17. Bölüm: "Çıkarlar."

9.1K 528 77
                                    

guns n' roses - this i love
instagram: siladhikayeleri
tiktok: silassen

*

17 saat önce, cehennem.

"O içinde hep susturmak istediğin 'alıp başına gitme isteği' belki de hiç alıp başını gidemediğindendir..." diye bir söz görmüştüm. İşte o zaman bazı şeyler yerine oturmuş, yapmak istediğim bir şeyler için çabalamaktan vazgeçmemek adına kendime söz vermiştim.

Babam gitmişti, ben vazgeçmiştim.
Şiimdi ben çabalıyordum, babam çıksın diye.. Oysa vazgeçen başka birisi vardı. Bana her zaman umudu aşılayan babam...

Kötüydü. Yaşıtlarım kafeden kafeye dolaşırken, ben yalnızlığımla bir başım odamda babamı yasını tutuyordum. Ölmemişti ama bu ölmekten de beterdi sanki. Alıp başımı gitmek istiyordum, kimsenin beni bulamayacagı, saklanabileceğim bir yere.

Şimdi yirmi üç yaşındaydım ve hiçbir şey değişmemişti. Çünkü ben başım hiç alıp gidememiştim. Şimdi ise içimdeki sesi susturamıyordum.

'Alıp başına gitme fırsatı ayağına geldi. Bunu kullan.' Gitmek için illa kilometrelerce yol kat etmek gerekmez, bazen kafanın içiyle gidersin uzaklara, bazen ruhunla..

Otobüslerin, uçakların, gemilerin bile götüremediği yollar vardır. Ulaşamadığımız yerler, kimsenin göremeyeceği manzaralar, saklamamayacağı uçurumlar ve daha fazlası.

Zaten ressamların, müzisyenlerin kendi dünyaları olduğu söylenemez miydi hep? Ne elim kalem tutuyor, ne dudaklarım şarkı mırıldanıyor ama benim küçüklüğümden beri kendi dünyam var. Kimsenin göremediği manzaraları gördüğüm berrak bir zihnim, uçurumun kenarında düşündüğüm kirli düşüncelerim var.

Ben Ada Milan.

"Ee?" dedi Forneus. Bu kraliçenin ismiydi. Ona seslenirlerken duymuştum. "Ne düşünüyorsun?" derin bir nefes aldım. Bu kararın beni bu kadar zorlayacağını tahmin etmelilerdi.

"Kabul edersem.." diye mırıldandım. "Ne olacak?" diye sorduğumda Forneus gülümsedi. "Çıkarının ne olduğunu mu soruyorsun?" yerimde rahatsızca kıpırdandım.

"Evet." dedim. "Sizden bir şey istiyorum."

Odanın içindeki herkes bizi dinliyordu ve bu ellerimin terlemesine sebep olmuştu. "Babam..." diye mırıldandım. "Ona yardım etmenizi istiyorum." kraliçe bir süre düşündü.

"Ne konuda?" dedi A'albiel.

"Babam yaklaşık yedi yıldır hapiste. Onun çıkmasını istiyorum." kaşları çatıldı ve Micheal'e döndü. "Hapis mi? Bu dünyadaki suçlu insanların atıldıkları yer değil mi?" hayretle dudakları aralandı. "Bizden suçlu birini içeriden çıkartmamızı mı istiyorsun?" ayağa kalkıp "Katiyen!" diyerek sesini yükseltti.

"Siz bilirsiniz." dediğimde Akın kulağıma yaklaştı. "Burada emirleri geçen sen değiş biziz." dedi. "Dediğini kabul etmek zorunda değiliz ama düşünüyoruz. Sende sakin ol biraz." deyip bir elini bacağımın üstüne attığında omuzumu silktim.

"Dünyanın ne kadar berbat olduğunu benden iyi biliyorsunuz. Milyonlarca suçsuz insan hapis yatıyor içeride ve bunlardan biri benim babam." dedim. "Belkide burada olmamın en büyük nedeni babamdır. Bu mesleği ben istemedim, sırf babam için yapıyorum. Ona daha fazla yaklaşabilmek için, onu çıkarabilmek için." diye devam ettiğinde kızıl saçlarını arkaya savurup başını iki yana salladı. "Suçsuzsa ispatlanıp çıkar. Böyle bir şeye müsade edemem."

Micheal göz ucuyla ona döndüğünde yerine sindi ama sinirden kendini yiyip bitirdiğini görebiliyordum. "Bize istediğimizi ver." dedi kraliçe. Uzun süreli sessizliği o bozmuştu. Micheal'a döndüğünde Micheal başını salladı.

"Allie'yi bulmamıza yardım et. Bu iş bittiğinde sende en büyük arzuna kavuşacaksın." deyince gülümsedim. "Teşekkür ederim." dedim.

"Bu saçmalık."

"A'albiel." Micheal'ın uyarırcasına çıkardığı sesiyle beraber sustu ama gözlerini benden ayırmıyordu. Harika! Dünyadaki düşmanlarım yetmiyormuş gibi bir de öteki taraftan yeni bir düşman kazanmıştım.

"Sen ona bakma." deyip ayağa kalktı Akın. Benide beraberinde kaldırdı. "Biz gidelim."

"Güzel şeylerle gelin, Aeron." dedi Micheal. "Emredersiniz efendim." diyerek başını eğdi ve kolumu tutup dışarıya çıkardı.

Akın'ın odasına giderken "Senden de bir şey isteyecektim." dedim masumane şekilde. Akın göz ucuyla bana bakarak kilidi açtı ve beni odaya soktu. "Tahmin edebiliyorum." başını iki yana salladı.

"Cidden iflah olmazsın." güldüm.

Olmazdım.

ŞEYTANIN ÇIRAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin