"Burada olacağın hayalinin gerçekleşeceğini hiç düşünmemiştim." Diye itirafta bulundu,içinde kelebekler uçuşurken.

"Dünün özrünü dilemek istedim." Dedi,koltuklardan birine otururken. "Vicdan azabı yakamı bırakmadı."

Uzun boylu olanın aklına dün gece doluştuğunda yine ağlama isteği ile doldu,fakat bu defa engellemeyi bildi. "Ahenk,beni normal biri olarak bile sevmiyor musun?"

"Kendimden başka kimseyi sevmiyorum." Omuz silkti kadın. "Sen de bunun farkındasın."

"O zaman neden benden başka herkese iyi davranıyorsun?" Tırnaklarıyla oynamaya başladığında,genç kadının elleri soyulmuş parmaklarına takıldı.Sorusuyla afallamış ve yutkunma ihtiyacı hissetmişti.

"Çünkü aşkın bana ağır geliyor." Dedi,doğruyu söyleyerek. "Ne yapacağımı bilmiyorum."

Hüzünle buruştu Gül'ün yüzü. "Ve beni yerle bir etmeyi mi seçiyorsun hep?" Ortadaki masanın üzerine uzanıp paketinden bir dal çıkardı,titreyen ellerinden düşen dal kadına doğru yuvarlandı,eline alıp Gül'e tekrar uzattı.

"Gül,ben böyle bir insanım.Senin tanıdığın gibi değilmişim demek ki,olamaz mı?"

"Bana bunu söyleyemezsin." Dedi Gül,kadının uzattığı sigarayı parmaklarının arasından alıp dudaklarına yerleştirdiğinde. "Herkese çiçekler açıyorsun Ahenk,beni sağanak yağmurun altında bırakıyorsun,hep."

"Aşkına karşılık alamadığın için bunları söylüyorsun." Genç kadının savunması Gül'ü bir nebze şaşırtmış,çokça üzmüştü.

"Kaç defa söyleyeceğim,sen bana aşık ol diye sevmedim seni.Bu kaçıncı söyleyişim,kaçıncı inandırmaya çalışışım Ahenk?" Soruyordu,yine cevapsız kalacağını bilerek.Ahenk onun çığlıklarla dolu sorularını hiçbir zaman duymamış,duysa da anlamamıştı.

"İnanmıyorum." Dedi,arkasına yaslanırken. "O zaman yıllardır bu duygularla yaşıyorsan,neden sadece aylardır peşimdesin?"

Dumanı dışarı üfledi Gül. "Ben senin hep peşindeydim." Diye bir itirafta bulundu. "Hep beni sevmeni diledim,beni görmeni diledim." Burukça güldü. "Ufacıktık benimle oynamanı bile diledim,hep peşindeydim." Biten sigarasını küllüğe bastırdı,onun karşısında sigara içmeyi sevmiyordu,evinin önünde saatlerce beklerken bile içmiyordu,fakat işler çığrından çıkmıştı,bir yenisi yaktı sonra. "Aciz kaldım,bana bakmanı bile diledim çoğu zaman,ama hiçbiri olmadı." Kenarında duran telefonu eline alıp havada salladı. "Şu meret yardım etti bana,parmaklarınla parmaklarımız kavuştu."

Genç kadın duydukları karşısında vurdumduymaz tavrını sürdürüyor,herhangi bir mimiğini bile değiştirmiyordu.Ahenk'in gözlerinde bitse de gitsem ifadesi hüküm sürüyor,karşısındaki kadını bilmeden yine üzüyordu.

"Aptal bir aşığı üzdüğüm için karalar bağlamayacağım." Bu sefer masada duran pakete o uzandı,karşısındaki kadının şaşırmasını bekledi ama demek ki biliyordu diye düşündü. "Kim bilir neler düşlüyorsun senelerdir kendi kendine,içine beni de katıyorsun.Ben bundan bile bir haberim,Gül." Çakmağı ateşlediğinde ikisinin sigarasından havaya çıkan dumanı izledi bir süre. "İstediğin değeri ve sevgiyi bende bulamayacaksın,sen bir kadınsın ve ben kadınlardan hoşlanmıyorum.Bunu sana o kadar çok söyledim ki,içinde tekrar bir umut tanesi peydah olmasın diye."

Hararetle lafını böldü Gül,karşısındaki kadının. "Anlamıyor musun!?" Ayaklandı sonrasında. "Bana aşık ol diye sevmedim seni.Neden anlamak istemiyorsun Ahenk?" Karşısında yükselttiği sesi ile yerine sinmiş kadını gördüğünde gözlerini kapatıp toparlandı,kalktığı yere oturdu tekrar. "Benim güzel Ahenk'im." Dedi,bir yandan içi giderken,onun ellerine uzanmak istedi.İstemekle kaldı. "Sadece küçük şeyler bekledim senden,benimle konuş istedim mesela." Parmaklarıyla oynamaya başladığında,Ahenk'in yine soyulmuş ve çevresi yaralar dolu parmaklarına baktığını bilmiyordu. "Beni ağlatma istedim,gülümse benim için istedim.Gözlerimin rengini bil istedim." Öğretmek istermiş gibi açık kahve gözlerini sevgilisinin gözlerine dikti.

