6🌼

696 27 0
                                    

Hüray'dan

Gözüm yarı açık biçimde, çalıp duran alarmı kapattım. Saat 05.00'ti ve bu saatte kan alınıyordu. Normalde bu hemşirelerin işiydi ama Harun abi Yadenur için sıkı tembihlemişti. Kanepeden doğruldum. Elimi yüzümü yıkadım ve intern odasından çıktım. Hemşireler bölümüne geldim. Görünürde kimse yoktu. Tepsiyi alıp 306'ya doğru yürüdüm.

Kapıyı bir kez tıklayıp odaya girdim. Işığı açtım. Annesi hemen uyandı.

"Kan alacağım hanımefendi." dedim.

"Yadenur,kalk kızım. Yadenur,uyan." deyip bir yandan da Yadenur'un başını örtmeye çalışıyordu annesi. Upuzun, dalgalı, sarıya yakın saçları vardı. Uyuma pozisyonuna güldüm. Bu kız tam bir uyku gurmesiydi. Yarı yüzüstü yatıp bir bacağını karnına çekmiş şekilde uyuyordu. Anlaşılan uykusu derindi.

Annesi sarsarak uyandırmaya çalışıyordu. Ne bağlamıştı o gözüne? Uyku bandı yerine gözüne yazma bağlamıştı. Sanırım ışıktan rahatsız oluyordu.

"Ne var anne ya?" diyip kıpırdanıyordu.

"Kalk bir doğrul. Doktoru çok beklettik hadi ama kızacağım."

Ben gayet eğleniyordum. Şikayetçi değildim halimden ama bir yandan da ciddiliğimi korumaya çalışıyordum.

Oflayarak doğruldu ama gözündeki yazmayı hâlâ çıkarmamıştı. Annesi sağ kolunu açtı. Ayakta uyuyordu resmen.

"Yine o koku. Çok güzel kokuyor." deyip kokuyu içine çekti. Biran afalladım. Benim kokumdan mı bahsediyordu?

Annesi Yadenur'u sarstı tekrar. "Kusura bakmayın. Kendine gelemedi hâlâ. Saçmalar böyle olunca." deyip mahcupça baktı.

"Önemli değil." deyip tebessüm ettim. Turnikeyi çok sıkmayacak şekilde bağladım. Damar bulmak için dokunurken oyun hamuruyla oynuyor gibi hissettim. Ne kadar yumuşaktı. Kemikleri yok mu bu kızın diye düşünmedim değil.

Damar buldum ve incitmemeye özen göstererek kanı almaya başladım.

"Off hadi daha alamadın mı? Uyuyacağım ben." dedi. Ben kanı alıp bandı bile yapıştırmıştim halbuki.

"Aldı kızım bitti. Yat hadi." dedi annesi.

"Vay be ne kadar hafifmiş eli." diyip tekrar kendini yatağa attı.

Pijamasıyla tam tatlı bir küçük çocuğunu anımsatıyordu. Alt kısmında kırmızı, çilek desenleri üst kısmında da çilek kıyafetli bir kız resmedilmişti.

"Geçmiş olsun." deyip odadan çıktım. O huysuz ama tatlı halleri hâlâ beni güldürüyordu. Odadan çıktığıma göre ciddi olmama da gerek kalmamıştı. Aldığım kanı hemşireye teslim ederken:

"Keyfiniz pek yerinde bakıyorum Hüray bey. Sen mi aldın kanı? Biz yapardık" dedi Gülşah abla.

"306 numaradaki yeni hastanın bütün işlemlerini ben yapacağım abla. Harun abi öyle tembihledi." dedim.

"Tamam diğer arkadaşlara da söyleyelim ben." dedi.

"Görüşürüz abla." diyerek tekrar odama doğru yöneldim.

Yadenur'dan

Sabah kahvaltı yaptıktan sonra üstümü değiştirmek için banyoya girdiğimde kolumda bir pamuklu bant gördüm. Ne zaman yapıştırılmıştı bu?

"Anne kolumdaki bu bant ne?"

"Tabi sen yine hatırlamıyorsun. Saat 05.00'te kan alındı senden. Bir de genç doktora çok güzel kokuyor dedin. Dilinin kemiği yok cidden Yadenur."

Ne? Güzel kokuyor mu demiştim? Allah beni ne yapmasın. Uyandığımda çok saçmalardım. Hele de uyanma saatimden önce uyandırılmışsam. Of ben nasıl bakacaktım Hüray'ın yüzüne. Yok canım anlamamıştır o. Anlamış mıdır? diye düşünceler beynimi kemirirken kapı açıldı. İçeriye temizlik görevlisi girdi. Galiba bu saatlerde temizlik yapılıyordu.

Odanın içini temizledikten sonra görevli paspası kapı girişine bıraktı ve banyoya girdi. O sırada Hüray odaya girdi. Paspası fark etmedi ve ayağı takıldı. Bayağı bir sendeledi. Neredeyse yere kapaklanacaktı. Çok komik bir görüntü oluşmuştu. Elimle ağzımı kapatıp kıkır kıkır güldüm. Annem de gülüşünü belli etmemeye çalışıyordu.

Hüray hiç bozuntuya vermeden "Tansiyonunu ölçelim. Az sonra hocalar gelecek." derken dosyaya da birkaç kağıt ekliyordu.

Her gün geliyor muydu bu hocalar? Tansiyonumu ölçerken gece dediklerim aklıma geldi ve tekrar utandım.

"Buraya idrar kabı bırakıyorum. Yapınca koridordaki hemşirelere teslim edersiniz." deyip çıkmıştı.

Dediği gibi on dakika sonra hocalar gelmişti. Bu sefer profesör olmadığı için sevinmiştim. Adem hoca dedikleri doçent bir şeyler söylüyor Hüray da not alıyordu.

"Tamam hocam. Bugün bütün testleri yaparız. Yarın da sonuç kesinleşir." dedi.

Hocalar çıktı. Tek Hüray kalmıştı. Bir sürü test saydı.

MR (emar), röntgen, ultrason, alerji testleri...

"Giriş yaptırıp geliyorum. Siz hazırlanın." dedi.

Hasta bakıcıyla birlikte oradan oraya her yere gitmiştik. Cidden çok yorulmuştum. Hastaneyi tavaf etmiştik resmen.

Sonunda odaya gelebilmiştik. Öğlen yemeğini de kaçırmıştık. Annem kantinden döner yaptırıp geldi.

"İşten izin alamıyorum. Öğretmen arkadaşıma rica ettim yarın da yerime derslere girecek ama ertesi gün dönmem gerek." dedi.

"Ben ne yapacağım tek başıma?" Gerçekten ne yapacaktım. Ben hiç tek başıma hastanede kalmamıştım ki.

"Teyzen gelir yanında kalır bir gün." dedi.

Moralim çok bozulmuştu.

Konuşmak istemiyordum ve karnım doyunca iyice mayışmıştım. Kendimi tekrar uykunun kollarına bıraktım.






T.A.KWhere stories live. Discover now