1🌼

1.7K 33 7
                                    

Kitap şarkımız Conan Gray - Family Line
Yazarken sürekli bunu dinliyorum ve Yadenur da şarkıdan izler taşıyor. Karakteri anlamanız için sözlerine bakmanızı öneririm. 🙂🧚

🌼

Yine bir sonuç alamayacağımı bilerek gittiğim kaçıncı hastane randevumdu sayamıyordum. Vücudumda bir terslik vardı ve bu her neyse vücudumu ele geçiriyordu. Eskisi gibi hissedemiyordum. Defalarca kez hastaneye gitmiştik ama hiçbir şey bulamayıp psikolojik nedenlere bağlamışlardı. Bu durum iyice canımı sıkmaya başlamıştı.

Yataktan yavaşça doğruldum. Buna rağmen başım yine dönmüştü. Derin bir nefes verip çay suyu koymaya mutfağa gittim. Annem de kardeşimi uyandırmaya çalışıyordu. Randevudan sonra üçümüz eğlence merkezine gidecektik.

Kahvaltıyı yaptıktan sonra yola koyulduk. Çantamdan kulaklığı çıkardım ve rastgele bir şarkı açtım. Bugün içimde kötü bir his vardı. Başımı cama dayayıp düşünmeye başladım.

Bu sene tekrar üniversite sınava hazırlanıyordum. Geçen seneki sonucumdan memnun olmayıp tekrar denemeye karar vermiştim. Hedeflerim vardı ve bu yüzden çok çalışmalıydım ama gel gör ki yataktan çıkamıyordum bile. Çok halsizdim sürekli uyuyordum. Haftalık planlar yapıyordum ama hiçbirini gerçekleştiremeden kalıp gidiyordu. Ne oluyordu bana? Önceden ne kadar çok ders çalışırdım. O masaya oturmuşsam hiçbir şey beni o masadan kaldıramazdı.

Geçen gün kitaptaki harfleri silik görüp "Boşuna mı para veriyorum bu kitaplara daha doğru düzgün basamıyorlar. Okuyamıyorum yazıları silik." deyip kendi kendime konuşurken annem sesimi duyup odama gelmişti.

"Anne şuna bak! Görüyor musun harflerin yarısı yok." derken annem de eğilmiş kitaba bakıyordu. Sonra tekrar yüzüme baktı ama konuşmuyordu.

"Anne neden öyle bakıyorsun?" dedim.

Şaşkın yüz ifadesiyle "Yadenur, gerçekten yazıları göremiyor musun?" dedi. Bir süre sessizlik hakim oldu.

Ne? Yazılar zaten yoktu ki? Hayır yoksa sadece ben mi göremiyordum? Annem "Hemen tekrar randevu almalıyız." diyerek odadan çıktı. Ağrılar yetmezmiş gibi şimdi de görme bozukluğu çıkmıştı.

Hastaneye girmek üzereydik. Sebebini bilmediğim kötü his iyice benliğimi ele geçirmeye başlamıştı. Hayır hayır moralimi bozmamalıydım. Muayeneden yine bir sonuç çıkmayacak ve çıkışta sinemaya gidecektik. Bunları düşünerek arabadan indim.

Kocaman tıp fakültesi yazısıyla karşılaştım. Hastaneleri hiç sevmiyordum. Üç sene önce babannemi kanserden kaybetmiştik. Hastalıktan da hastaneden de korkuyordum. Ne kadar acı çektiğine tanık olmuştum ve iki sene antidepresan kullanmıştım. Kötü düşünceleri kafamdan kovdum. Hastanenin girişine doğru ilerledik. Sekretere romatoloji polikliniğinin yerini sorduk ve oraya doğru ilerledik. Boş banklardan birine oturduk, sıramın gelmesini bekliyorduk.

Yadenur Arslan. Ekranda ismimi görünce annemle beraber girdik. Umutsuz biçimde, karşımda duran otuzlu yaşlarında, gözlüklü, doktora bakıyordum. Ekrana ufak bir göz attıktan sonra bana döndü.

"Evet Yadenur. Şikayetin nedir? Dinliyorum."

Derin bir nefes alıp anlatmaya başladım. Dikkatli bir şekilde beni dinliyordu ve gözlerindeki o tedirginliği, şaşkınlığı görebiliyordum. Ayağa kalktı bana doğru yaklaştı.

"Boynunu açabilir misin?" dedi. Başörtümü gevşetip bakabileceği bir alan bıraktım. Steteskobu boynuma dayadı ve iki tarafı da dinledi bir süre. Sonra iki eli ile bileklerimi kavradı. Sanırım nabzımı ölçüyordu. Daha sonra bilgisayardan eski kan tahlillerime baktı.

"Burada bekleyin lütfen." deyip odadan ayrıldı. Ters giden bir şey vardı. Annemle göz göze geldik. Onun da gözlerindeki tedirginliği görebiliyordum. Kapı tekrar açıldı ve yanında biri kadın biri erkek iki doktor daha girdi.

"Hayatınızda belki de hiç göremeyeceğiniz bir vaka. %70 ihtimalle Takayasu Arteriti. Bir de siz muayene eder misiniz?" dedi.

Ben titremeye başlamıştım. Kalbim sıkışıyordu. Doktor tekrar masasına oturdu ve birisini aradı. İsmimi söyledi ve acil yatış diyerek de belirtti. Neler oluyordu?

Annem daha fazla dayanamayıp "Doktor bey neyi var kızımın?" dedi.

"Çok nadir görülen ve ciddi bir hastalık belirtileri gözüküyor kızınızda. Ama tabii ki testler yapmadan kesin konuşmak mümkün değil. Bu yüzden sizi bir süre burada tutmak zorundayız" dedi.

Annem "Hemen şimdi mi? Hazırlıklı gelmedik. Yarın tekrar gelsek olmaz mı?" dedi.

Doktor "Bu ciddi bir hastalık. Hemen tahlillere başlamamız gerek." diyerek elimize bir kağıt verdi. "Sare hanım sizinle ilgilenecek. Saat 15'te orada olacağım. Siz yatış işlemlerinizi gerçekleştirin. Geçmiş olsun." dedi ve sıradaki hastayı çağırdı.

Vücudumdaki titreme artmıştı. Bir banka oturduk. Annem teyzemi aradı. Durumu açıkladı ve kıyafet istedi teyzemden. Konuşurken sesi titredi ve sonunda ağlamaya başladı.

"Ben seni arayacağım abla." deyip telefonu kapattı. Bana baktı.

"Anne korkuyorum. Ne oluyor?" derken benim de akmaması için zorlukla tuttuğum gözyaşlarım özgürlüğüne kavuşmuştu.

T.A.KTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang