29.

1K 88 23
                                    

Kendini yüksek bir yerden atıyormuşçasına,içinde korku ve heyecanla karışık bir his boy gösteriyor,bedenine yansıdıkça dudaklarını kemiriyordu.

O gelecekti.

Ahenk.

Evine gelecek,kokusunu burada bırakacak,koltuklarından birine oturacaktı.Öyle bir şeydi ki,genç kadının mucizesi hâline çoktan gelmişti.

Voltalarını durdurdu,masada duran sigara paketinin içinden aldığı dalı titreyen elleriyle dudaklarının arasına koydu,derin bir nefesle yaktı.İçine doldu duman,bir rahatlama gelmesi gerekiyordu bedenine,bunu beklemişti.Beklediği gibi olmadı,dizleri titriyor,en önemlisi yüreği titriyordu sanki.

Titreyen yüreğini onun avuçları arasına bırakmak istiyordu.

Aynaya doğru yürüdü sarsak adımlarıyla,gözlerini yüzüne çıkardı.Gözlerinin altına baktı,acılarının torbasına.Ahenk onu ne vakit üzse,küçük bir çocuk gibi savunmasız kalıyor,onun kapısının önünde ağlıyordu.

Onun yüzünden üzülürken bile onu bekliyordu kaldırımda.Bazen yoldan geçen ayak seslerini o sanıyor,bir hevesle başını kaldırıyordu,fakat hiçbir zaman aradığını bulamamıştı.Bu konudaki umudu tükenmiş,artık hiçbir ayak sesinde kafasını kaldırmıyordu,fakat ne vardı ki hoplayan yüreğine de sahip çıkamıyordu,ya oysa?

Hiçbir zaman o olmayacaktı,kendi kabullense,onu arayan kalbi olduğunda,söz geçirmeyi bilmiyordu.

Üstüne bir şeyler geçirmek istedi,güzel gözükmek istedi,sonra vazgeçti.Ne yaparsa yapsın onu sevmeyecek olan sevgilisi,genç kadının tüm umudunu silip süpürmüştü.

Çalışmaktan nasır tutan ellerine baktı,gözünden bir yaş süzüldü yanağına doğru,durdurmak istedi,bir diğeri daha süzüldü.

"Bari hediyemi sevmiş gibi yapsaydın." Dedi,dudaklarını oynatarak.Söndürdü biten sigarayı,bir diğerini yaktı.Ağladı,biten sigaradan sonra yine yenisini dudaklarına götürdü.

Evin dağınıklığına baktı,yüzünü buruşturup ayağa kalktı,yerli yerine koydu her şeyi.Sonra bir anda zil çalıverdi,birkaç damla yaşı sildi kadın,sonra yenisi aktı.Yüzüne bir tebessüm yerleştirdi,annesi gülüşünü severmiş,belki Ahenk de sever diye düşünüyordu.

Kapıyı araladı sonra,göz göze geldiler.Genç kadın,sevgilisinin ela rengi gözlerini gördükçe,gözlerinden birkaç damla daha süzülüverdi,kendi silmek için elini kaldırdığında,sevgilisi ondan önce davrandı.İnce parmakları genç kadının yüzünü buldu,yaşları dağıttı.Sanki bir emir vermişti yaşlarına parmakları,dahası gelmedi.

"Ağlama benim için." Dedi,karşısındaki kadın.Gül,sevgilisinin gözlerinde ilk defa bir hüzne şahit oluyordu.Dudakları hafifçe aralandı şaşkınlıkla birlikte.

"Senin için ağlamayı bile seviyorum." Dedi kadın,ona göre aşkını dile getirmediği her saniye boşa yaşıyor,boşa nefes alıyordu.Her fırsatta onu ne kadar sevdiğini anlatabilmek istiyor,içindeki sevginin karşılık bulabilmesini imkansızlıklara rağmen dilemekten vazgeçemiyordu.

Uzanıp sevgilisine sarılmak istedi,ürktü.

Ona birçok el değiyordu ama,onun dokunuşları belki Ahenk'i rahatsız ederdi diye düşündü,dudakları aşağı doğru kıvrıldı.Eliyle içeriyi gösterdi. "Kapıda durduğun andan itibaren evimi bile sevmeye başladım,içeri geçersen belki de güzelliğinden aklımı kaybederim,ama değer." Derin bir nefes aldı karşısındaki kadın içeri adımlarken. "Değil mi Ahenk?"

Paltosunu çıkardı kadın,asabilecek bir yer ararken uzun boylu olan eline alıp koltuğun üstüne bıraktı.Poşette tuttuğu pastayı da elinden alıp masanın üzerine koydu.Sonra tekrar karşısına geçip gözlerinin içine baktı.

Zelzele (GxG)Where stories live. Discover now