benimle güvendesin.

213 17 22
                                    

   billy birkaç gündür eddie ile yaşıyordu. eddie'nin kapısını deli gibi çaldığı gece yaşadığı korkudan sonra yanında güvende hissedeceği birine ihtiyaç duymuştu. sadece eddie ileyken hayatı daha az karmaşıktı ve bunu seviyordu.

   max ile araları fena değildi. max'in onun için endişelendiğini biliyordu bu yüzden iyi bir abi olup ona iyi olduğunu göstermek için ekstra çaba harcıyordu ama iyi değildi ve rol yapmak istemiyordu. o evde kaldığı süre boyunca max'e iyi olduğunu göstermek için rol yapıyordu. eddie'nin yanındayken rol yapmasına gerek yoktu. eddie onu en kötü hâliyle görmüştü.

   eh, bir de steve vardı. ondan bahsetmek bile canını sıkıyordu.

   billy pek uyuyamazdı. yorgunluktan bayılmadığı sürece tüm gece ayakta kalırdı. uyumak istemezdi çünkü uyursa savunmasız kalırdı. korkularına yenik düşerdi. tıpkı o gece gibi.

   billy saatlerce odada dört dönüp uyumamak için kendisini meşgul ederken uyuyakalmıştı. gördüğü kabuslar hep aynıydı. aynı yerde ve aynı şekilde ölüyordu ama buna alışamıyordu, her seferinde ölüşünü izlemek onu çılgına çeviriyordu, birinin ona yardım etmesi için etrafta bağırıp duruyor ama kimse yardım etmiyordu.

   her seferinde ilk steve'e koşuyor ama steve onu görmüyordu, steve onu hiç görmüyordu. sonra da max'in ismini sayıklıyor ama max de onu duymuyordu. değer verdiği kişiler ondan çok uzaktaydı. billy onlar için bir hiçten ibaretti. ne yaparsan yapsın onlar tarafından affedilmeyecek ve bu şekilde ölecekti. billy hargrove her gece sevdikleri ona yardım edemediği için yeniden ölüyordu.

   billy'nin bedeni bir çöp yığınıymış gibi yere yığıldı. vücudunun her yerinden kanlar fışkırmaya, iç organları yere dökülmeye başladı. uyanması gerekiyordu. uyanmadı. kendisini o hâlde görmek istemiyordu ama yerde yatan ölü billy'e doğru yürümeye başladı. bunu istemiyordu. ne olduğunu bilmiyordu, kontrolü kaybediyordu. gözlerini sımsıkı kapattı, bakmayacaktı. uyanacaktı. rüyaydı bu.

   "gözlerini aç." duyduğu o tanıdık, korkunç ses ve ölü billy'nin gözlerini birden açmasıyla sıçrayarak uykusundan uyandı. daha ne olduğunu anlamadan odanın içinde bir karartı görmesi ve o sesi duymasıyla odasından koşarak çıktı. burada değildi, biliyordu. o yenilmişti ama sesini duymadan, onu hissetmeden geçirdiği bir gün yoktu. bu kasabaya geri döndüğünden beri onu çok daha fazla hissediyordu. sanki gerçekten buradaymış gibiydi. bunu düşünmek isyemiyordu, banyoya indi. soğuk suyu yüzüne çarpıp kendisine gelecekti. musluğu açmaya bile fırsatı olmadı. o korkunç sesi yeniden duymaya başladı. uzaklardan ona sesleniyordu ve gittikçe yaklaşıyordu. geldiğini hissediyordu. aynaya bakmaya korktu. hızlıca evden çıktı. o sesten uzaklaşmalıydı. yeniden ona yalnız yakalanmak istemiyordu. bedeninin kontrolünü yeniden kaybedemezdi. buradaydı. onu hiç olmadığı kadar hissediyordu. koşmaya başladı, nereye koştuğunu bile bilmiyordu. kafayı yiyordu. peşinde kimse yoktu ama o bütün hızıyla koşuyordu.

   koştu ve koştu ta ki bir araba onu durdurana kadar. nereye doğru koştuğunu bile görmemişti, az kalsın arabanın altında kalıyordu. yalın ayak, yarı çıplak bir şekilde titreyen çocuğu gören şoför onu hemen arabasına almış ve kim olduğunu da anlamıştı.

   "dur, dur, sus artık!" kendisiyle konuşuyordu,  "lütfen, sus!" en azından şoför onun kendisiyle konuştuğunu sanıyordu. oysa billy ismini daha fazla duymak istemiyordu, kafasının içinde sürekli billy diyen ses yok olsun istiyordu, onunla konuşuyordu. kafasını cama yasladı, böyle bir hayat istemiyordu. deliriyordu. olmayan şeyler görüyor, olmayan şeyler duyuyordu.

   "yardım et bana," dedi onu arabasına alan kişiye bakarak. "lütfen, bana yardım et."

   "seni evine bırakacağım, tamam mı? ama şimdi sakin olmalısın." birkaç şey daha söylemişti, billy onları duymamıştı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 07, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

hellfire; eddie, billy, steveWhere stories live. Discover now