2.1

921 25 4
                                    



 Odamda tek başıma oturuyordum , doğrusunu söylemek gerekirse bir haftadır odamdan çıkmamıştım. Çıkmak için sebebim yoktu. Arkadaşım yoktu. Melis'ten başka kimsem olmadığını bir kez daha netçe anlamıştım. Artık o da yoktu. Gönlümü almak için çabalamamıştı bile. Oysaki ben onu affetmeye razıydım. Sadece dostluğumuz için çabalamasını bekliyordum .  

Her zaman yalnız bir insandım ama hiç bu kadar derinden hissetmemiştim . Annem dün şehir dışına gitmişti. Öyle olunca evde ses seda yoktu. Gerçi varlığı ile yokluğunun hiçbir farkı yok. Sessiz evde telefonuma düşen mesajın gürültüsü ile irkildim. Büyük ihtimal Rüzgar'dandı , çünkü dünden beri beni bir partiye davet ediyordu. Açıkçası gitmeye hiç niyetim yoktu. Telefonu elime alıp göz ucu ile mesaja baktım.  Adres yollamıştı, maalesef canım yaa gelmicem. 

İçim daralıyordu, mutsuzdum . Sahip olduğum hiçbir şey beni mutlu etmiyordu. Dışarıdan rahat ve anlayışlı bir ailem var gibi görünüyordu , evet öyleler ama bunun sebebi beni umursamamalarıydı . Sene de bir ay gördüğüm adam bana ne kadar babalık yapabilirdi ki? veya sürekli çalışan bir anne. Annem çok yoğun çalışan bir kadındı sanırım fazlası ile işkolikti. Bu yüzden ilk boş zamanı veya fırsatında ya erkek arkadaşı ile ya da yakın arkadaşı ile tatile çıkardı. İki sene öncesine kadar bir alt sokağımızda babaannem yaşardı. Her gün düzenli olarak gelip önce beni okula uğurlardı daha sonra ben dönene kadar bekler benimle beraber yemek yerdi. O babamın yanına taşındıktan sonra varlığının aslında benim için bir avantaj olduğunu anlamıştım . Eskiden her gün geliyor diye şikayet ederdim sürekli. Şu an ise şu kapıdan içeri tekrar girmesi için her şeyimi verirdim.

Sanki Tanrı duamı duymuş gibi kapı çaldı. İçime tarifsiz bir his doğdu. Cidden gelmiş olabilir miydi? Bir çırpıda yataktan çıkıp kapıya doğru koştum . Büyük bir umutla açtığım kapı bana büyük bir şok yaşatmıştı. Benim yüzümdeki ifadesizliğin aksine senkronize bir şekilde sürpriz diyen ikizleri görmemiş olmak isterdim. 

Eva ve Baha...

Bunlar benim üvey kardeşlerimdi . Babamın eşinin çocuklarıydı herhangi bir kan bağımız yoktu. Benden bir yaş büyüktüler . Baha'nın bu sene tıp kazandığını duymuştum babamdan , Eva ise barajı geçememişti. İkisi de kıvırcık saçlıydı . Birbirlerine o kadar benziyorlardı ki tek fark cinsiyetleriydi. İkisinin de çilleri vardı, bu onlara aşırı hava katıyordu.

"Bizi içeri almayacak mısın Asel?" dedi Eva.  O kadar suratsız ve memnuniyetsiz bir insandı ki... Baha onun aksine daha uyumlu bir tipti.

"Buyurun tabi" dedim sağa çekilerek.

Ellerinde küçük bir valiz ile içeri girdiler. 

"Annen aradı , Asel'in morali bozuk dedi. Babamda destek olmamız için yolladı bizi" diye bir açıklamada bulundu. Ah anne bunu onlara mı dedin. Düşündüğünün aksine şimdiden moralim bozulmuştu. Benim babamı benden daha çok sahipleniyordu. Bir noktada haklıydı benden daha çok babalık yapmıştı ona. Bu duygu içimde tarifi zor bir burukluk bırakmıştı.

Çalan telefonunun ekranını bana gösterdi bol kalpli babiş yazısı ve samimi bir fotoğraf vardı. İçim çok ciddi burkulmuştu. Onu görmezden gelip Baha'ya döndüm. 

"Hoş geldin Baha" dedim içimdeki son heves ile.

Gülümseyerek "Hoş buldum" dedi. 

Eva'nın konuşmalarını istemsiz duyuyordum. Babamı şimdiden çok özlediğini söylüyordu. Baha zeki bir çocuktu o tarafa daldığımı hemen fark edip konu açmaya çalıştı. O iyi biriydi.

Daddy İssuesWhere stories live. Discover now