21-Bana Yine Sırtını Dönme!

1K 109 149
                                    

Ben geldimmmm. Özlemişim Genco ve Ati'yi yazmayı. Siz de özlediniz mi bakalım?
Yazarken biraz zorlandım ,hamlamış olabilirim. O yüzden hatam varsa şimdiden affola.


"Ulan o gol kaçar mıydı be! Ayağının ayarını sikeyim ben senin gibi forvetin!" Atilla yanında oturan Gencer'e olan sinirini maçtan çıkarırken, hop oturup hop kalkıyor ,inadına gözü yanında kıpırdanıp duran esmer herife yanlışlıkla bile değmiyordu. Bu seferki kararlılığı kendini bile şaşırtırken, duruşunu bozmamak için Gencer'in sinirli bakışlarını maç boyunca görmezden gelmeye çalıştı.

Gencer ise Atilla'nın tam aksine ,az önce odada yaşadığı anları kafasında evirip çevirip, kumral adamın söylediklerini düşünüyordu. Tripli inatçı kumralı o odada tutup, ikna edene kadar öpmemenin pişmanlığını yaşıyordu dakikalardır. Dizi dizine değen Atilla'ya kaçamak bakışlar atıyordu lâkin, kumralı dönüp bir kere göz ucuyla bile bakmıyordu ona. Çıldırtmaktı niyeti besbelli. Dün gece kapısına dayanıp sevdiğini söyleyen o değilmiş gibi şimdi buz gibi uzak duruyordu ondan.

"Atilla, yemin ederim beni sınıyorsun oğlum. Bak fena olacak sonu! " Dişlerinin arasından öfkeyle karışık, özlemle yanındaki kumrala doğru fısıldadı. Bir kere daha boynundan kokusunu solusa ne vardı? Tamam dün reddeder gibi olmuştu ama, herkes Atilla gibi   tez canlı mı olmalıydı?

"Gencer sus! Söyleceğimi söyledim. Maçı izle beni değil! " Cüneyt abisinin tavrına işte bu der gibi bakıyor, Gencer ise çenesini kasmış kumral herifin inadını izliyordu öfkeyle. Üçüncü tur çaylar dağıtılırken, maçın ilk yarısı bitmiş herkes hararetle oyunun kritiğini yapmaya başlamıştı bile.

Bir kaç dakika sonra gıcırtıyla kahvehane kapısı açılıp içeri soğuk dodolduğunda, kahve halkının bakışlarıyla birlikte ,Gencer ve Atilla'nın bakışları da açılan kapıyı buldu. Ceren ellerini ovuşturarak çekinen gözlerle kumral adama bakıyordu.

Atilla bugünden beri ona ulaşmaya çalışan kızı görür görmez, oturduğu sandalyeden Gencer'e anlık bir bakış atarak kalktı. "Cüneyt geliyorum ben birazdan. " Aslında bu cümlesi Cüneyt'ten ziyade, endişeli ve buruk gözlerle Ceren'e bakan esmer adamaydı.

"Üşümezsen dışarda konuşalım mı? " Kahvenin içinden yükselen "ooo yenge de gelmiş... Mutluluk tablosu" gibi patavatsız lafları umursamadan ,Ceren'in kolundan tutup dışarı çıkaran Atilla,arkasından onları izleyen esmer adamın bakışlarını sırtında hissediyordu.

Askılıktan aldığı paltosunu giyerek kapıyı açtı. Kahvenin sıcak ve basık havasından sonra dışarının buz gibi havasıyla irkildiğini hissetti. Montuna sıkıca sarınırken, Ceren'in üzgün haline iç geçirerek baktı. Kimseyi üzmek değildi niyeti ama olan olmuş, yanında tedirgin yürüyen ve hiçbir kabahati olmayan kızı zor durumda bırakmıştı.

Tenha sokakları arşınlarken, mahçup sesiyle konuya ilk giren Ceren oldu. "Atilla benimle ilgili gerçek hislerin nedir? " Doğrudan sorulan soruyla şaşıran Atilla, meydandaki parkın olduğu yere doğru gergin adımlarla yürüdü. Soğuğa rağmen Ceren banklardan birine oturunca kumral adam da hemen yanına yerleşti. Bakışlarını yerden kaldırmadan, "Seni arkadaş olarak görüyorum Ceren. " dedi kesin ve kararlı bir tonda. Zaten kıza annesi yüzünden ümit vermişti, bir de işi sürüncemede bırakıp iyice çıkmaza sokmak istemiyordu.Sorusunu, aynı onun gibi eğip bükmeden kesin bir dille cevaplamayı seçmişti. "Yıllar önce bitirdik seninle Ceren, üstelik ikimiz de istedik bunu. Arkadaş kalalım demedik mi? "

Ceren burukluğunu saklamadan bakıyordu yanındaki adama. Atilla arkadaş kalmayı becermişti ama kendisi denese de yapamamıştı ki! "Atilla ben sana karşı hala bir şeyler hissediyorum. Annen bize gelip gidince, sen de beni aşamadın sandım. Yani ben bilmiyorum, elinde çiçekle kapıma geldiğinde ne düşünebilirdim ki?!"

Hırsız Polis (BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin