8.Bölüm

107K 3K 299
                                    

Yazardan

Bütün konak toplanmış kahvaltı yapıyorlardı. Berkenden sonra herkes yavaş yavaş masadaki yerini almıştı. Zilan ile Ariyanın kahvaltıya önceden başlamaları Serhad ağayı(Berkenin babası) gülümsetmişti. Çünkü Zilan konaktaki kimseye bu denli yakın davranmamıştı.

Hevdem ise gülen yüzler karşısında öfkeyle kaşlarını çattı. O da fakındaydı Ariya konağa geldiğinden beri konaktaki herkes güler yüzlü olmaya başlamıştı. Buna konakta çalışanlarda dahildi. Her ne kadar masaya oturmak istemesede konaktaki kurallar belliydi. Bunu çok iyi biliyordu. Çünkü konağa gelin geldiği ilk zamanlarda kahvaltıya geciktiği için çok azar işitmişti. Bizzar Serhad ağa kızmıştı. Berken ise bir şey diyememişti. Ne de olsa konakta babasının sözü geçiyordu. O günden sonra hiç geç kalmamıştı. Oysa Ariya erken gelmiyor, kahvaltıyı kendisi hazırlıyordu. Bu kadar iyi olması Hevdemi çıldırtıyordu.

------------

Berken ve Ferman şirkete gitmişlerdi. Pusat ve Jorin de okula gitmişti. Konaktaki herkes kendi işleriyle uğraşıyordu. Jorin abisi gibi büyük değildi. Daha 14 yaşındaydı. Serhad ağa , Mediha hanım ve Boran bazı işler için bugün İstanbula gideceklerdi. Bütün konak da sadece Ariya ,Hevdem ve Zilan kalacaktı. Zilanla kalacağı için Ariya çok mutluydu. Bütün gün Hevdemle uğraşamazdı. Serhad ağa, Mediha hanım ve Boranı geçirdikten sonra Ariya Zilana bakmaya gitti. Küçük kızı çok sevmişti. Bahçeye çıkıp oynamaya başladılar. Küçük kız o soğuk duvarlarını aşmış. Gülerek yengesini izliyordu.

☆☆☆☆☆☆

Akşam yemeği hazırlamak için Ariya mutfaktaydı. Zilanda yengesine yardım ediyordu. Hevdem her ne kadar kıskansada birşey diyemiyordu. Zaten Berkenle araları kötüydü. Berkenin sinirlerinin geçmesini beklemek en doğru karardı.


Berken ve Ferman şirketten eve dönerken ısrarla çalan telefonunu cevapladı. Arkadan siren seslerin geliyordu. Endişelenmeye başladı. Aklına hemen Ariya geldi. Yine birşey mi oldu acaba diye düşündü
Korktu. Ariyaya birşey olması ihtimali genç adamı korkuttu. Hemen konuşmaya başladı.

"Ne oldu? Birine birşey mi oldu?"

"Berken Bey benim Kemal anne babanız ve Boran bey İstanbuldan dönerken kaza geçirdiler. Serhad Beyin durumu iyi fakat Mediha hanım ve Boran beyin durumu kritik. Şu an hastaneye gelmek üzereyiz. Hemen gelmelisiniz."


Arayan Berkenin en güvendiği adamı Kemaldi. Ama verdiği kötü haber Berkeni şoka uğrattı. Şu an zaman durmuş gibiydi. Kardeşi ve annesinin durumu kritikti. Arabayı hemen hastaneye sürdüttü
Ferman da korkmuştu. Bu sıralar hep kötü haber alıyorlardı. Hastaneye varır varmaz. Hemen ameliyathaneye koştular. Şimdilik evdekilere birşey söylemediler. Kesin bir cevap alır almaz o zaman bilgilendireceklerdi.


Aradan geçen saatler sonunda Serhad ağanın durumu daha iyiydi. Normal odada uyutuluyordu. Fakat Boranın ve Mediha hanımın ameliyatı henüz bitmemişti. Berken ve Ferman hala bekliyorlardı. Bir süre sonra ameliyathanelerin kapıları açıldı. Doktor çıkar çıkmaz Berken ayağa fırladı.

