69 🔰 "Yastık savaşları 2"

En başından başla
                                    

🔰

Ertesi sabah hepimiz her yerde Bahri'yi aradık ancak hiçbir yerde yoktu. Bahri'nin siyah kıvırcık saçları vardı. Ne zaman onu görsek saçlarını  bir kuş yuvası gibi karıştırır sonra bizi kovalayana dek sinir ederdik. Aklımıza direkt saçları geliyordu çünkü bir şeyden emin olmak için bakacağımız tek şey saçlardı. Bunu hiç istemesek de bundan ölesiye nefret etsek de.

Hiçbirimiz tahmin ettiğimiz şeyin olmasını istemiyorduk ama buna mecburduk.

Dördümüz de farklı yerde konumlanarak İlhan'ın yatakhanesine geldiğimizde "Ben bakarım," dedi Mehmet.

"Hayır," dedim başımı iki yana sallayarak. "Bu sefer ben bakacağım."

Mehmet usulca başıyla onayladı ve yatakhaneye girdim.

Adımlarım bir şeyin olmasını istemezcesine yavaş ve huzursuzken ben direkt İlhan'ın yatağına doğru ilerliyordum. Gözüme çarpan yastığı mide bulandırıcı derecede dolgunken göğsüme dopdolu bir nefes çektim. İçim öyle doldu ki çatlayacaktım sanki.

Cesur olup yastığı elime aldım ve arka cebimdeki falçatayla birkaç dikişini kestim. Yepyeni saç kalıntıları gözümün önünde dururken hiç istemesem de elimi içine attım ve şöyle bir karıştırdım. Çenem titremeye başladığında gözlerim nemlendi. Böyle bir buhu ile net bir şey görmek mümkün olmasa da iki kıvrık siyah bukle takıldı parmağıma.

Elim yastığın içindeyken titremeye başladım. Gözlerimden sicim gibi boşalan yaşlar çenem doğru süzülürken alt dudağımı ısırdım tüm gücümle. O kadar çok ısırmış olmalıyım ki kanın metalik tadı dişlerimden dilime ulaştı. İçimde büyüyen bir ateş topu tüm hücrelerimi kavururken bu acıyı bir kez de gözlerim görsün diye elimi yavaşça çıkardım.

Üç parmağıma dolanan siyah kıvırcık saçlar kuş yuvası diye oynadığım saçların aynısıydı.

Titreyen elimi kendime doğru çekerken gözlerim tam net görememeye başladı. Diğer kolumla yaşları silip daha net görmeye çalışırken pes edercesine yastığı yerine koydum.

Tek bir bukle ile yatakhanenin çıkışına doğru yürürken omuzlarım düşmüş tüm bedenim eti ile kemiği ayrılmışçasına sızlıyordu.

Tam kapının oraya geldiğimde koridorun karşısında kolları önünde bağlı kaşları çatık Mehmet de koridorun diğer ucunda ama gözü bende olan Samet de merdivenlerden bizi izleyen Serhat da cevabı anladı.

Bakışlarım yerdeyken sağ elimin işaret parmağına dolanmış bir bukle saç tüm soruların cevabıydı.

Mehmetin kolları yavaşça çözülürken, Serhat oturduğu yerden kalktı yavaşça. Samet'in adım atmaya hali yokmuşçasına eli ile ağzını kapatıp direkt göz yaşlarına boğulması ne kadar vahim bir durum içinde olduğumuzu kanıtlıyordu.

Bizler, bir katliamın tam ortasındaydık...

🔰

Avcumda tuttuğum siyah buklelerle sıramda otururken yanıma Mehmet geldi. Ön tarafa doğru eğilip ellerini birbirine geçirdi ve bana bakarak "Sanırım ilgilenmemiz gereken bir konu daha var," dedi. Yüzümü ona çevirdiğimde bakışlarını yere indirdi. "Şu evlatlık almak için gelen çift. Onları ben bir kere daha gördüm."

Kaşlarımı çatarak baktım. "Nasıl yani?"

"Bak, nasıl söylenir bilmiyorum ama sanırım kılık değiştirip yeniden geliyorlar. Not aldığın cümlenin aynısını söylediler. Farklıydılar gerçi. Senin gördüğün bakımlı erkek ve kadın değil de daha mütevazı insanlardı ama aynıydılar sanki."

PROFESYONEL  [F•]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin