Alaric Arsen ~3 |Plan

542 52 25
                                    

[Alaric Arsen anlatımıyla]

Büyük taşıma gemisinin güvertesinde dışarıyı izliyordum. Babamın ayarladığı bu gemi sayesinde Hendrick sınırını geçmiştim. Biraz ileride ineceğimiz liman vardı. Buradan imparatorluğun merkez şehrini görebiliyordum.

Panayır havasının hakim olduğu krallıkta tedbirler kuvvetini düşürdüğü için gelişim kolaylaşmıştı.

Etraftaki süslemelere ve gülüşen insanlara bakarken iç çektim.

Bugün Hendrick imparatorluğunun hükümdarı ve krallığın en güçlü dükalığının prensesi evleniyordu.

Bu mutlu günde kara bir gölge olmak istemesemde mecburum çünkü babamın adamları her hareketimi izliyor. Yakında onlardan kurtulacak olsamda bugün için bir şey yapamam.

Bu yüzden müstakbel imparatoriçeyi kaçırmam gerekiyor.

Bunu hemen yapmam emredilse'de öncesinde genç kadının mutlu gününü mahvetmek istemediğim için evlendikten birkaç saat sonra yapmayı planlıyordum. Pek bir şey farketmese'de resmi olarak imparatoriçe olacaktı. Bu'da kurtuluşunu hızlandırırdı.

Babamın beyinsiz olduğunu yeniden kavramıştım çünkü benden bilgi sızdırmamı istediği halde hemen prensesi kaçırmamı istemişti ancak aptal kafası bunun planlarını hemen ortaya çıkaracağını ve krallığın tedbirleri sıkılaştıracağını basmamıştı.

Çok şükür zekâmı ve karakterimi annemden miras almıştım. Ona benzeseydim malağın teki olurdum.

Limana yanaşıp duran geminin zincirleri atıldıktan sonra nihayet iskeleye adım atabilmiştim.

Yanımdan hızla geçen bedene gözlerimi devirerek baktım. Bu hizmetçi kılığına giren Liliana'ydı. Gemiden iner inmez role girmiş ve utangaç sefil bir köle triplerine girmişti. Limanın önündeki bir at arabası şoförünü göğüslerini açığa vurmaya çalışarak masum köylü kızıymışcasına kandırmasını ve bedava yolculuk kazanmasını izledim.

Koca memelerini adamın yüzüne sokmaya çalışmasa rolü daha inandırıcı olabilirdi. Garip bir şekilde adam onun saf rolüne inanmış gibiydi. Öyleki ona sırıtarak kapıyı kendisi açmıştı.

Sanırım bu krallıkta'da aptal insanlar vardı. Yalnızca kendi ülkemde beyinsizlerin olmadığını öğrenmek beni mutlumu etse üzsemi bilemedim.

Başımı göğe çevirerek sabır çektim.

Aptal ve beyinsizlerden nefret ediyorum.

Kibir budalası iğrenç yaratıklardan'da öyle.

Bir at arabası kiralayarak şehrin iç bölgelerine gitmek üzere yola koyuldum. Bu sürede prensesin bana çok lanet okumamasını umuyordum.

Şehrin içinde ilerledikçe kalabalık topluluklar ortaya çıkıyordu. Sevdikleri imparatorlarının evliliği onları mutlu ediyor olmalıydı. İmparator Maximillian'ın halk tarafından takdir edildiğini ve pek çok soylu tarafından'da imrenilen biri olduğunu nerdeyse kıtadaki herkes bilirdi. Genç olmasına rağmen krallık yönetiminde harika işler başarıyordu. Pek çok kişi onu övgüyle anıyordu. Sadece iç siyasette değil dış siyasette'de çok yetenekli harika biriydi. Çoğu düşman krallıklarda bile ondan saygıyla bahsedilirdi.

Ne yazık ki benim ülkemde durum bu değildi. Babam kendi dışında başka hükümdarların takdir edilmesini istemezdi, böyle zamanlarda çok öfkelenirdi. Bu sebeple krallıkta kendinden başka liderlerin anılmasını yasaklamıştı.

Görmemişin imparatorluğu olmuş...

