Bölüm 28 - Olimpos

32 2 1
                                    


Labirentin kaybolmasıyla birlikte dışarıda bekleyen bir kişi belirdi. Güçlü bir aura taşıyan bu kişi, zaman yolcusu olduğunu iddia etti. Yüzünde gizemli bir tebessüm vardı ve bakışlarından derin bir bilgelik okunuyordu. Etrafa yaydığı enerji, havayı bile değiştirmiş gibi hissettiriyordu.

Nijin, şaşkınlıkla bu gizemli kişiye baktı ve içinden bir tanıdıklık hissi uyandı. Zaman yolcusuna, "Seni nereden tanıyorum?" diye sordu. Zaman yolcusu gülümseyerek yanıtladı, "Ben zaman yolcusuyum ve gelecekte seninle tanışmıştık. Ancak şimdi, bir materyale ihtiyacım var."

Bu sözler Nijini daha da şaşırttı. Gelecekte birlikte olacaklarından bahsetmesi, heyecanını ve merakını artırdı. Zaman yolcusu, Nijine doğru yaklaştı ve ellerini birleştirerek ona derin bir göz temasıyla baktı. "Kılıcın tüm parçalarını topladığın için, o artık sana yol gösterecektir," dedi sakin bir ses tonuyla.

Birdenbire, bir harita ortaya çıktı ve zaman yolcusu hızla ip ve kalemi kılıca bağladı. Haritanın üstüne kılıcı koymaları gerektiğini söyleyerek, yolun izini çizeceğini belirtti. Bu sırada, Nijinin içinde karmaşık bir duygu dalgası oluştu. Hem heyecanlı hem de tedirgin hissediyordu.

Gelecekteki yolculuğunun ipuçlarını elde etmek için bu gizemli kişiye güvenmek zorundaydı. Kılıcı haritanın üzerine yerleştirdiklerinde, birdenbire harita parlamaya başladı ve şekli değişti. Işıklar dans eder gibi harita üzerinde hareket ediyor, anlaşılması güç semboller ve işaretler oluşturuyordu. Kılıç ise gözle görülemeyecek kadar hızlı bir şekilde hareket ederek haritanın tamamlanmasına yardımcı oldu. Bu anlatılamaz olaylar silsilesi, Nijin, Yone ve diğerlerini büyülü bir dünyaya götürüyordu.

Tamamlanan harita, gözlerinde şaşkınlıkla izledikleri bir yeri işaret ediyordu: Olimpos, yani Zeus'un evi. Nijin bu haberi duyunca şaşkınlığını gizleyemedi ve merakla, "Zeus gerçek miydi?" diye sordu. Zaman yolcusu, gülümseyerek Nijin'in şaşkınlığına karşılık verdi. "Evet, Zeus gerçekti ve senin kılıcının daha da güçlenmesi için onun şimşeğine ihtiyacımız var," dedi. "Sen onu alırken ben de Olimpos'a sızıp bana gerekeni almaya gidiyorum."

Yola çıkmaya karar verdiklerinde, bir başka görevleri olduğunu öğrendiler. Poseidon'un mızrağını da almak zorundaydılar. Olimpos Dağı'nın girişinde, koruyucu bir grup asker gördüler. Ancak Yone, kendine güvenle, "Onlarla ben ilgilenirim, güçsüzler," dedi ve hızla onları yendi. Önlerine bir sürü Olimpos askeri çıktı, ancak Det Yue ve Yone birlikte çalışarak onları hızla alt ettiler.

Her 10 katta bir karşılarına çıkan güçlü düşmanları da birlikte mücadele ederek aşmayı başardılar. İlerledikçe zorlanmaya başladılar, takım çalışması ve birbirlerine duydukları güven sayesinde 75. kata kadar kolayca ilerlediler. Ancak sonunda ulaştıkları 100. katta, onları Canavar Kraliçe'nin beklediğini gördüler.

Det Yue ve Yone, yorgun düşmelerine rağmen savaşmaya başladılar. Uzun bir süre mücadele ettiler, ancak her iki taraf da yorgun düşmüştü. Bu sırada, Nijin'in içinde bir kararlılık belirdi. "Çekilin, ben halledebilirim!" diye bağırdı. En güçlü kılıcını çekti ve onu salladığında kılıcın parıldadığı görüldü. Kılıç inanılmaz bir güce sahipti.

Nijin, sıranın kendisine geldiğini hissederek gözlerini kılıcına odakladı. Kılıcı ile Canavar Kraliçe'ye saldırdı, ancak kılıcın temas ettiği an kül olup yok oldu. Şaşkınlık içinde kalan Nijin, kılıcının gücünü anlamaya çalışıyordu. Kılıcın yok olmasının ardından, büyülü bir şekilde yerine oturdu ve göz kamaştırıcı bir enerji yaydı.

Bu olağanüstü olayın ardından, Zeus ve Poseidon dağın tepesinde onları bekliyordu. Ancak önlerinde güçlü bir bariyer bulunuyordu. Nijin, kılıcıyla bariyere vurdu ve anında yok oldu. Nijin'in hızıyla tüm orduları alt ederken, Zeus'un yanına doğru ilerlemeye başladı. Zaman yolcusu, "Zeus'un yıldırımlarına dikkat et, sana çarparsa anında kül olursun. Sadece kılıcınla onu yenebilirsin," uyardı.

Nijin, bir plan düşündü ve hızla hareket etmeye başladı. Zeus'un şimşekleri ona doğru fırlatılıyordu, ancak Nijin kılıcını kullanarak şimşeklere vurdu ve Zeus'a yaklaşmaya devam etti. Zeus, kılıcı görünce şaşkınlıkla geriledi ve "Sen evrenin patronu musun?" diye sordu. Nijin gülümseyerek cevap verdi, "Evet, benim." Zeus, anlayışla karışık bir hayranlıkla Nijin'e baktı.

Bu sırada Zeus, bir şimşekten yapılmış bir taş çıkardı ve "Bu Zeus şimşeğinin kaynağı," dedi. Kılıcın üzerine taşı koydu ve bir boşluk oluştu. Boşluğun boyutu şimşekli taşın boyutuna uygun şekilde genişledi. Nijin'in kılıcı artık tamamlanmıştı ve artık Nijin, şimşeği kontrol edebiliyordu.

Zeus, "İlk evrenin patronu kılıcı dört parçaya böldü, ancak fazlası vardı. Şimşek parçasını bana verdi ve kehanet gerçekleşmeden önce o zamandaki evrenin patronu '4 parçayı toplarsa ona ver' demişti," açıkladı. Poseidon'un yanına doğru yürürken, Nijin'e kanatlı bir ayakkabı hediye etti. Bu ayakkabı sayesinde Nijin uçabilme yeteneğine sahip oldu.Sonunda, Zeus liderliğindeki ekip dağın gizli geçidini gösterdi ve asansörle dağın aşağısına indiler.

Zaman yolcusu, son ekip üyesini kurtarmaları gerektiğini söyledi. Bu kişi, onların ekibin son parçasıydı. Zaman yolcusu, V'nin nerede tutulduğunu anlattı ve hedeflerini belirlediler. Yolculuklarına devam etmek için, heyecanla V'yi kurtarma görevine odaklandılar.

Nijin 3.YaşamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin