Ouran Konuk Kulübü x Okuyucu (aka reader)

Bugünden İtiraben Konukçusun!

(Başlamadan lütfen açıklamayı okuyunuz! İtalik yazılar iç sesleri temsil etmektedir. Yatay olanlar yani...)

Senin Bakış Açınla

Saat öğlen 3'ü üç geçiyordu. Kendimi bir bahçenin bankında otururken buldum. Nerde olduğumdan hiçbir fikrim yoktu. Çünkü en son odamın yatağında mışıl mışıl uyuyordum. Durumu kavramak için bir süre olduğum yerde durdum ve etrafa baktım. Özenle budanmış çalılar, mis gibi kokan güller ve diğer çiçekler... Bahçedeki her şey inanılmaz derecede süslenmiş, elit görünüyordu. Arka taraftan, bir süs havuzunun sesi kulaklarıma kadar geliyordu. Çok güzel bir rüyada olduğumu düşündüm.

Ötede gözüken hoş binalara bakarsak, bu bahçe devasa bir akademiye ait olmalıydı. Üniversite de olabilirdi tabii emin olamazdım. Tek bildiğim, ortamın epey elit, hoş ve zengin bir hissiyat katmasıydı.

Çok geçmeden rüyada olduğumu kabullenip dizimdeki eşyaları yanıma koyarak ayağa kalktığımda üstümdeki giysilere baktım. Üstümde, içinde beyaz gömlek olan koyu renkli bir sweat shirt vardı. Çok yeni veya pahalı durmuyorlardı. Altımda da bol bir pantolon vardı, gözümde ise iri yuvarlak çerçeveli gözlükler vardı. Normalde giydiğim şeyler olmasa da son derece hoş bir kombin olduğunu düşündüm.

Uyandığımda dizlerimde bulduğum eşyaları banktan geri alıp inceledim. Bir kitap, iki defter ve minik bir kalemlik vardı. Defterlerin ve kitabın içinde (Y/N) (S/A) yazıyordu. Ne yani... Ufak bir şaşkınlıktan sonra dikkatle düşünmeye başladım. Cidden bu eşyalarda benim (gerçek adın veya sık kullandığın takma adın) yazıyordu. Etrafta çok az sayıda insan vardı ve bir binaya doğru ilerliyorlardı.

Burda durmak yerine ben de oraya mı gitsem?

Rüyadayım falan ama, belki yapmam gereken bir şey vardır. Yoksa da etrafı görmüş olurum.

Tüm bunları düşünürken girmek istediğim binaya doğru ilerledik ve girişini nasılsa hemen buldum. Daha içeri girmeden, içerisinin nasıl görüneceğini az çok tahmin edebiliyordum. Süslü bir büyük avize, kırmızı halılar ve geniş bir giriş beni karşıladı. Başta biraz tereddüt ettim ama bir rüyada ne olabilirdi ki edasıyla ilerlemeye başladım. Büyüklüğünden dolayı tenha gözüken salonun ortasında ikiye ayrılan merdivenler vardı. Ortadaki merdivenler hariç sağdan ve soldan olmak üzere ayrılan iki koridorlar da gözüküyordu. Aynı giyinmiş öğrenciler olduğunu görmesem, okul değil de bir saray olabileceğini düşünürdüm.

Ellerimdeki kitap ve defterlere bakarsak burda okuyor olabilme ihtimalimi düşündüm. Sonuçta kocaman kampüste başka ne işim olacaktı? Yine de forma giymeyen tek kişi olduğumdan kararsızlık yaşadım. Açık ve yumuşak tonda sarı elbiseli kızlar, mor takım üniforma giymiş oğlanlar...

"Burda bekleyecek halim yok.. değil mi?" dedim kendime. Kime sorsam... İnsanları dikkatle incelemeye başladım. En yakınımda bir kaç oğlan vardı. Bunlar çok zübbe duruyor. Kıkırdayarak sohbet eden kızlar yanımdan geçtiler. Bunlar da çok şımarık olabilirler. Bekle... Hepsi öyle görünüyor?!

Kenarda köşede; siyaha yakın, koyu mor, yüzünü göstermeyecek şekilde her yerini kaplayan bir pelerin giymiş biri duruyordu. Gözünden aşağısı ve pelerininden hafif şekilde çıkarmış olduğu kukla tutan eli, gözüken tek şeyiydi. Kibirle bakan insanlardansa korkutucu giyinmiş birini tercih ederek ona yaklaştım ve "Şey... Acaba ders var mı? Ya da şu an bulunmam gereken bir yer?" diye sordum. Çıkardığı garip telaş seslerinden yola çıkarak erkek olabileceğini düşündüğüm kişi daha da panikledi ve elinde tuttuğu kedi kuklasına baktı. Bir süre sakin şekilde düşünür gibi durduktan sonra merdivenleri işaret ederek "Ş-şu an kulüpler açılıyor. Koridorları takip edersen... görürsün." yanıtını verdi. Teşekkür edip tam ayrılacakken arkamdan "Kara Büyü Kulübü'me de bir göz at istersen..." dediğini duyduğumda döndüm ve yutkunup "T-tabi..." dedim. Azıcık uzaklaşmış olmama rağmen ağzının hafif gülümsediğini fark ettim. Mümkün değil! Hızlı adımlarla yukarı çıktım. Seçe seçe seçtiğim kişiye bak?! Benim kısmet seviyesi...