47. Bölüm~'Bir Lanetin Sonu'

En başından başla
                                    

Dediğinde yüzümde tebessümler içinde mahkeme salonundan çıktım. Askerler Kenan'ı götürmeden önce onunla göz göze geldik ve dudaklarımın arasından onun sinir olacağı cümleyi kurdum.

- Hakettiğini buldun Kenan!

Dedim gülerek. Bana sinirli bir şekilde bakarak mahkeme solunundan askerlerle birlikte çıktılar. Ardından hepimiz kendi arabalarına binerek evlerine dağıldı. Herşey bitti, Kenan hakettiği cezayı aldı, testereli kişiler öldü. Artık normal bir hayat bizi bekliyordu.

- Sana demiştim sevgilim, hakettiği cezayı aldı.

- En çok senin sayende Sarp.

Dedim arabada yola çıkarken. Aslında herşey Sarp'ın sayesindeydi. O olmasaydı ne Hazal'ın katilini bulabilirdik ne de Kenan'ı hapise tıkatmak için kanıt bulabilirdik. Hepsi onun başarısıydı ve zaten Sarp'ın komiser şefi Sarp'ı bu davadan ödüllendirmişti.

- Damla, Kenan'ın hapise girişini kutlamaya ne dersin? Diğerlerini de çağırırız.

Dediğinde ona gülümseyerek baktım ve başımı sallayarak yanıt verdim.

- Olur tabiki de. Bu akşam herkesi bizim eve çağıracağım. Hatta şimdi Esin'e haber vereyim.

Dediğimde telefonumu çıkararak Esin'i aradım ve akşam herkesi bizim eve çağırmasını söyleyerek davet ettim. O da söyleyeceğini söyleyerek akşam geleceklerini söyledi ve telefonu kapattı. On dakikalık bir yolculuğun ardından eve gelmiştik.

Her yorulduğumuzda eve girer girmez kendimizi salondaki kanepelere bırakıyoruz. Ve yine öyle yaptık eve gelir gelmez kendimizi kanepelere attık. Ben oturur pozisyonda kanepede dinlenirken Sarp başını benim bacağıma koyarak uyur pozisyonda oturdu. Onun saçlarını okşamak hayatımdaki en rahatlatıcı bir etkiydi.

- Bitti mi Sarp?

- Bitti Damla, bu sefer gerçekten de bitti.

Dediğinde bacağımdan kafasını kaldırıp bana doğru döndü gözleri gözlerimde buluştuğunda birbirimize sıkıca sarıldık. Kokumuzu içimize çektik sanki hastet kalar gibi. Birbirimize sarılmaya devam ederken karnımda iki saniyelik bir hafif ağrı ile inledim.

- Damla, ne oldu iyi misin?

- İyiyim, sanırım karnıma tekme attı.

Dediğimde ellerini karnıma götürerek sanki bebek buradaymış gibi onunla konuştu.

- Sakin ol ufaklık, anneye zarar vermek yasak.

Dediğinde kahkahalara boğularak gülmeye başladım.

- Damla, ben bebeğimize ilk yasağı vermişken sen neden gülüyorsun.

- Garip bir yasak o yüzden sanırım.

Dediğimde yine küçük bir kahkaha patlattım.

- Hadi kalkalım ve akşam için yemek hazırlayalım.

- Bak bu iyi olur. Ama kendini fazla yormak yok.

- Tamam söz hadi mutfağa geçelim.

Diye mırıldandığımda mutfağa geçerek akşam için enfes yemekler hazırladık. Yemek becerim gide gide gelişiyordu. Ama Sarp benden daha iyi yemek yapıyordu. Yorulmamı istemediği için neredeyse bütün yemekleri o hazırlamıştı. Ben sadece masayı hazırlamıştım. Herşeyi hazırladıktan sonra Esin'i aradım.

- Alo Esin, neredesiniz?

- Biz şimdi Barış ile birazdan orada oluruz. Diğerleri de yola çıkmışlar gelirler birazdan.

Kusursuz OkulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin