Stay With Me

58 9 22
                                    


MiCasa
Eve vardım kookie

Galaxie
Güzelce dinlen hyungie~
Çok yoruldun bugün

MiCasa
Dinleniyorum koo
Sen de dinlen ve yıldızların düşmesin daha fazla
Parladıkları yerde güzeller

Galaxie
Senin için parlıyorlar hyung
Seviyorum seni
İyi geceler

MiCasa
Ben de seni kook
Yıldızlı geceler

*

**
Taehyung, Jungkook'a sürpriz yapmak için resitale erken gelmişti ancak Jungkook'un kulisini boş bulmayı beklemiyordu. Bir süre bekledi ancak Jungkook hâlâ gelmemişti. Yanda kalan personel odasındaki Seulgi'ye seslendi hemen. "Seulgi noona, Jungkook ne zaman gelir biliyor musun?" Dedi Taehyung merakla. "Hayatım Jungkook kendini iyi hissetmiyormuş. O yüzden bugün gelemeyecekmiş." Dedi Seulgi. Taehyung kafasını sallayarak hızla çıktı merkezden. Jungkook için endişelenmişti. Jungkook'u aradı ancak açan olmadı.

Taehyung, girdiği marketten hazır çorba aldı ve daha fazla oyalanmadan hızla Jungkook'un evine yürümeye devam etti. Vardığında kapıyı çaldı ve gergince beklemeye başladı. Kapı açıldığında karşısındaki görüntüyle yüzü asıldı. Jungkook'un göz altları kırmızıydı, yüzü bembeyazdı ve çökmüş gibi gözüküyordu. "Hyung?" Dedi Jungkook kapıyı biraz daha aralayarak Taehyung'u içeri davet ederken. Taehyung içeri girdi ve hemen Jungkook'un ateşini kontrol etti. Jungkook'un kesinlikle ateşi vardı. "Seulgi noona hasta olduğunu söyledi ve tanrım Jungkook sen yanıyorsun. İstersen duş al ve ben de sana çorba ısıtayım. Olur mu?" Dedi Taehyung hızlı konuşarak.

Jungkook'un eli refleksle kendi anlına gitti. Her ne kadar anlamasa da kontrol etmek istemişti. Taehyung'un kıkırdadığını duyunca kendisi de gülümsedi. "Olur hyung. Geldiğin için teşekkür ederim seni de endişelendirdim boşu boşuna." Dedi Jungkook elleriyle oynayarak. Taehyung tek elini Jungkook'un yanağına koydu ve okşadı. "Boşu boşuna değil Jungkook, benim için önemli. Hadi sen hemen duş al ben çorbayı yapmaya gidiyorum." Jungkook, Taehyung'u başıyla onayladı ve banyoya ilerledi, o sırada Taehyung da mutfağa ilerliyordu. Jungkook ılık suyla duş alırken Taehyung kendisine çorba yapıyordu.

Duştan çıkan Jungkook hızla odasına girdi. Saç havlusunu yatağına attı ve dolabına yöneldi. Dolaptan iç çamaşırı aldıktan sonra dizlerinin üstünde biten siyah bir şortla sarı bir tişört çıkarttı. Bornozunu üstünden çıkardıktan sonra yatağına bıraktı ve giyinmeye başladı. Kendini halsiz hissettiği için istemsizce oturduğu yerde geriye doğru uzandı. Gözleri kapanmıştı ve uykuyla uyanıklık arasındaydı. Ocağın altını kapatan Taehyung çorbanın tadına baktı ve kaşığı lavaboya bıraktı. Çorbanın tadı gayet iyiydi. Taehyung, Jungkook'un banyodan çıktığını duymuştu ancak hâlâ odadan çıkmadığı için biraz endişelenmişti.

Taehyung odanın kapısını tıklattı. İçeriden ses gelmeyince kapıyı araladı. "Jungkook iyi misin? Geliyorum içeri." Taehyung içeri doğru adımladığında ayakları yataktan sarkarken uyuya kalmış olan Jungkook'u görünce kıkırdadı. Bu anın fotoğrafını çekmek isterdi ancak Jungkook bundan rahatsız olabilirdi o yüzden yapmadı. Yatağın yanına gelince oturdu. "Jungkook hadi uyan bakalım. Çorban hazır." Jungkook mırıldandı ancak hâlâ uyanmamıştı. Taehyung bir kere daha uyandırmayı denedi. "Uyuyan güzel uyanma vakti." Jungkook gözlerini araladı ve doğruldu. "Uyuyakalmışım özür dilerim." Taehyung gülümsedi. "Önemli değil uykucu. Hadi gel de çorbanı iç."

Jungkook ve Taehyung beraber yataktan kalktı ve mutfağa geçti. Taehyung, Jungkook'a oturarak beklemesini söyledi ve masayı hazırladı. Jungkook, önüne konan kaseyle Taehyung'a bakarak teşekkür etti. Çorba çok güzel kokuyordu. "Hyung kendine neden koymadın. Sen de iç lütfen." Taehyung gülümseyerek cevap verdi. " Yok Jungkook. Sen iç ben eve dönünce yerim." Jungkook kaşlarını çatarak konuştu. "Hyung bak sen yemezsen ben de yemem." Taehyung pes ederek kalktı ve kendine bir kase çorba koydu. İkili beraber sohbet ederek çorbalarını bitirdiler. Taehyung kaseleri ve kaşıkları alarak yıkamaya başladı.