Başını iki yana salladı Ahenk,içinde kopan fırtınaları karşısındaki kadına anlatmak istedi.Onu anlamıyordu,kendini anlatamıyordu. "Zaten karşıma çıksan ve benden rica etsen yapacağım şeylerdi bunlar.İlk başta bana yüzünü bile göstermedin,kim olduğunu bilmedim." Sinirlendiğini hissetti. "Sana kaç defa neden birlikte bir şeyler yapmıyoruz diye sordum,ama sen korkaktın!" Bu sefer sesini yükselten oydu,açık kahve gözlerde gördüğü doluluk yutkunmasına sebep oldu.

"Sana sebebini anlattım,bana neler yaptığını anlattım Ahenk." Gül,onun yaptığı her şeyde haklı çıkma kompleksi olduğunu biliyordu.Bu hem onu,hem de sevgilisini yoruyor diye düşünüyordu.

"Küçüktük,büyüdük artık görmüyor musun?Kafede otururken bile gelmedin yanıma,başkası gelince ağladın üstelik.Kendi korkaklığın yüzünden sana ördüğüm duvara sinirleniyorsun şimdi de."

"Herkes çevrendeki herifler gibi değil! Onlar gibi zengin,yakışıklı,özgüvenli değil!" Bu defa yükselen sesine mâni olamadı. "Geçmişte senin için o kadar şey yaptım ki,şimdi seninle yan yana gelmek benim için cesaret gerektiriyor,bu hâle sen getirdin beni." Kendini durdurması gerektiğini düşünüyordu,yoksa konuştukça konuşabilirdi.Sevgilisinin gözlerinde gördüğü alaylı ifade onun için son damla niteliğindeydi. "Bana korkak deyip duruyorsun,seni severken neleri göze aldığımı biliyor musun? Ailemi bıraktım geride,herkesi geride bıraktım.Seninle beraber olmak için bile değil,sadece seni sevmek için."

"Ne demeye çalışıyorsun?" Dedi kadın,kafası karışmıştı,çünkü daha evvel karşısında gözleri dolan kadının ailesini merak bile etmemişti.

"Babam karşıdır böyle şeylere,eski kafalıdır.Annem de bizi bıraktı gitti zamanında,onun hakkında duyduğum tek şey gülüşümü sevdiği oldu.Benim için her şey sendin Ahenk,odamda seni çektiğim fotoğraflarla dolu bir dünyam vardı,babam anladı ve ben mahvoldum." Elinin tersiyle gözlerini sildi. "O kadar sevmez ki,o kadar nefret dolu ki bu duruma,arada evimi basar beni döver hâlâ." Derince,titrek bir nefes aldı. "Korkak diyorsun bana." Dedi,inanamaz gibi.
"Beni bu durumdan vazgeçersem affedeceğini söyledi,ben ne yaptım biliyor musun?"

"Vazgeçmedin." Dedi,sevgilisi soru sorar gibi şaşkınca.

"Seni seçtim." Onu onayladı. "Ailemi geride bıraktım,babam benim ailemdi.Ama şimdi benim ailem sensin.Fakat sen de beni kovuyorsun Ahenk,ağlatıyorsun.Küçük bir çocuk gibi evinin önündeki kaldırımda savunmasız bırakıyorsun beni,küçük bir çocuk gibi seni bekliyorum gel yanıma diye.Ağladığıma şahit olduğun hâlde telefonda güle güle başka heriflerle konuşuyorsun." Kafasını iki yana salladı. "Neyse," dedi. "Benim derdim bu da değil,ben seni tüm gördüklerime rağmen sevdim." Avuç içleriyle gözlerini ovdu,iç çekti sonra. "Ama sen beni bir nebze olsun sevmedin,her şeye rağmen.Sadece ilgimi sevdin,çünkü senin için ilginin cinsiyeti falan yoktur." Sevgilisine yaklaştı,onun nefesini yüzünde hissettiğinde bunu çok sevdiğini,hayallerindeki gibi olduğunu fark etti. "Gözlerimin altına şahit misin? Bu vücudumda görebilir olduğun tek eser,içimdekilerden bir habersin,lâkin ben de gösteremem zaten.En azından bunu bil,aklına kazı."

Ahenk söylenilenleri bir kenara çoktan bırakmış,aklından geçen felaketi yapmayı düşlüyordu.Bunu yaparsa nasıl geri döneceğini bilmemekle beraber,içindeki asi duygu onu dürtüyordu.O öncesini ve sonrasını düşünmeden hareket ederdi her daim,ona acıyla bakan kadının dudaklarını,kendi dudakları arasına bir hışımla aldığında da olacakları düşünmemişti.Karşısındaki kadının buz kestiğini hissetti,hareketsiz kaldığında pişmanlık duygusunu hissederken dudaklarının üstünde hakimiyet kuran et parçasının hareket etmesiyle bu duygu yerini tarifsiz bir şeye bırakmıştı.

İkisi farklı koltuklarda,dizleri birbirine değerken öpüştüler.Uzunca olanın yüreği her harekette aşkı yüzünden hoplarken,karşısındaki kadının ise korkudan hopladığından bir haberdi.

Ahenk,dudaklarını sıkıca saran dudaklardan zevk aldığında kaşlarını çattı,emin olmak için karşısındaki kadını yakalarından tutup kendine doğru iyice çektiğinde,dilini devreye sokmuştu.Gül'ün,onun bile farkında olmadığı avuç içleri bu hareketle tırnakları sebebiyle kanamış,ona bakıp bakıp farklı duygular hissettirecek hâlâ bürünmüştü.

Ve işte bu dans eden dudaklar,ikisinin de felaketi olmuştu.

Gül,umut dolmuş.

Ahenk ise zevk almıştı.

Zelzele (GxG)Where stories live. Discover now