Aslında dönüp baktıklarında birbirine çok yakın olup bir o kadar bağımsız olan bu iki meslekten iki kişinin bir araya gelmesi tuhaftı. Tuhaf değildi, onları bir araya kader getirmişti. Kader onları bir araya getirmiş ve onların tanışmalarını çok tatlı kılmıştı: Taehyun, idollerin zaman geçirmesi için -sadece idoller ve menajerleri için- olan bir kafede cam kenarına oturmuş, takılıyordu o gün; büyük ihtimalle o gün takvimler 10 Ocak'ı gösteriyordu ve yine o gün de tıpkı bugünkü gibi bilgisayarından işlerle uğraşıyordu. Bu sefer bilgisayarıyla konser saatlerini ayarlıyordu ama bugünden farklı olarak. Fakat Taehyun; bugünkü gibi, bu işini de yaparken işine kendini kaptırmış ve dikkatliydi, diğer bir yandan karamelli macciattosunu yudumluyordu tabii.
Taehyun işini yaparken kafenin kapısı açılmıştı; bunu, birisinin geldiğini haber eden zil sesi bildirmişti. Kafenin girişinde -kapının üstünde- minik bir zil vardı ve kapı açıldığında kapının ucu zile değiyor, zili çalıyordu. Taehyun ise o zil sesini duyamayacak kadar işine vermişti kendini; o, her seferinde -her işine kendini verince- böyle oluyordu, kuzeni ve arkadaşları bunun iyi olmadığını kaç kez dile getirseler de Taehyun karakterine işlemiş olan bu davranıştan kurtulamıyordu.
Yine o şekilde çalışıyordu: Resmen dış dünyaya karşı sağır ve kör oluyordu çalışırken, işine öyle kapılıyordu hep böyle. Yine işine öyle kapılmıştı ki yanına gelen kişinin seslenmesi ile anca dikkatini dağıtabildi. "Yanınıza oturabilir miyim?" duyduğu narin ama hoş sesle kafasını bilgisayardan kaldırdı ve gözleri, konuşan kişinin yüzünü buldu. Karşısında dikilen kişiyi ayırt edememesi aptallık olurdu, onu hemen tanımıştı: Solo idollerden Choi Beomgyu'ydu karşısında dikilen. İdolleri ve menajerleri tanıma sebebi: Menajer olduğu içindi ve neredeyse sektördeki herkesi tanıyordu.
Aslında Beomgyu'nun fazla fanı yoktu: Yani İkon'un fanı kadar olmasa da, fazla fanı yoktu. Sadece kendisine yetecek kadar vardı. Ayrıca sektörde fazla da dile gelmezdi o, kendi hâlinde olan idollerden denilebilirdi. Çok fazla etkinliği ve konseri de olmazdı ama birkaç kez karşılaştığı videolara göre -fazla konser vermese bile- konser verdiğinde sahnenin hakkını veriyordu. Buna bir keresinde KBS K-Pop çekimlerinde şahit olmuştu, zaten genel olarak da orada görüyordu onu, oradan tanıyordu.
Taehyun kafasını salladı ve karşısına oturmasına izin verdi önünde dikilen çocuğa, ardından da başka bir şey demeden bilgisayarına dönmüş ve konserler için uğraşmaya devam etmişti. Neden yanına oturmak istediğini anlamamıştı ama yan masalar doluydu büyük ihtimalle, yanına oturmayı istemesi bundan dolayıydı ve üstelemek istemedi. Onun bu davranışlarına kısaca bir baş onaylaması ve Taehyun'a bir şey demeden karşısına oturmuştu Beomgyu, zaten ahım şahım bir selamlaşma da bekleyemezdi ondan; az çok onun böyle olduğunu hissediyordu ama bir selam da almak isterdi Taehyun'dan, yine de bir şey demedi ve üzerindeki beyaz şişme montu çıkarıp yanına koydu. Hava soğuk olduğu için mont giyiyordu çünkü bağışıklığı pek o kadar da dirençli değildi.
Beomgyu önüne -yani Taehyun'a- döndü ve Taehyun'a baktı. Taehyun, sektörde adını duyurmayı başaran menajerlerden biriydi; genç olmasına rağmen işleri ve planları az hatayla yapan birisiydi o. Genç yaşta yıldızı parlamıştı, Treasure'ın sözleşmesi bittiği anda onu kendi şirketine almak isteyen birçok yönetici vardı. Beomgyu böyle birisiyle ilk kez karşılaşmıyordu tabii ki, hayatında birkaç kez karşılaşmıştı böyle tiplerle ve hiçbiriyle de konuşmak istememişti bu zamana kadar fakat şu an onunla konuşmak istemeden yapamıyordu. Nedenini o da bilmiyordu ama içinden bir ses onu Taehyun'a doğru itiyordu ve bir şekilde o sese karşı koyamıyordu da.
Masanın altından heyecanını belirterek sallanan bacağını da durdurmak adına konuşmaya başladı. "Siz Treasure'ın menajeri olmalısınız." diye söyledi ilk seferde ve hızla sustu, güzel bir başlangıç yapmayı denemişti ama içine başarısız olmuşluk hissi dolunca sadece Taehyun'a bakmakla yetinmişti. Onun cevabını duymaktan çok korkuyordu ama bir o kadar da konuşmasını çok istiyordu, bu yüzden hem utangaç hem de çenkingen davranıyordu Taehyun'a; az önce yanlışlıkla sesine yansıttığı o duyguları yaşıyordu içinde şu an, dışarıdan da gayet iyi fark ediliyordu. Bu halinden nefret ediyordu Beomgyu, hep cesaretli birisi olduğu halde bir anda böyle olmayı sevmiyordu. Yine de Taehyun'un cevabını duymak adına cesur bir şekilde gözlerine bakıyordu.
YOU ARE READING
Opening Sequence + Taegyu +
FanfictionHer şey rüya gibiydi: Aşkları, birbirlerine olan sevgileri ve birbirlerine verdikleri değerleri; hepsi onlara rüya gibi geliyordu... Aynı rüyayı, hayatı, dünyayı, kaderi paylaşıyorlardı onlar. Dışarıdan bakanların kıskanacağı türden bir bağ ile ba...
Opening Sequence + Taegyu +
Start from the beginning
