05

133 15 92
                                    

Ginny Weasley ile Astronomi Kulesi'nde konuştuğunun ertesi günü Pansy Parkinson, arkadaşları Draco Malfoy, Blaise Zabini ve Theodore Nott ile bahçedeydi. O gün cumartesi olduğu için biraz rahatlamaya karar vermişlerdi.

Blaise her zamanki gibi düzgün duruyordu, kravatı güzelce takılmış, gömleği iliklenmişti. Draco'nun kravatı olabildiğince gevşekti, gömleğinin ilk uç düğmesi açıktı ve Theodore ise bırakın cüppesini giymeyi, kravatını takmakla bile uğraşmamıştı, boynuna asılıydı. Draco'nun gömleği gibi onun gömleğinin de ilk birkaç düğmesi açıktı.

Cüppesini çıkartıp bir kenara atan Pansy, başını Draco'nun kucağına koymuş, çimlerde uzanıyordu. Blaise ve Draco öylece oturup önlerinde uzanan gölü izlerlerken Theo ise gölün önündeki kayın ağacına sırtını yaslanmış, gölü arkasına almıştı. Elinde bir elma vardı, onu ısırırken epey tasasız görünüyordu.

"Bütün gün böyle sessizlik içinde oturacak mıyız?" diye sordu Blaise.

Elindeki küçük topu havaya atıp tutmakla meşgul Pansy topu bir kere daha attı ve tuttu, sonra başını çevirip kendisini izleyen Blaise'e baktı.

"Ne yapmamızı önerirsin? Hafta sonu, biz de aptal derslere koşturmaktansa oturuyoruz işte."

"Hayatımızın ne kadar boktan olduğundan bahsetmemizi falan mı isterdin?" diye lafa karıştı Draco.

"Hayır, sadece sıkıldım, o kadar," dedi Blaise omuz silkerek.

"Bahsedebilirsin Draco, başka işimiz yok sonuçta, senin boktan hayatını dinleyebiliriz bence," dedi Theo elmasından bir ısırık daha alarak. Ardından elma tutmayan elini kumral saçlarına götürüp karıştırdı. Pansy ve Blaise'e şöyle bir baktı. "Ne dersiniz?"

"Bana uyar," dedi Pansy. Elindeki topu Theo'ya attı, Theo da ona sırıtarak topu yakalayıp geri attı. "Hepimizin hayatı birbirinden berbat, sırasıyla dinleyebiliriz birbirimizi."

Blaise de başını sallayıp onları onaylandıktan sonra Theo, Draco'ya dönerek "Sendeyiz," dedi.

Draco bıkkın bir nefes verdi ve burnunun kemerini sıktı. "Bundan bahsetmekten nefret ediyorum."

"Biz de kendi hayatlarımıza bayılmıyoruz," dedi Pansy.

"Senin baban seni zorla-" Sesini fısıltıya dönüştürerek devam etti. "Ölüm Yiyen yaptı mı Pans?"

Pansy nefesini tutup dehşetle gözlerini sıkıca kapattı. Bunun gerçekleştiğini biliyordu, ama Draco'nun ağzından duymak farklıydı.

"Merak etme, yakında ben de sana katılırım. Bu yaz pek çok kez annemleri bunun hakkında konuşurken duydum, ama henüz reşit olmadığım için ertelemek istiyorlardı," dedi Pansy buruk bir gülümseme ile.

"Benim ailem beni yakında evlatlıktan reddedecek, benim tasalanacak bir durumum yok," diyerek omzunu silkti Theo. Umursamaz görünmeye çalışarak elmasından bir ısırık daha aldı.

"Harika değil miyiz ya?" dedi Blaise. "Benim annem durmadan boşanıp Ölüm Yiyen biriyle evleniyor, ardından ondan da boşanıp başka bir Ölüm Yiyen ile evleniyor, böyle bir döngü içinde. Draco onlardan, Pansy'nin de onlara katılması yakın, Theo ise onların düşüncelerini yüksek sesle eleştirmekten geri duramadıği için evlatlıktan reddedilecek, kendi çukuruna batmış. Gerçekten muhteşem durumdayız."

"Siz ikiniz de kan ayrımcılığı yapıyorsunuz Blaise," dedi Theo. "Sen ve Draco. Muggle doğumlu birini gördüğünüz an o iğrenç kelimeyi söylemekten geri durmuyorsunuz, bırakın melezleri,  kanıbozuk diye nitelendirdiğiniz safkanları bile aşağılamaktan geri durmuyorsunuz."

heart to heart (ginny weasley × pansy parkinson)Where stories live. Discover now