79. Bölüm: "İntikam."

Start from the beginning
                                    

"Suçlu olan ben değilim, senin Tanrı'n." dediğinde sertçe yutkundum. "Seni anlamaya çalışıyorum, bunu duygularım yokken bile yapmaya çalışıyorum ama..." güldü. "Sen bir insanken bile yapamıyorsun bunu." kaşlarımı çattım.

"Derken?" dedim ters bir ifadeyle.

"Duygusuz diye suçladığın şeytan bile seni anlamaya çalışıyorken sen neden hiçbir şey yapmıyorsun diyorum küçük hanım." dedi dudaklarındaki silik bir gülümsemeyle.

"Ben kendi içimde yaşıyorum çünkü." dedim.

"Ne güzel." dedi.

"Bende seni anlamaya çalışıyorum."

"Göremiyorum."

"Görmen gerekmez, ben biliyorum."

"O zaman senin de görmen gerekmez. Bende biliyorum." dediğinde başımı iki yana salladım. "Üzerime geliyorsun, yapmaya çalıştığın tek şey tüm suçu bana yıkmak." dediğimde başını salladı.

"Böyle düşünmek istiyorsan böyle olsun." dedi duygusuz, soğuk bir ifadeyle. Duraksadım. Neden her şeyi birden mahvetmiş gibi hissediyordum? İkimizde küçük tartışmanın etkisiyle mutfakta birbirimize bakarken tüm bunların nedenini merak ediyordum.

Tanrı bana nasıl bir kader yazmıştı da ben bunları yaşıyordum? "Bittiyse gidiyorum." deyip benim cevaplamama izin vermeden kapıya ilerlediğinde peşinden koşturdum. "Hep böyle sorunları çözmeden kaçacak mısın?" diye sordum kızgınca.

Kapıdaki eli durdu, omzunun üstünden bana baktı. "Çözecek bir sorun göremiyorum ortada ben." dedi. "Ama sen nasıl istiyorsan öyle olsun. Kafa karışıklığı yok, kafanı karıştıracak bir şey yok. Tamam mı?" büyük bir özgüvenle "Tamam." dedim. Güldü.

"Görüşürüz küçük hanım." deyip evden ayrıldığında yeniden büyük bir sessizlikle baş başa kalmıştım. Oflayarak odama gittim, yemek yemeye bile hevesim kalmamıştı. Hayır gerçekten hatalı olan ben miydim çözemiyordum. Yatağa kendimi yüz üstü atıp ofladım.

Ya da beni manipüle mi ediyordu acaba? Kaşlarım çatıldı. Bir elim çenemde bir süre düşündüm ama hiçbir sonuç çıkaramadığım için yüzümü yastığa gömerek bir çığlık attım.

*

Sıkıntıdan patlamak üzereyim. Ata ile birbirimize öldürücü bakışlar atıyoruz. Bu savaşı kim kazanacak merak içimdeyiz. Ata 1-0 önde. Bir plan yapmalıyım, onu küçük düşürmeliyim.

Bakışmamızı ilk kesen ben oldum. Ona öldürücü olduğunu tahmin ettiğim -en azından umut ettiğim- bakışlarımı fırlatıp önüme döndüm. Bugün haftanın son günüydü, yarın Akın'ın bahsettiği şu parti işi vardı ve cidden bir açık vermekten korkuyordum aynı zamanda.

O günden sonra bir daha hiç görüşmemiştik. Bir de beni anladığını söylüyordu oysa Allie meselesi haricinde hiç görüşmüyorduk. Akın, çıkarları için bemimleydi, bunu o anlamasa ben anlardım. Anlıyordum da. Ona mesaj atmak istiyordum ama yapmayacaktım. Toplayan ben olmayacaktım.

Gelen bir mesaj sesiyle hızlıca telefonumu kaptım.

Gratis
Süper sezon indirimleri devam ediyor! Online mağazalarda..

Gözlerimi devirdim. "Pişt fıstık. Kimden mesaj bekliyorsun böyle?" Mert'in sesiyle yerimden sıçradım. "Ay korktum be." dedim ters ters. Güldü. Mira'ya olanlardan sonra ondan iyice soğumuştum zaten, o yüzden pek pas vermiyordum.

"Bir soğuksun sanki sen?" dediğinde anında "Hayır ne alaka?" dedim. "Mira'yı üzmüyorsun değil mi?" dedim birden şakayla karışık. "Yok ama arkadaşın alnımı kaşıklıyor bak." dedi birden.

ŞEYTANIN ÇIRAĞIWhere stories live. Discover now