Opening Sequence + Taegyu +

  "Ben de eve döneceğim. Sizinle gelsem sorun olmaz." diye söyledi Beomgyu, Taehyun'u kaçırmak istemiyordu ve onunla gidebileceği yere kadar gitmek istiyordu. Taehyun ona bakıp kafasını salladı. Ardından beraber metroya indiler. Metro gelene kadar konuştular, bu sefer konular akıp gidiyordu ve Taehyun'un ne kadar eğlenceli birisi olduğu daha da ortaya çıkıyordu. Onlar bu şekilde tanıştılar. Birbirlerinin hayatında 1 yıl 3 aydır vardılar.

  Beomgyu gülümseyerek kupalara kahveleri doldurdu. İlk tanıştıkları zamanı hatırlatırdı kendine; her zaman ve her zaman çok mutlu olurdu bu anlarını hatırlayınca. Taehyun ile yaptığı her şeyi severdi: Şu an yapacakları kahve keyfi gibi. Ve eline kupaları aldı, ardından da salona girdi. Sevgilinin oturduğu L koltuğa yaklaştı ve Taehyun'un kupasını sehpaya koydu. Kendi kupası elinde koltuğa otururken sevgilisine uyarıda bulundu. "Kahveni soğutma." Taehyun sevgilisinin bu lafına güldü. "Moiety'im, kahvem zaten soğuk." diye güldü, Beomgyu da güldü onun sözlerine karşı. Biliyordu da onunla uğraşmak istemişti her zamanki gibi.

  "Bu sefer ne yapıyorsun?" diye kendi kahvesini de sehpaya koyarak Taehyun'un yaptığı şeye bakmak için çenesini Taehyun'un omzuna koydu ve sevgilisinde dinlendi. "Bizimkiler yakında yeni şarkı çıkaracaklar, onun için uğraşıyorum." diye sevgilisini cevapladı Taehyun, onun bu cevabı ile Beomgyu'nun yüzü düştü. Bu cevapları hiçbir zaman sevmiyordu, sevgilisini ellerinden alıyorlardı çünkü. "Yine beraber değiliz ha?" diye sordu Beomgyu, bilgisayara bakarken.

  Beomgyu'nun nasıl olduğunu bilen Taehyun, ona döndü. Karşılaştığı tatlı yüz ifadesi ile yüzüne gülümseme yayıldı ve Beomgyu'yu belinden kavrayıp kendine çekti. Beomgyu'yu kendine biraz daha çektiğinde boynuna minik bir öpücük bıraktı. Taehyun, Beomgyu'nun kokusunu içine çekip işlerden üzerine gelen stresten kurtulup rahatlarken ikisinin de kalbi hızlanmıştı, onların aşkı asla sönmüyordu.

  "Sen bana istediklerini saymaya başla, o zamana kadar biter işim." diye söyledi ve yeniden bilgisayarına döndü. Beomgyu da elleri kelepçelenmiş gibi onu onaylamaktan başka şansı kalmamış gibi kafasını salladı ve duruşunu düzeltmeye çalıştı. Birbirlerini görecekleri bu günlerde bile sevgilisi iş yapıyordu.

  Beomgyu, sırtını; sevgilisinin koluna yasladı ve kafasını sevgilisinin omzuna koydu, oradan konuşmaya başladı. "Bugün sinema günümüz; yeni diziler gelmiş, onları izleriz. Başka? Ayrıca bugün beraber spor yapacağız. Gece yatmadan önce -bugün sıra bende- şarkı açıp dinleyeceğiz. İstersen; bugün odamızda, batananiyenin altında, sohbet edebiliriz. Belki daha fazlası olabilir..." diye utana sıkıla söyledi sonunu ve elleriyle yüzünü kapatmaya çalıştı.

  Onun bu halleri ile Taehyun gülümsedi. "Canınız yaramazlık mı çekiyor Choi Bey?" aslında cevabını bildiği soruyu sordu Taehyun ve sevgilisine kaçamak birkaç bakış attı. Taehyun'un bakışlarını fark ettiği gibi Beomgyu kendini kaydırarak kafasını sevgilisinin kucağına koydu ve oradan Taehyun'a baktı, buradan bile mükemmel ve kusursuz görünüyordu sevgilisi. "Sevgilimle en son ne zaman öpüştüğümüzü bile hatırlamıyorum çünkü yıllar geçti üzerinden." diye isyan etti.

  Aslında her gece Beomgyu uyurken Taehyun -aralıklı olarak uyandığında- onu minik minik öpüyordu. İkisi de Beomgyu'nun bunu bildiğini biliyordu ama bilmiyormuş gibi davranmayı seçti ikisi de. Taehyun da aynı şekilde devam ettirdi. "Öyle miymiş? Aaa, çok ayıp etmiş." diye 3. şahıs olarak kendini kötüledi Taehyun. Onun bu sorusu ile ikisi de biraz kıkırdadı. Onların aşkı böyleydi, eğlenceli ve hiç sönmeyecek türden.

  "Evet ayıp ediyor, benim yerime 12 kişi ile takılıyor. 1 değil 2 değil, 12. Anlayabiliyor musun?" diye sordu. Taehyun son dosyayı hazırlarken ona katıldı. "Anlayabiliyorum ama eminim ki zorunda olmasa yapmaz." diye kendini haklı çıkarmaya çalıştı. "Ya ne zorundalığı ya? Her iki tarafa da yetebilir bence." diye yarı tribini de attı Beomgyu. Taehyun, Beomgyu'nun trip attığını görünce yarım ağız gülümsedi. Beomgyu madem öyle olmasını istiyordu, o da oynardı.