Şehir meydanında duran arabadan inip etrafa bir göz attım. Burası imparator ve eşinin yapması gereken Düşler Geçidi seramonisi için hazırlanmıştı. Evlenen hükümdarın eşiyle şehrin tam ortasında ki düz yoldan halkı selamlayarak geçmesi Hendrick adetlerindendi.

Yani birazdan burada olacaklardı.

Seramoninin hemen ardından evlilik törenleri için kiliseye gitmeleri gerekiyordu. Resmi olarak birbirlerinin eşi olduklarında ise Aşıklar Bahçesinde tanrıya adaklarını sunmalı ve gelecek için dileklerde bulunarak bu dilekleri Aşk Ağacına asmalılardı. Sonrasında yaşayacakları saraya giderek hazırlanan süslü gerdek geçidinden geçerek çiçekler arasında dans etmeli ve son kez evlilik yemini edip birbirlerini öpmelilerdi. Bunun ardından birbirlerinden ayrılıp 'ilahi' geceye hazırlanmak için iki ayrı odaya geçeceklerdi. Tüm bunlar Hendrick adetleriydi.

Mutlu çiftin bu güzel adetlerini yerine getirip evliliklerini tamamlayabilmeleri için biraz oyalanacaktım ve gecenin sonunda ise devreye girecektim. İmparatordan uzaklaşan prensesi hazırlık odasından kaçıracaktım.

Derin bir iç çekerken şimdiden işleyeceğim günah için tanrıdan af dilemeye başlamıştım. Hiç istemesem de bunu yapmak zorundaydım. Yoksa babam tarafından anında geri çağrılır ve işkence görürdüm. Yine'de kendimi kurtarmak uğruna kimseye eziyet çektirmek istemiyordum. Bu yüzden prensese- yani o zaman imparatoriçe olacak olan kadına nazik davranacaktım. Umarım beni anlar ve affederdi.

Babamın esaretinden kurtulmak için çıktığım yolda yeni düşmanlar kazanmak ve başka bir krallığa esir olmak istemiyordum. Bu sebeple kadını kaçırdığım yerin yakınına herhangi biri gelirse anında oradan büyüyle uzaklaşacaktım. Babam 'da benim yakalanıp öldürüldüğümü düşünüp peşimi bırakacaktı. Yani umuyorum ki prensesin elimizde olduğu haberi babama ulaşmadan birileri onu bulurdu ve hem o hem de ben kurtulurdum.

Meydandaki bir restorana geçip oturdum. Bir kahve sipariş ettim ve evlenecek olan çifti beklemeye başladım. Önce prensesin yüzünü görmem gerekiyordu ki onun yanına ışınlanırken yapacağım büyü işe yarasın. Yüzünü hafızama kaydettikten sonra ise gecenin bitişine kadar bekleyecek ve kadının yanına ışınlanacaktım.

Alaric Arsen;(aşağıda)
-Temsili-
Siyah saçlı, gözleri sarıya dönük ela. Orta boylarda. Hemen hemen fotoğraftaki tiplerde. Bebeksi bir yüzü var biraz, vücudu'da kalıplı olmaktan ziyade zarif. Dövüş yetenekleri yok zaten adam büyücü, bu tür şeylerle direkt uğraşmayı tercih etmedi. Aslında Milan'da ondan farklı olarak kutsal güçlere hükmetse de  bir büyücü ama o aynı zamanda kılıç ustası'da olduğu için yapılı bir bedene sahip. Arsen öyle değil işte. Sadece büyüsüyle varoluyor. Onun yetenekleri de öyle az uz seyler değil.
Yakında açıklarım ama şimdiden kısaca bahsedeyim.

Kendisi normal büyüden ziyade kara büyüyle daha çok ilgileniyor. Ancak kara büyünün esiri olmayacak kadar irade sahibi, esiri olmaktansa ona hükmetmeyi seçenlerden. Aynı zamanda yıldırım elementine sahip olduğu için bir yıldırım büyücüsü. Yani elemental büyücü ve bu'da önemli bir mertebe.

Vücudunda resimde ki gibi yaralar var ve epey çok. Bunları babası ve kardeşleri yaptı.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.
♡♡♡

Kötü Kadın KlişesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin