Kusursuz 'Texting'

53.B

Helloo

Sınır 70 yorum 50 vote

...

Siz: Böyle saçma bir olayı hâlâ büyütttüğüne inanamıyorum

Cihangir: Nesine inanamıyorsun Narin? O çocuk insanların ortasında seni nasıl öper diyorum sana?

Cihangir: Sen buna nasıl müsamaha gösterirsin ya?

Cihangir Beni hâlâ tatlı dille kandırmaya çalışıyorsun üstelik

Cihangir: Düşündükçe katlanılamaz geliyor

Siz: Sana açıklama yapmaktan sıkıldım

Siz: Yeter artık uğraşamayacağım seninle

Cihangir: Uğraşma! Sana uğraş diyen mi var?

Siz: Defol git ya

Siz: Gözüme görünme bir daha

Cihangir: Yeter ki iste

"Bence oldu ya," dedi kafasını telefondan kaldırarak. Yüzünde memnuniyetsizmiş gibi bir ifade vardı. İlk defa ayrılık mesajı yazıyormuş gibi komik görünüyordu.

"Bence olmadı." dedi göz devirerek. Onun bu haline burun kıvırdım.

"Tekrar deneyelim o zaman, bu sefer sen bana ayak uydur."

Hızlıca başını sallarken telefona eğdi başını. "Tamam."

Siz: Cihangir

Cihangir: Narinim

Siz: Efendim

Cihangir: Bizim ilişkimiz çok monotonlaşmadı mı sence de

Cihangir: Ayrılsak nasıl olur?

Siz: Olur hiç sorun yok

Siz: Ben zaten sevmemiştim seni

Cihangir: Peki

"Oldu mu aşkım?"

"Olmadı be bu! Çok saçma bir kere..." derken gülmesini durdurmaya bile çalışmadan kahkaha patlattı. Dakikalardır ayrılık mesajı için uğraşıyorduk ama bir sonuç ekde ettiğimiz de söylenemezdi.

"Ben olsam ikna olurdum." Kahkahasını zoraki durdururken derin bir nefes aldı. "Biz bunu beceremeyeceğiz bence."

"Oğuz'un bizi patlatması hiç iyi olmadı ya."

Ah evet! Oğuz beni kafede bırakıp Aleyna'ya dayanamadığı için olanı biteni ona anlatmıştı. Geri zekâlı olduğu için bir anlık gaza gelip beni öptüğünden tut benim onu ayarladığımı falan da söylemiş.

Biz de son ihtimal Aleyna'ya ayrıldığımızı inandırmak gibi garip bir plan bulmuştuk. Bu, benim evden ayrılmama veya babama Cihangir'i kabul ettirene kadar bizi biraz idare edecekti sadece. Cihangir, Aleyna'ya ayrıldığımızı söyleyecek ve eğer inanmazsa mesajları gösterecekti.

Evet, bu gittikçe saçma gelen plan benim aklıma gelmişti.

"Bak ne yapalım o zaman biliyor musun?" derken yerimden kalkıp etrafımda dönmeye başladım.

"Hm?" Başını kaldırıp hülyalı gözlerle beni izledi. "Ne yapalım aşkım?"

"Onun gözünün önünde kavga edelim. Öyle ayrılırsak kesin ikna olur."

"Buna ben bile ikna olurum, kabul edilmiştir." Benim gibi ayıklanıp ellerini çırptı. "Nerede ve nasıl yapıyoruz demeden önce şunu hatırlatmak isterim ki kesinlike okul ve kalabalık yerler olmaz." Omuzlarımdan tutarak tam karşıma dikildi. "Aleyna olmazsa başkası kesinlikle babana giden bu haber yolunda aracı olur."

"Evet haklısın."

"O yüzden yer ve mekan kısmını bana bırakıyorsun." memnuniyetle başımı sallarken bir anda aklıma gelenlerle gözlerimi kısarak gözlerine baktım.

"Olayı mafya hikayelerine bağlayıp bizi ıssız yerlere sokma Cihangir." Tam burnun ucunda salladığım parmağımı tuttu.

"Aklıma gelmedi değil doğrusu..." Başını sağa doğru çevirirken mırıldanışını duydum. "Depolar çok da ıssız sayılmaz hem."