62. Bölüm~'Ateş Hattında'

Start from the beginning
                                    

Bir dakika, Emir neredeydi? O da bizimle gelmişti ama burada yoktu. Burada olmadığına emin olduğumda balkon camında onun kumral saçlarını görebiliyordum. Bu çocuk hiç mi uyumazdı ya? Usulca kanepeden kalkıp üzerime çantamda olan hırkamı geçirip balkona yöneldim.

- Selam!

Diyerek yanına oturduğumda ilk başta şaşkın ve uykusuz gözlerle bana baktı. Daha sonra gülümsedi ve dudaklarını araladı.

- Selam, seninde uykun gelmedi sanırım.

Başımı salladım. Emir o kadar uykusuz gözüküyordu ki resmen şu an bile uyuyacak gibiydi. Çiğdem'in evinin balkonunun manzarası da fena değildi gayet güzel bir gece manzarası vardı.

- Çiğdem birşeyler demişti ben uyumadan önce.

- Ha evet. Yarın okulun son günü olacağı için güzel bir plan varmış aklında. Sadece görüntü kayıplarını Aksel'den istedi o kadar.

- Ne!

Dedim Emir'in cümlesinden hemen sonra. Bu kız ne yapmaya çalışıyordu? Tamam oldukça profesyoneldi ve akıllı bir kızdı. Bizden önce o okulda o vardı eski sezonda o vardı ama bu bir çılgınlık!

- Bende senin gibi aynı tepkiyi verdim.

Diye mırıldandı Emir yorgun ve uykusuz sesiyle. Ama yüzünde hiç gülümsemesi eksik olmuyordu. Bana bakınca neden hep yüzünde tebessüm oluşuyordu anlamıyordum.

- Uykusuzsun Emir. Hadi içeri girelim.

- Sera, balkonda kalsam olur mu?

Bu çocuk kendini öldürmek mi istiyordu? Neyse, bende kalıyorum. Neden inat ettiğimi bilmiyorum sadece bende kalmak istiyordum.

- Tamam o zaman bende kalıyorum.

Dedim ve içeriden battaniye getirerek ikimizin üzerine örttüm. Aslında balkonda uyumak daha da güzel bir fikir.

- Manzara güzel değil mi Emir?

Yanıt vermeyince ona doğru döndüm. Çoktan uyumuştu başını omuzuma yaslayıp. Ben neden hissetmedim ki başını omuzuma yasladığını? Kafayı yemek üzereyim sanırım bende uykusuzluktan. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken sanki boynuma bir öpücük kondurulmuş gibi hissettim, bu da uykumun oyunlarıydı. Ve en sonunda gözlerim tamamen kapandı...

                                       ***

- Hadi uyanın uykucular! Ateş hattında falan değiliz değil mi?

Çiğdem'in alaram sesiyle gözümü açtığımda Emir'in kolları arasında olduğumu fark ettim. Allah kahretsin! Dün gece burada uyuya kalmıştık!

- Oooo bakıyorum da siz iyice olmuşsunuz.

Çiğdem balkona pat diye girip bizi öyle görünce Emir hâlâ uyuyordu. Elimle sus işareti yapıp Emir'in kolları arasından kurtuldum ve ayaklanarak içeri girdim.

- Çiğdem daha saat altı! Okulun başlamasına daha iki saat var.

- Erken uyandırayım dedim. Ha bu arada Aksel evine gitti.

Dediğinde başımı salladım ve bende Ege'nin anahtarını cebinden alarak Ege'yi uyandırmaya çalıştım. Bizim de gitmemiz gerekiyordu okul formalarımızı giymemiz için. Ama Ege uyanmak bilmiyordu resmen! Bu ne zaman normal şekilde uyandırdı ki zaten?

- Yine su mu döksek uyandırmak için.

- Sakın!

Diye gözlerini açtı Ege, Çiğdem'in cümlesinden hemen sonra. Bilerek uyanmıyordu zaten su dökme meselesini açınca hemen uyandı. İkimizde kahkahalara boğulduktan sonra Ege'de haline güler oldu. Benim ise aklıma o soru vardı. Çiğdem, Aksel'den aldığı görüntü kayıtlarıyla ne yapacak?

Kusursuz OkulWhere stories live. Discover now