özel bölüm pt.1

565 36 189
                                    

Hiç kiss sahnesi yazmadığımı fark ettim böyle bir seyi nasıl unutabilirim amunagodesu

×××

"Biraz daha yukarı. Evet, evet tam orası."

"İyi mi böyle."

Kafa salladım, "Harika."

Elindeki ipi ağaca birkaç hamlede bağlayıp yanımdaki yerini aldığında tamı tamına yarım saattir kurmaya çalıştığımız hamağa baktım. Sonunda becerebilmiştik.

"Gel test edelim." dedi kolumdan tutup beni hamağa doğru sürüklerken. "İkimizi taşıyamaz ki." desem bile dinlememiş ve hamağa yayılırken beni de kolları arasına almıştı.

"Bir gören olacak." dedim endişeyle. Bu sırada kafamı kaldırıp etrafta kimse var mı diye kontrol ediyordum.

Zoro ailelerimizin tanışması gerektiğine karar vermiş ve iki aile mangal yapmaya göl kenarı bir yere gelmiştik. Kalabalık olduğumuz için ve yamyam kardeşlerim her an dibimizde gezdiğinden biz de hamağı alıp rahatça elleşebilmek adına herkesten uzak bir yere kaçmıştık.

"Görmelerini umursamıyorum." dedi Zoro büyük bir rahatlıkla. Bu sırada kafamı göğsüne yaslamıştı. "Hatta görmelerini istiyorum. Seni sevdiğimi herkes bilsin, herkes duysun istiyorum."

Kızardım. Söylediği sözler çok hoşuma gidiyor, kalbime dokunuyordu fakat böyle bir şeyin olması imkansız gibi bir şeydi. Ailemin homoseksüel olduğumdan hala haberi yoktu. Öğrenecek olurlarsa verecekleri tepkilerden korkuyordum.

"Kardeşlerimi ve babamı biliyorsun Zoro. Gay olduğumu öğrenince eminim benden nefret edeceklerdir."

Zoro eliyle bir yanağımı okşarken "Korkma." demişti. "Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak."

Havadaki tüm romantizm anında ortadan kaybolurken kaşlarımı çatarak bacağına sertçe bir tekme attım. "Gerizekalı."

"Ne dedim ki ya." dedi acıyan bacağını ovalarken.

"Tam bu anda bana destek olman, cesaretlendirmen gerekirken sen gelmiş İstiklal Marşı okuyorsun."

Ona sinirlendiğimi belli edercesine kollarımı bağlayarak başka tarafa döndüm. Allahın dağ ayısı ne anlardı ki romantizmden.

"İstiklal marşıyla cesaretlenmiyor musun? Ne biçim türksün sen. Yoksa yunan mısın?"

Söylediği şeyin üzerine sesli bir kahkaha patlattığımda o da gülmüştü. Bu sırada beni tekrardan kendine çevirip sıkıca sarıldığında "Yunan olsaydım beni sevmez miydin?" diye sordum sahte bir ciddiyetle.

Kaşlarını çatıp gökyüzüne bakarak düşünmeye başladığında onun bu haline gülmeden edememiştim. Ciddi ciddi düşünüyordu salak. Bir süre sonra kararını vermiş olmalı ki ellerimi elleri arasına alıp gözlerime baktı.

"Seni Vatanım Sensin'deki Hilal'in Leon'u sevdiğinden daha çok severdim."

Şakasına sorduğum soruya böyle bir cevap almak gözlerimin dolmasına sebep olmuştu. Beni seviyordu, bunu her fırsatta göstermesi kendimi değerli hissetmeme sebep oluyordu. Ayrıca Vatanım sensin izliyordu, daha ne isteyebilirdim ki.

Baş parmağıyla gözümden akan yaşı silerken devam etti:

"Ve Hilal'in yaptığı gibi, ben de senin için herkesi karşıma alırdım."

Kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. Şu an şaka yapmıyordu. Ailelerimiz ilişkimize karşı çıksa bile benim için herkesi karşısına alabileceğini söylüyordu. Bu bana güven vermişti.

söyle buldun mu, aradığın aşkı..Where stories live. Discover now