55. Bölüm~'Cumartesi Gecesi'

En başından başla
                                    

                                      ***
3 Gün Sonra...

Gözlerimi güzel bir sabahın ışıkları ile açtığımda yanımda Sarp yoktu. Aşağıdan gelen onun sesi ve Işıl'ın gülme sesi mi geliyordu yoksa bana mı öyle geliyordu? Bir bebek sanki gülüyordu! Yataktan kalkıp gardobuma doğru yöneldim, üzerimi değiştirdikten sonra merdivenlerden aşağıya inerek mutfakta olan Sarp ve kucağında ki Işıl'ı güldürürken onları keyifle izledim.

- Günaydın! Bu güzel kız babasıyla neler yapıyor? Gülme sesleri odaya kadar geliyordu.

Diyerek yanlarına gittim. Sarp'ın kucağında o kadar eğleniyordu ki Işıl gerçekten de gülüyordu.

- Günaydın güzellerim diyeceğim çünkü artık iki güzel var. Aslında saçlarıma dokununca gülüyor, bende anlamadım.

Dediğinde bir bana ve kucağında ki Işıl'a bakıyordu. İkimizde kahkahalara boğulduk ve biz gülerken Işıl'da gülüyordu.

- Sarp, Işıl acıkmış sanırım baksana huysuzlaşmaya başladı.

Dediğimde kucağında olan Işıl bir anda ağlamaya başladı.

- Haklısın, anne sütü içmesi gerek.

Dediğinde gülerek kucağından aldım ve salona geçerek Işıl'ı emzirdim. On dakikalık bir emzirmeden sonra ağlaması durdu. Saçları giderek çıkıyordu ve sarı saçlarını okşamayı çok istiyordum. Işıl'ı kucağıma alıp kahvaltı masasına oturduktan sonra Sarp ile birlikte güzel bir kahvaltı yaptık.

- Sevgilim benim bugün birkaç işim var onları halledeceğim, bir iki saate gelirim.

Dedi Sarp ceketini alıp Işıl'ın ve benim yanağıma bir öpücük kondurarak.

- Tamam o zaman kolay gelsin.

Dedim ve kapıyı kapatarak salona geçtim. Işıl kucağımda uyuya kalmıştı. Hemen onu beşiğine yatırıp salona film izlemeye başlayacaktım ki telefonun aniden titredi. Yabancı bir numara arıyordu. Tereddüt etmeden açtım.

- Alo?

Dediğimde karşı taraftan ses gelmedi. Bu kimdi şimdi? Ya da telefon şakası yapan bir çocukmuydu?

- Kimsiniz?

Dedim bir kez daha. Bu kez de cevap gelmedi ama telefondaki kişinin nefes alış veriş seslerini duyabiliyordum.

- Damla?

Dedi bu tanımadığım ve sesi oldukça kalın olan bu kişi.

- Evet benim de siz kimsiniz?

Dediğimde bu sefer sorumu duyar duymaz cevap verdi.

- Benim kim olduğumu boşver. Damla, sana atacağım konumda ol akşam. Merak etme, ben olmayacağım, sadece gerçekleri görmek istiyorsan akşam atacağım konumda olursun. Bana güven, sadece iyiliğin için.

Dedi ve sözünü bitirir bitirmez anında aramayı sonlandırdı. Bu tanımadığım kişiye güvenecek miydim? Saatlerdir onun bana atacağı konumu beklerken kapı çaldı. Usulca kapıyı açmaya gittim, gelenin Sarp olduğunu düşünüyordum ki annemle karşılaşana dek.

- Anne?

- Kızım..

Diye sarıldı bana kapının önünde. Bende ona sıkıca sarıldım. Ardından içeriye girdik, annem durmadan Işıl'ı görmek istediğini söylüyordu.

- Bu odada mı?

En sonunda ısrarlarına yenik düşüp Işıl'ın odasına getirmiştim. Kapıyı açarak içeri girdik. Beşiği doğru yöneldiğimizde ise şok olduk. Işıl gözleri açık bir şekilde beşikte hareket ediyordu. Benim bildiğim bebekler uyandığında ağlamaz mıydı?

Kusursuz OkulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin