eighteen

3.1K 342 131
                                    

Merhaba, böyle aniden yaptığım için üzgünüm... Yine saat farkını unuttum ama eminim ki benimle gece yarısından sonra buluşacak bir kaç kişi vardır :))) 10 dakikaya buluşalım.


-Jeon Jungkook

Her şey hazırdı.

Telefonun tripotunu koyduğum yer, tutturduğum açı, hazırlayacağım yemeğin malzemeleri. Her şey hazırdı. Küçük küçük tabaklarla dökmüştüm koyacağım baharatları, suyumda bir yandan derin yapılı tenceremin içinde kaynamayı bekliyordu. Ben yayını açıncaya kadarda kaynardı diye düşünüyordum ve istemeden ben şu anki içinde bulunduğum bu durumumu birçok şeye benzetebilmek, edebiyata bağlamak istiyordum melankolik bir şekilde çünkü gerçekten benim de zihnim bu su gibi kaynamak için küçük bir 'çik' sesiyle ateş bekliyordu hali hazırda ama bunu yapmayacaktım.

Düşünmeyecektim. Bu bana hiçbir zaman iyi gelmiyordu. Kime gelirdi ki?

Bir kaç eksik şeyi hızlıca buzdolabından aldım. Şu an için gerçekten her şey hazırdı. Yani yayını açınca tek yapacağım şey konuşmak, doğrayıp kesmem gereken şeyleri halletmek ve yemeğim hazır olduğunda kendimi, bir köpek gibi aç olan midemi doyurmaktı.

Bence eğlenceli olacaktı herkes için diye düşünüyordum. Böyle düşünmekte yanılıyor muydum bilmiyordum ama... Sadece çok açtım ben. Aynı zamanda uzun zaman olmuştu ve ev gibi hisettiriyordu. Eve ihtiyacım vardı. Herhangi bir arkadaşım gelmiş ve eğleneceğiz gibi düşünüyordum öyle ki üstümde salaş beyaz klasik bir tişört, dağınık uzun saçlarım - hızlı uzuyorlardı ve kesmek istememiştim- sıradan bir şort bulunuyordu. Normalde de bu şekilde yayın açardım, tüm kıyafetlerim zaten aynıydı ama gidip temizlerini giymek ya da duş alıp biraz ten makyajı yapmak bana daha mantıklı, titiz geliyordu. Bilmiyorum, gariptim.

Taehyung gitmeden önce de böyleydim açıkçası, marketten eve dönüp tüm o şeyleri yaşarkende böyle giyiniyordum, böyle gariptim. Bir nevi enkaz gibiydi üstümde ki her şey ama kimse anlamayacaktı, temiz sayılırdım.

Yani.

Boğazımı temizleyip, dirseğimi tezgaha yasladım ve yayını başlattım.

Bir kaç dakika bekleyecektim sessizce. Bu sırada izleyiciler çoğalacak ben de nasıl bir giriş yapmam gerektiğini düşünecektim.

İzleyici sayısı bir kaç dakika içinde 50bini geçtiğinde gözlerim irileşmişti, öylece kaldım. Pekala bu mecrada en çok takipçisi olan kişi ben olabilirdim ama hiçbir zaman bir kaç dakika içinde bu sayıya ulaşmıyordum, öyle ki böyle bir saatte. Gerçekten geç olmuştu, çoğu ülke için belki de gece yarısını kapsıyordu.

Hoş, durup bir düşününce... Uyumayan birçok insan vardı. Bir sürü şeyle uğraşıp, benden kötü şeyler yaşayan milyonlarca insan vardı. Ben de vardım ama... Derin bir nefes aldım.

Odaklanmam ve sevinmem gerekiyordu, birbirimize iyi gelebilirdik.

Bu yüzden salakça bir ifadeyle "Merhaba." demekten ve kameraya el sallamaktan başka bir şey yapamadım aynı zamanda zaten hızlıca kayıp giden yorumları okumaya çalışıyordum, bu nedenle odaklanmak çok zor geliyordu ama odaklanıyordum.

İlk defa böyle olduğumdan, iyice sersemlerken çenemi ovuşturmuş, tezgaha doğru eğilmeyi bırakıp çektiğim tabureye oturmuştum.

Mr. perfectly fine ✓Where stories live. Discover now