Bölüm-33- Misafir...

3.8K 463 48
                                    

Keyifli okumalar... 💫

İnsandan insana yâr olurdu, eş olurdu, yuva olurdu. Bazen bir insan bir insanın her şeyi olurdu. Savaş için Pınar, Pınar için de Savaş öyleydi. Birbirlerine yuva olmuşlardı.

Savaş şimdi yanı başında başı göğsünde sessizce uyuyan Pınar'ın ıslak saçlarını yavaşça okşarken kafasının içindeki düşünceleri bir düzen içerisine sokmaya çalışıyordu. Pınar'ı tekrardan o köye, o eve götürmek istemiyordu. Biliyordu, Pınar gider ve her şeye rağmen yaşardı. Ancak Savaş bunu istemiyordu. Onun daha fazla mecburen orada kalmasını istemiyordu.

İlaçların etkisiyle yavaş yavaş gözleri kapanmaya başladığında bu sefer yaşanan her şeye rağmen huzurla gözlerini kapattı. Pınar'ın yanında olması bile huzurlu olması için yeterli bir sebepti. Pınar'ın saçlarında dolaşan parmakları hareketini kaybederken eli omzuna düştü ve gecenin bütün yorgunluğuna, felaketine inat yan yana uyudular.

Aradan geçen saatlerden sonra ilk uyanan Pınar olmuştu. Esneyerek yattığı yerde hafifçe kıpırdadı ve göz kapaklarını araladı. Savaş'ın uyuduğunu fark edince yüzüne yerleşen tebessümle yavaşça yataktan kalktı. Onu uyandırmamaya özen göstererek yavaşça örtüyü üzerine örttükten sonra cebinde kalan Savaş'ın telefonunu çıkarıp yatağın yanındaki komidinin üzerine bıraktı. Ardından âdeta parmak ucunda odanın içindeki banyoya girdi.

Elini yüzünü yıkayıp kalan uykusunu da dağıttıktan sonra aynadaki yansımasını seyretti. Yüzüne biraz da olsa renk gelmişti ancak gözleri hâlâ şiş durumdaydı. Ağlamanın ve dengesiz uyumanın getirisi olan bu şişliğin bugün onunla olacağını biliyordu.

Islak saçları kuruyup kabarmış ve dağınık bir görüntü hâlini almıştı. Parmakları saçlarını hızlıca üçe ayırdı ve alışık hareketlerle ördü. Birkaç dakika işi bittiğinde ilk hâline kıyasla çok daha iyi gözüküyordu. Son kez kendini kontrol ettikten sonra banyodan çıktı. Bakışları Savaş'a kaydığında onun uyanmış olduğunu gördü.

"Ben mi uyandırdım?"

"Hayır, iyi misin?"

"Evet ama bu soruyu asıl benim sormam gerekirdi. Şuan hasta yatağında olan sensin."

"Sen iyiysen ben de iyiyim." Pınar, işittiği cevaba karşılık gülümserken yatağın boş kısmına oturdu.

"Bir şey mi oldu? Neden bana böyle bakıyorsun?"

Savaş'ın dikkatli ve sorgulayan bakışlarına karşılık sorduğu soru üzerine Savaş uzandığı yerden yavaşça doğruldu.

"Seninle bir şey konuşmak istiyorum."

"Ciddi bir konu galiba."

"Evet, biraz düşündüm de başka bir yere gitmek ister misin?"

"Anlamadım, zaten gideceğiz. Dilekçenin sonucunu bekliyorduk. Bir sorun mu oldu?"

"Öyle değil. Bir tanıdığım var, seni bir süreliğine onun yanına gönderebilirim. Hem senin için de değişiklik olur."

Pınar hiç beklemediği bu teklif karşısında bir süre cevap veremeden Savaş'a bakmaya devam etti. Oldukça ciddi gözüküyordu, Pınar'ın kalbine korku tohumlarını ekecek kadar ciddi.

"Peki sen? Benimle gelmeyecek misin?"

"Hayır, burada halletmem gereken işler var. Ben de bu sürede buradaki işleri toparlarım. İyi insanlardır, orayı da seversin."

Savaş'ın konu hakkında konuşmaya devam etmesi üzerine Pınar oturduğu yerden kalktı. "Sen ciddi misin?" Titreyen sesi içindeki korkusunu katre katre dışarı taşıyordu.

BİR ADIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin