SBS-3

40 0 4
                                    

Bölüm 3: "Bırakmıyorum"

30 Mayıs 2015

"Kalk artık uykucu! "

"Ya ne kalkması, biraz daha uyuyacağım ben!"

"Ilgın biraz daha kalkmazsan Rafet Amca'dan yardım isteyeceğim!"

"Ha? Tamam be tamam kalktım!"

Sonunda Ilgın hanım kalkmaya karar vermişti. Onu uyandırmaya bayılıyorum aslında. Çünkü çok komik oluyor. Biraz sonra yatağında köy ağası gibi bağdaş kurmuş oturuyordu. Saçları darmadağındı. Somurtuk bir ifadeyle, gözlerini uykudan açamayarak "Kalktım işte oldu mu ya oldu mu?" Onu daha da gıcık etmek için "Hayır canım, olmadı. Kalk elini yüzünü yıka. Kahvaltıdan sonra bir yere gideceğiz. Çabuk ol hadi hadi." deyip yorganı kucağından alıp yere doğru attım.

"Ya nereye gideceğiz?"

"Sana ne?"

"Sensin sana ne."

"Tamam benim sana ne, ama çabuk ol."

"Of of!"

Kahvaltı masası hazırlanmış, bizi bekliyordu. Direkt Sultan' ımın pamuk yanağından öpüp masaya oturdum. Rafet Amca da erkenden çıkıp gitmiş, kahvaltı edememişti. Ilgın odasından çıkıp mutfağa gelmiş, "Günaydın Ana Kraliçem." dedi. Sultan'ım ise gülümseyerek cevap verdi. Ben de Ilgın'ı kastederek "Geliyor gönlümün Sultanı be!" dedim. O ise bana hala yorganı üstünden çekip attığım için kızgındı. O kaşları hala çatık bir haldeydi. Ben de şansımı fazla zorlamadan kahvaltımı yapmaya koyuldum. Hem de "Yavaş ye boğulacaksın." sözlerine aldırmadan...

"Hadi Biricik kalk artık şu masadan. Her şeyi silip süpürdün." bu sözlere karşılık Ilgın'a gözlerimi kısarak bakıp "Sen benim lokmalarımı mı sayıyorsun?" dedim. O da yalan bir kızgınlıkla "Evet canım, çünkü ben de senin lokmalarını saymasam ayı gibi olacaksın. Yeter hadi kalk be kalk!" Sonunda doymuş, ve kahvaltı masasını toplamıştık. Hafize teyze de bulaşıkları yıkatmamış, zaten makineye atacağım diyerek bizi geçiştirmişti. Sabah Ilgın'a bahsettiğim dışarı çıkma olayı aslında Ilgın içindi. Bugün can dostumun doğum günüydü. Onun için akşam küçük bir parti planladık. Hem de sabahın köründe. O uyurken çoktan her şey planlamıştı. Kalan şeyler küçük ama sıkıcı işlerdi. İşte alışveriş saç makyaj falan fişman. Sıkıcı sıkıcı sıkıcı!

"Tamam Biricik ya, bu son elbise ya gitmeyelim daha seçemedim."

Ilgın yüzünden şu mağazadan 2 saattir çıkamamıştık. Lafın gelişi değil, cidden iki saattir bu mağazadaydık. de geldiğimize değseydi bari. Hanımefendi 3 elbise beğenmişti sadece. Ulan altı üstü bir yere çıkacağız dedim. Bu kadar abartmaya ne gerek vardı?

"Ilgın, gitmiyoruz kuaföre falan, vazgeçtim ben. Bunaldım." dedim oturduğum pofudukta. Şimdi de ayakkabı mağazasındaydık. Ilgın sinirlendiğimi tahmin etmiş, hemen bir ayakkabı seçip çıkmıştı. Ben de hiçbir şey almamıştım. Evde bir yığın elbise ayakkabım var. Bir daha para harcamaya ne gerek vardı ki? Ilgın ne kadar bir şey aldırmakta inat etse de ben de en az onun kadar inatçıydı. Dediğim gibi, kendime bir şey almadan çıktım.

"Anne," dedi Ilgın çıkmadan önce Hafize teyzeye seslenirken e' yi uzatırken. Hafize teyze ise mutfak önlüğüyle mutfaktan çıkmış, elinde havluyla olduğumuz yere, dış kapının oraya gelmiş,

"He, çıkıyor musunuz kızlar?"

"Yok anne çıkmıyoruz biz, fantezi olsun diye montlarımızı giyip dış kapının orada bekliyoruz!"

Seni Böylesine SevmekDonde viven las historias. Descúbrelo ahora