Jungkook yardım etmek istemişti ancak Taehyung reddetti. "Dinlenmelisin Kook, ben burayı halledip gelirim sen salona geç." Jungkook mızmızlanarak cevap verdi. "İstemiyorum hyung, beraber geçelim." Taehyung, Jungkook'un bu haline güldü. "Hastayken mızmız bir bebek oluyormuşsun demek. Sevdim bunu." Jungkook gülümseyerek Taehyung'un beline sarıldı. "Hadi ya salona geçelim." Taehyung, yıkadıklarını tezgaha koydu ve Jungkook'un kolları beline sarılıyken salona ilerledi. Koltuğa oturduklarında Jungkook'un sürekli gözleri kapanıyordu.

"Jungkook sen yatağına geç güzelim. Saat geç oluyor zaten ben de eve giderim." Jungkook ellerini Taehyung'un kolunda dolayarak konuştu. "Ya hyung gitme. Kalsan olmaz mı?" Taehyung, Jungkook'un bu hasta ve mızmız hallerini aşırı sevimli bulmuştu. "Eğer rahatsız olmazsan kalırım kookie." Jungkook heyecanla cevap verdi. "Olmam tabii ki. Benimle kal lütfen hyung." Taehyung'un kalbi çok hızlı atmaya başlamıştı. Jungkook'un ki de ondan farksızdı tabii. İkisi de her geçen saniyede daha çok birbirine kapılıyordu. Taehyung elini Jungkook'un alnına götürdü kontrol etmek için. Ateşi fazla yoktu ama yine de sıcaktı. Taehyung elini çekerken hapşıran Jungkook'un yanağını sıktı.

"Hadi Jungkook yatağına geç bakalım." Jungkook, Taehyung'un koluna sarılmaya devam ediyordu. Taehyung ayağa kalktı, Jungkook da Taehyung'u takip etti. Beraber yatak odasına girdiler. Taehyung biraz gergindi çünkü ne yapacağını bilemiyordu. Jungkook yatağa girdi ve Taehyung'u yanına çağırdı. "Hyung beraber uyusak olur mu?" Taehyung gülümseyerek onayladı. "Olur bebeğim." Jungkook yana kayarak çift kişilik yatakta Taehyung'a yer açtı. Taehyung, Jungkook'un açtığı yere uzandı. Jungkook hemen uzanan Taehyung'a yaklaştı. Jungkook hastayken çok yapışkan bir tip olur ve ilgi beklerdi. Tıpkı şu anda da olduğu gibi.

"Yanımda olduğun için sağ ol hyung." Dedi aegyo yaparak. "Önemli değil bebeğim. Hadi sen uyu bakalım." Jungkook gülümseyerek gözlerini kapattı ve çok geçmeden de uyuya kaldı. Taehyung tam uyumak üzereyken hafif ağlamaklı bir ses duydu. Hemen olduğu yerde doğruldu ve Jungkook'u kontrol etti. Jungkook'un gözünden yaşlar akıyordu. "Jungkook, bebeğim uyan hadi kabus görüyorsun." Jungkook gözlerini açtı, hâlâ ağlıyordu. Hemen Taehyung'a sarıldı. Jungkook'un bedeni aşırı sıcaktı. Bunu fark eden Taehyung, Jungkook'u kendinden ayırarak yatağa geri yatırdı.

Taehyung kalkarken Jungkook kolundan tuttu. "Hyung gitme." Taehyung, Jungkook'un saçlarını okşadı. "Bebeğim geleceğim. Ateşinin düşmesi için ilaç getireceğim sadece." Jungkook, Taehyung'un kolunu bıraktı. "Çabuk ol hyung." Taehyung aceleyle mutfağa gitti ve dolaptan ateş düşürücü çıkardı. Tam mutfaktan çıkacakken aklına bir fikir geldi. Bulduğu kabı soğuk suyla doldurdu ve tuvalete girip yüz havlusu aldı. Jungkook beklediği için acele ediyordu. Odaya girdiğinde Jungkook yatakta doğrulmuş gözlerini ovuşturarak kendisini bekliyordu.

"Geldim Kookie. Al bakalım ilacını." Taehyung ilacı Jungkook'un eline verdi ve Jungkook ilacı ağzına aldığında bardağı uzattı. Jungkook ilacı içince bardağı Jungkook'un elinden aldı ve komodinin üzerine bıraktı. "Hadi uzan bakalım Jungkook." Jungkook hyungunun sözünü dinleyerek uzandı ve gözlerini kapattı. Taehyung suya batırdığı bezi sıktı ve Jungkook'un alnına koydu. Jungkook gülümsedi. "Teşekkürler Taehyungie. Seni gerçekten çok seviyorum." Taehyung gülümseyerek Jungkook'un saçlarını okşadı. "Ben de seni galaksim." Jungkook tek gözünü aralayıp Taehyung'a baktı ve sonra tekrar gözlerini kapattı.

"İyi geceler hyung." Taehyung, Jungkook'un yanağını öptü. "Yıldızlı geceler galaksim." Gece boyunca Taehyung birkaç kez bezi değiştirdi ve Jungkook'un vücut ısısının iyi olduğuna emin olduğunda bezi aldı ve kendisi de Jungkook'un yanına kıvrılarak uyudu.

Violinist's WoundsWhere stories live. Discover now