İç Seslerin Yükselişi

57 5 2
                                    

Kuzenimin kollarından çıkıp yerdeki telefonu aldığım gibi polisi aradım. Aramamdan yaklaşık yarım saat sonra ev polisle doldu. Murat’ın yaşadığını ve gerekli işlemleri yapmak için karakola gitmem gerektiğini söylediler. Ama bu benim adım için hiç iyi olmazdı. Şirketin avukatını aradım. Bana beklemem gerektiğini söyleyince de polislere avukat gelmeden hiçbir yere gitmeyeceğimi söyledim.

Avukatım gelince bir saat boyunca ifade verdik ve Murat’tan şikâyetçi olduğum için gerekli işlemleri hallettik. Ama bu şokun yanı sıra Begüm’de hala şoktaydı. İkimizde yalnız kalınca odalara çekildik. Odamın kapısını kapattığımda deli gibi ağlıyordum. Nefes almak için çırpındığım ve onun o anda onu umursamadığı aklıma geldikçe sinirlerim bozuluyordu. Ölmem umurunda bile değildi. Umurunda olan tek şey pantolonumu indirip bana yapacağı şeydi. Kendince bir şeyler kanıtlama peşindeydi.

Üstümdeki bütün kıyafetleri çıkarıp kirliliğe attım ve akan suyun altına girdim. Bana dokunamadığı için memnundum. Kuzenim yanımda olduğu ve beni kurtardığı için memnundum. Ama bunun yanında hala kendimi boş ve yalnız hissediyordum. Güvensizdim. Korkuyordum. Alnımı fayansa yaslayıp korkuyla titrememi engellemeye çalışıyordum. O sırada kapım tıklandı.

“Kuzen, Seth seninle konuşmak istiyor.”

“Uyuduğumu söyle!”

“Şuanda sana seslendiğimi duyuyor ama!” dedi yine bağırarak.

“O zaman konuşmak istemediğimi söyle!” dedim ve olduğum yere çöktüm. Begüm’ün Seth’e bir şeyler mırıldanarak banyo kapısından uzaklaştığını fark ettim. Kıvırabilirdi. Seth, Türkçe bilmiyordu. Su çıplak vücudumdan akarken ben tortop olmuş hala boğazımda hissettiğim baskıyı unutmaya çalışıyordum. Kapı tekrar tıklandı.

“İyi olup olmadığını soruyor!”

“Güvende olduğumu ilet!” dedim. Bunu alaycı bir tavırla suratına söylemek istiyordum. Korktuğum zamanlarda yanımda olmadığı için ona kızıyordum. Edindiği düşmana kızıyordum. Kendime kızıyordum!

“Seninle konuşmadan kapatmayacağını söylüyor!” dedi bıkkın sesiyle.

“Umurumda olmadığını söyle ve beni RAHAT BIRAK, KUZEN!” suyu kapatıp küvetten çıktım. Begüm, hala telefonda konuşuyordu. Ama umurumda değildi. Bornozuma sarınıp aynanın karşısına geçtim. Boynumu saran kızarıklık tasma gibi duruyordu.

Kapıyı açıp banyodan çıktığımda Begüm “Şükür çıktı, Seth!” dedi ve telefonu bana uzattı. Ama ben telefonu alıp kulağıma götürmek yerine kapattım. “Bunu ne diye yaptın? Onun yaralı olduğunu biliyorsun. Kalkıp gelmesini istemiyorsan ara ve iyi olduğunu söyle!”

“Çünkü iyi falan değilim!” dedim boynumdaki izi göstererek. “Ölüyordum!” telefonum bir daha çalmaya başlayınca öfkeyle açıp “Ne var?” dedim.

“Derin!” dedi Seth dişlerinin arasından. “Eğer oraya gelip o adamın gırtlağına yapışmamı istemiyorsan benimle konuş, lütfen!” ona cevap vermedim. Belki de gelip o adamın gırtlağına yapışmasından daha çok şey yapmasını istiyordum. Dolaba yaklaşıp içinden Seth’in atletini ve bluzunu çıkarıp boxerlarından birini aldım. Begüm, odadan çıkmıştı. “Derin orada mısın?”

“Buradayım.” Dedim buz gibi sesimle.

Telefonu ucunda soludu. “Bu nasıl oldu?” kuşağımı çözüp bornozu tek elimle çıkardım ve yere düşmesini engellemedim. “Ah, hadi ama! Konuş benimle, Mi amor!”

Hayatımı Geri Verebilir Misin? (Komando Serisi-ll-)Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα