Veca

105 34 19
                                    

-Umudunu kaybetmiş olanın başka kaybedecek şeyi yoktur.

[6.]
________

♤♤♤

Eski bir inanışa göre her iç çekişte kalp bir damla kan kaybedermiş. Hastalıklı kalbim bana kan yetiştirmekte artık fazlasıyla yetersiz gelmeye başlamıştı.

Kolumda hissetiğim çokta yabancısı olmadığım acıyla göz kapaklarımı kırpıştırdım.

" Kendinizi nasıl hissediyorsunuz Liya Hanım?" Zorlukla açtığım gözlerimi odada gezdirdim burası benim kaldığım oda olmayacak kadar iç karartıcıydı.

" Tansiyonunuz düşmüş bu yüzden de bayılmışsınız sağlığınıza dikkat etmelisiniz."

Pencereden içeriye sızmaya çalışan güneş ışınları siyah opak perdeyle itinayla engellenmişti. "Liya Hanım, beni duyuyor musunuz?"

Kurumuş olan dudaklarımı kıpırdatarak " Lütfen yardım edin bana." Otuzlarına yeni girmiş olduğunu düşündüğüm kadın yüzünde hiç bir ifade barındırmadan kolumda ki serumun akış hızını yavaşlattı.

"Burada kalmanız emin olun sizin için çok daha iyi olacaktır." Başımı iki yana salladım.

" Zorla tutuyorlar beni burada yalvarırım yardım edin." Tombul parmaklarını ince bileğime sararak hafif bir şekilde okşamaya başladı.

" Polat Bey iyi bir insan ondan korkmanıza gerek yok." Sesli bir şekilde yutkundum bu kadın ne diyordu böyle.

Bileğimi hızlıca parmakları arasından kurtardım. Kapının birden açılmasıyla içeriye o girdi.

" Uyandı mı?" Yanımda ki kadın ellerini önünde birleştirerek "evet Polat Bey." Yeşil gözleriyle kapıyı işaret ederek bana doğru yaklaşmaya başladı.

" Deniz seni dışarda bekliyor söyle seni hasteneye bıraksın." Kadının odadan çıkmasıyla kalp atışlarım korkuyla hızlanmaya başladı.

"Nasılsın?" Gözelerimi kaçırdım " eve gitmek istiyorum izin verin gideyim." Siyah gür saçlarını eliyle geriye doğru tarayarak yatakta boş kalan boşluğa oturdu.

" Neden hâlâ daha ısrar ediyorsun gitmene izin vermeyeceğimi artık biliyor olman gerek."

Siyah yastığa dağılan ince telli saçlarıma dokunarak "buraya alışmaya çalış kendine kötülük etmeyi bırak ve yemeklerini ye."

İğrenç elleriyle saçlarıma nasıl dokunabilirdi. Bu adam kendini ne sanıyordu böyle babamın şefkatle okşadığı saçlarıma nasıl ellerini sürerdi.

" İğrenç bir varlıkmışım gibi bakmayı kes!" Diyerek ellerini saçlarımdan çekti.

" Şehla, şehla seninle çok fazla işimiz var.." yataktan kalkarak belime kadar örtülü olan bedenimi omuzlarıma kadar örterek odadan çıktı.

Meyus Where stories live. Discover now