7.BÖLÜM| ESARET HALKASI

33.1K 1.6K 69
                                    

7

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

7.BÖLÜM; ESARET HALKASI

....

İçimden sayısız kere ağıtlar yaktım ayaklarım için. Alt tarafı bir soyadım değişsin bir de Zehra'yla daha yakından ilgileneyim diye evlenmek istediğim evliliğime çeyiz düzdüler. Neymiş hayatımda ilk defa evleniyormuşum, yatak takımı, havlu takımı, "gecelik takımı", mutfak takımı... Ve daha nicesi. Bir de hepsini benim seçmemi bekliyorlar gözümün içine baka baka. En son bir mağazaya girdik iç çamaşırı mı ne satılıyor? Güler Teyze'nin eli gitti dantelli mantelli saks mavisi bir takıma.

"Allah aşkına Güler Teyze alma ben nerede giyeceğim onu?" Filiz Annem elimin üzerine elini koyup gözlerini kırpıştırdı. Can çekişir gibi dudaklarımı büzdüm, Güler Teyze eğer oğluyla esaslı bir evliliğim olsun istiyorsa kesinlikle olmayacak gibi. Çünkü o konuşmanın olduğu günden bugüne Alp Akın benim yüzüme bile bakmadı, kucağımdan inmeyen kızını bile sevmeye yeltenmedi. Bir de bizden halvet mi bekliyorlardı?

Filiz Annem bakışlarıma sessiz kalmadı. "Güler gerek yok alma zaten aldığın halvet giysileri yeter."

Alt dudağımı kavradım şaşkınlıkla ne ara aldı bu kadın? Bu halimi gören Nur Abla sessiz sessiz kıkırdadı. Nur Ablada gelmişti bizimle yardımı olur diye.

"Abla ne yetecek benim aslanıma baksana Meryem'e maşallahı var." Utançla arkamı döndüm. Yarabbi neler diyor bu kadın? "E yeter dedim Güler ikiletme beni."

"İyi abla iyi!" dedi müstakbel ateşli kaynanam. Kaynatamın erken gitmesi bu kadının yangınını içinde bırakmış bana sarıyor mübarek.

Mağazadan çıktığımızda en sona bıraktığımız yüzük olayı vardı. Kuyumcunun birine girdik, etraf sarı sarı altın doluydu. Kuyumcu önüme bir sürü alyans koydu o kadar çok vardı ki beğendiğimin yerini kaybettim beğenmediğimi beğendiğimle karıştırdım. Öyle kafam karıştı bir de çeyiz yapacaklar diye koşturdukları ayaklarım zonklayınca kayış bende hepten kopmuştu.

En son elim bir yüzüğe gitti o da beni al diye bakıyordu sanki. Sarı altındı belki beyaz altından olsa daha çok sevecektim ama yüzük aklıma yatmıştı diğer yüzüklerden daha zarif daha sade ve tam benim ruhuma göreydi. Elime alıp parmağıma taktım ve karşıdan şöyle bir baktım, elime yakışmıştı ve dahası evlenecek olmamı yeniden kafama vurmuştu.

"Bunu alalım,"dediğimde kimse itiraz etmedi. Filiz Annem yüzüğün paketlenmesini söylerken bir tane zincir, iki koluma kelepçe ve künye aldı. Almasına gerek yoktu ama içinden geldiyse alsındı.

......

Gözlerim bir Sevgi Teyzeyi bir ocağın üzerindeki kahve tenceresini (dikkatinizi çekmek isterim tencere diyorum) bir de tezgâhın üzerindeki sayısız fincanlarda geziyordu kahve rengi gözlerim. Kelle başına fincan düştüğüne göre bir iki üç dört beş.....kırk....ikiyüz. Yuh devenin nalı.

ZEMHERİ [Final Oldu]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin