tuhaf yeni komşu, eddie.

279 30 42
                                    

𓆱

Deze afbeelding leeft onze inhoudsrichtlijnen niet na. Verwijder de afbeelding of upload een andere om verder te gaan met publiceren.

𓆱

   billy'nin dönüşünün üzerinden iki koca hafta geçmişti. bu süre boyunca billy kafasını toparlamaya, içinde olduğu kabustan uyanmaya çalışmış ama başarılı olamamıştı. ölümden döndüğü günden beri ölmeyi diliyordu. şu an içinde bulunduğu durum yaşıyor olmaktan oldukça uzaktı.

   tekrar ve tekrar o ele geçirildiği ana dönüyordu. bu kasabada yaşanan hiçbir şeyden haberi yoktu, o gece bir randevusu vardı ama o gece tek başındaydı ve çığlıkları duyulmamıştı. her zaman olduğu gibi onun elinden tutan kimse olmamıştı.

   korkunç şeyler yaşamıştı. max'in ya da diğerlerinin anlamadığı şeyler ve korkunç şeyler yapmıştı, kendisinden nefret etmesini sağlayan şeyler.

   max'in yüzüne bakamıyordu. kimsenin yüzüne bakamıyordu. bu kasabadan nefret ediyordu, en çok da korkuyordu bu yüzden iyileştikten sonra bile dönmemişti çünkü burada ölmüştü. tekrar ve tekrar öldüğü an zihninde canlanıyordu. ölmüştü ama öldüğü sırada eleven onu bir şekilde hayata geri getirmişti, bunu yapanın o olduğunu biliyordu, kafasında onun sesini duymuştu ama billy geri dönmek istememişti.

   kaçmak, kaçmak hiçbir zaman billy için bir çözüm yöntemi olmamıştı ama billy hatalarından ders çıkarmak yerine her seferinde sorunlarından kaçmıştı. onları görmezden gelir, duygularını bastırır, onlardan kaçar ve en son içinde evren dolusu bir öfkeyle sağa sola saldırırdı. bu da onu hikâyenin kötü karakteri yapardı.

   yine kaçmıştı, geri gelip savaşmak yerine hawkins'e sırtını dönmüştü. 'unuturum,' sanmıştı, unutmamıştı. gittiği her yerde kafasında ona emirler veren, iradesini zorlayan sesi duymuştu, yeniden onun etkisine giriyormuş gibi hissettiği için kendisini defalarca bir yerlere kilitlemiş, kendisini öldürmeyi bile denemiş ama becerememişti ve en son daha fazla dayanamayıp geri dönmüştü. her şeyin iyi olduğunu görmek için geri dönmüştü. ondan kurtulduğunu kanıtlamak için geri dönmüştü. korkularıyla yüzleşmeliydi. bu hayatında verdiği en boktan karardı.

   aynadaki görüntüsüne bakıyordu şimdi, billy kendisiyle ilgilenmeyi severdi, insanların onunla ilgilenmesini severdi, şu an bunların hiçbiri umrunda değildi, berbat görünüyordu.

   dalgalı sarı saçları olabildiğince dağınık, yüzünde yorgun bir ifade, alnında derin çizgiler, ölü mavi gözleri, içi ağlamaktan kırmızı, altında mor halkalar, rengarenk bir beden, simsiyah bir zihin. acı dolu bir gülümseme.

   billy hargrove artık aynaya bakmaktan nefret ediyordu.

   saçlarını düzeltmek adına taramak istese de vazgeçip eliyle düzeltmeye çalıştı ki başarılı oluyordu ama bundan da vazgeçti, yine de saçları artık daha iyi duruyordu, banyodan çıkmadan önce son kez aynaya baktığında biraz daha insan içine çıkılabilir göründüğüne karar verdi.

hellfire; eddie, billy, steveWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu