçlik Tanrısı, ölmeden önce Nijin'e birkaç öneri daha verdi. Kılıcına birazcık hiçlik enerjisi eklerse, eski taşlı halinden daha da güçlü olabileceğini söyledi. Ayrıca, diğer tanrılara dikkat etmesi gerektiğini ve yeni tanrı olduğu için onları küçümseyip öldürmeye çalışacaklarını belirtti. İlk hamlelerini yaptıklarında, Nijin'in onları direk olarak öldürmesi ve ruhlarını hiçliğe sunması gerektiğini anlattı. Bu şekilde Nijin daha da güçlenecek ve yoluna devam edecekti.

Eski Hiçlik Tanrısı, söylediklerini tamamladıktan sonra solup kayboldu. Nijin, bu deneyimlerin ardından sarı ve siyah ışıltılarla parlamaya başladı. Kılıcındaki taşlar gidince eski haline geri döndü evrendeki en güçlü ve kırılmaz kılıç haline dönüşmüştü. Nijin, içindeki gücün yükseldiğini hissediyor ve yeni güçlerinde ustalaşıp intikam almak istiyordu.

Nijin, güçlenmek için Hiçlik boyutuna geri dönmeye karar verdi. Elini havaya kaldırdı ve derin bir odaklanma ile Hiçlik enerjisini hissetmeye başladı. Yavaşça etrafında bir ışıltı belirdi ve ardından büyük bir portal açıldı. Nijin, cesur adımlarla portalın içine adım attı ve dünyadan uzaklaşarak Hiçlik boyutuna adımını attı.

Hiçlik boyutunda zaman, dünyadakinden çok daha hızlı geçiyordu. Nijin için birkaç yıl geçse de Hiçlikte binlerce yıl geçti. Nijin, bu zaman diliminde güçlerini ustalaştırmak için kendini eğitti. Hiçlik enerjisini kontrol etmeyi, boşluğun gücünü keşfetmeyi ve Hiçlik Tanrısı'nın mirasını tam anlamıyla benimsemeyi öğrendi.

Nijin, eğitim boyunca zorlu sınavlardan geçti. Hiçlikteki varlıklarla dövüşerek gücünü sınadı, kendini aşmak için zorlu zihinsel ve fiziksel engellerle mücadele etti. Her zorlukla karşılaştığında, içindeki azim ve kararlılık daha da büyüyordu.

Zaman içinde, Nijin'in güçleri giderek gelişti ve evrenin en güçlü Hiçlik güçlerine sahip oldu. Hiçlik enerjisi onun içinde yükselen bir alev gibi yanıyordu. Nijin, Hiçlik enerjisini kullanarak zamanı manipüle etmeyi, boyutları büküp kırabilmeyi ve gerçeklikten şekiller yaratmayı başardı.

Eğitim sürecinde, Nijin içindeki güçle birlikte duygusal bir dönüşüm de geçirdi. Her geçen gün daha da bilgeleşiyor, gücünü adalet ve denge için kullanma yolunda ilerliyordu. İçindeki karanlıkla savaşarak aydınlık bir varlık haline geliyordu.

Nijin, Hiçlik boyutunda geçirdiği binlerce yılın sonunda eğitimini tamamladı. Artık tam anlamıyla bir Hiçlik Tanrısı olmuştu. Gücünün zirvesinde, yeniden dünyaya dönmek için portalı açtı. Nijin, Hiçlik enerjisiyle sarılan bir şekilde portalın içinden adımını attı ve dünyaya geri döndü.

Nijin, yeniden dünyaya döndüğünde, gözlerindeki kararlılık ve içindeki yeni güçlerle doluydu. Hiçlik güçleriyle bütünleşmiş olan Nijin, artık bir Hiçlik Tanrısı olarak yoluna devam edecekti.

Hiçlik enerjisi, Nijin'in kılıcını sararak ona güç katıyordu. Kılıcı, her savurduğunda Hiçlik enerjisiyle dolu ışınlar salıyor ve düşmanlarını yok ediyordu. Nijin'in hareketleri, güçlü ve kırılmaz bir Hiçlik kalkanı tarafından korunuyordu.

Nijin'in yeni güçleri, sadece fiziksel güçle sınırlı değildi. Artık düşüncelerini ve duygularını Hiçlik enerjisiyle iletebiliyor, düşmanlarını korkutabiliyor ve müttefiklerini güçlendirebiliyordu. Zaman ve mekanı bükme yeteneği sayesinde, düşmanlarının hamlelerini önceden tahmin edebilir ve onlara karşı avantaj elde edebilirdi.

Ancak Nijin, güçlerini kullanırken dikkatli olması gerektiğini biliyordu. Hiçlik güçleri, düşmanlarına büyük zarar verebilecek kadar güçlüydü, Nijin, içindeki güçle uyumlu bir şekilde hareket etmeyi öğrenerek, gücünü güçlü bir şekilde kullanmayı hedefledi.