"Doktor annem ve kardeşim nasıl? "

"Beyefendi üzgünüm annenizi ve kardeşinizi kaybettik. Başınız sağ olsun. Buraya getirildiklerinde durumları oldukça ağırdı. Annenizin kalbi iki kez durdu. Bir şekilde tekrar çalıştırdık fakat dayanamadı. Tekrar başınız sağ oldun"

Ferman ağlamaya başlamıştı bile. Annesini kaybetmişti. Kardeşini kaybetmişti. Berken ağlamadı. Acısını içinde yaşadı. İki kardeşde kahrolmuştu. Şimdi ne olacaktı.

İkiside babasının yanına gitti. Bir şekilde bu haberi babalarına söylemeliydiler. Serhad ağa ise uyanmış. Karısını ve oğlunu merak ediyordu. Kapının açılmasıyla iki oğlunu gördü. Fakat yüzlerinden herşey anlaşılıyordu. Anlamıştı yaşlı adam. Karısı, hayatının yarısını beraber geçirdiği biricik karısı ölmüştü. Fakat Boran oda mı ölmüştü. Ama Boran daha çok genç diye düşündü yaşlı adam. Keşke oğlum yerine ben ölseydim dedi. Berken babasına bakınca anladığını faark etti. Berken her zaman babasının keskin zekasına hayran olmuştu. Bir kez daha anladı.


Yaşlı adamın gözleri kızardı. Ağlamaya başladı. Canında iki can gitmişti. Hem karısının acısını hemde evlat acısını yaşıyordu.


Hastanede biraz daha oyalandıktan sonra babalarını da alıp konağa gittiler. Cenaze yarın def edilecekti. Asıl zor olan evdekikere bu acı haberi vermekti. Konağa varınca arabadan yavaşça indiler. Fermanın gözleri ağlamaktan kızarmıştı ve şişmişti. Aynı zaman da Serhad ağanında. Berkenin ise yüzü sogundu.

Kocasının geldiğini anlayan Ariya pencereden kocasına baktı. Fakat gördükleri hoşuna gitmedi. O da anladı. Gözleri dolmaya başladı. Aklına Zilan ve Jorin geldi. Hemen yanlarına gitti. Hevfem kapıyı açıp kocasını, kayınbiraderini ve babasını içeri aldı. Fakat o anlamadı. Neler döndüğünü anlamaya çalışıyordu.

Ariya, Zilan, Jorin ve Pusat bir cevap bekliyordu. Ariyaya bakan Berken karısının sessizce ağladığını görünce içi burkuldu. Fark etti. Ariya oldukça zeki bir kadındi. Zilan ve Jorini sıkıca kavramış. Pusatıda kolundan tutmuştu. Bırakmıyordu. Duyacakları haberle sarsılacaklarını bildiği için üçünüde sıkı sıkı tutmuştu. Berkenin gözü Hevdeme takıldı. Fakat Hevdem anlamayan gözlerle bakıyordu. Aynı Zilan,Jorin ve Pusat gibi.

"Annemi ve Boranı kaybettik"

Acı çeker gibi çıkan sesi. Herkesi şok etmişti. Pusat ağlamaya başlamıştı bile. Ariya dizlerine çökerek. Zilan ve Jorine sıkıca sarıldı. Bir omuzunda Zilan bir omuzunda Jorin hıçkırarak ağlıyordu. Ariyanın içi burkuldu. Annesizlik gerçekten çok zor diye düşündü. Allah düşmanımızın başına vermesin. Berken karısına sıkıca sarılan kardeşlerini görünce gözleri yaşardı. Hevdem de köşede hıçkırarak ağlıyordu.

Ariya ve Berkenin bakışları kesişti Berken işte şimdi ağlamaya başladı.
İçi yandı genç adamın.

Bu bölüm biraz acıklı oldu. Annesizlik gerçekten çok zor. Annenizi üzmeyin. Sıkıca sarılın.

Okuduğunuz için teşekkür ederim. Yazım yanlışları olabilir.

KUMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin