12. Bölüm

863 40 1
                                    

Ahsen

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ahsen

İki gün sonra Berkeyle Gökhan bey'in  yanına gittik. Adli tıp sonuçları çıkmıştı. 

Berke:

-O Emir psikopatı mı öldürmüş Asya'yı?

Gökhan bey:

-Evet o öldürmüş. Dnalar uyuşuyor. 

Berke beni kolumdan tutup kapıya doğru sürüklerken:

-Teşekkürler efendim!

Ben:

-Görüşürüz!

Gökhan bey bize anlamamış gözlerle bakarak:

 -Görüşürüz çocuklar.

Binadan çıktığımızda 

Ben:

-Niye beni apar topar  dışarı çekeledin!? Ayıp oldu! 

Berke:

-İhtiyaç dışı bir vampirle konuşmaya gerek yok. Öğreneceğimizi öğrendik işte. Uzatmaya gerek yok bence.

Ben:

-Of Berke of! Ne olur biraz daha yumuşak olsan. 

Berke sakince:

- O zaman herkes tepeme çıkar.

Ben söyleniyordu. Berke ise hala kolumu bırakmamıştı ve beni sürüklüyordu. Nereye gittiğimizi bile bilmiyordum.  Büyük ihtimalle ormana gidiyorduk. Aslında Berke'den güçlüyüm çünkü o beta ben ise alfayım. Fakat yine de beni yönlendirmesine  izin veriyordum. Bu durum yanımızdan  siyah saçlı, koyu gri gözlü, beyaz tenli, uzun boylu ve yirmi iki- yirmi üç yaşlarında bir çocuk geçene kadar sürdü. 

İkimizde aynı anda arkamızı döndük. Burnuma bebe bisküvisi kokusu geldi. Bu kadar iyi gözüken birisinin kokusu nasıl olurda o psikopat katilin kokusuna benzerdi? Ona baktığımızı fark edince çocukda arkasını döndü  ve bana baktı. İlk başta yüzünde beliren gülümseme benim kolumu tutan Berkeyi   görünce soldu.  Yanımıza yaklaştı.

Ciddi bir şekilde:

-Bu çocuk sizi nereye götürüyor?

Berke kolumu daha sert tutarak:

-Sanane, işine baksana sen!

Çocuk cebinden telefonunu çıkarttı:

-Galiba polisi aramalıyım?

Ben panikle:

-Gerek yok! Sadece evime götürüyor beni. 

Çocuk:

-Bu şekilde mi? Neredeyse kolunuzu morarartacak! 

Ben kolumu Berkeden kurtararak:

-Sadece biraz farklı biri.

Berke bana ters ters baktı.

 Çocuk cebinden bir kağıt çıkartıp elime tutuşturdu:

-Eğer bir şey olursa beni ara.

Ben bu gibi bir sesle:

-Gerek yok. 

Berkeyle önümüze döndük ve yürümeye devam ettik. Çocuğun bakışlarını önümde hissediyordum. Köşeyi döndükten sonra

Berke:

-Sence ben 'farklı biri' miyim ?

Ben:

-Tabi ki değilsin. O çocuk polisi aramasın diye öyle söyledim.

Berke somurtarak:

-Öyle olsun.

                                                                      ***

Bu gün cumartesiydi. Özde ve Nilis uyanmadan önce sessizce evden çıktım.  Saat sabahın altısıydı. Niye bu saatte vampirlerin ve kurt adamların 'tarafsız bölge'olarak adlandırdıkları bizim lisenin civarındaki toplanacaktık? Koşanildiğim en hızlı şekilde tarafsız bölgeye ulaştım. Benden önce Demir amca ve Ceyda hanım çoktan büyük bir ağacın altında bekliyorlardı. Benim geldiğimi fark edince Ceyda hanım yüzüne vampirlerin o soğuk gülümsemesini

 kondurdu.  Demir amca ise başıyla ciddi bir şekilde başıyla selam verdi. Bir kaç dakika içinde Giray, Berke, Alperen,Selma  ve adını bilmediğim biri kız üç vampir geldi. Kız yirmili yaşlarındaydı. Saçlarında kırmızılılar vardı. Gözleri ve dudakları da kırmızydı. Görüntüsü 'ben vampirim' diye bağırıyordu. Erkeklerden birinin tehlikeli mavi gözleri, siyah saçları vardı.  Yirmi - yirmi bir yaşlarındaydı. Diğeride sarı saçlı yeşil gözlü on altı- on yedi yaşlarındaydı. 

Bu dört vampirin arasında sadece erkeklerin gözleri normaldi.

Ceyda hanım:

-Bu kız Ahsen, Siyah saçlı olan Anıl ve diğeride Altay. 

Ben dahil kimse 'memnun oldum' demedi. Demir amcada bizi tanıttı.  Sonra Emir'i  nasıl öldürebileceğimizi konuştuk.

Ahsen:

-Bence iple tuzak kuralım. 

Diğer vampirlerde onu onayladı. 

Giray:

-Arkadan yaklaşıp sert bir vurup bayıltalım. 

Kurtlarda onu onayladı.  İki tarafta kendi istediğinin olmasını istiyordu. Tam Selma Anıl'ı  ısıracak sırada boğazımı temizleyerek dikkatleri üzerime çektim. 

Ben:

- Bence silah gibi bir şeyle ona saldıralım. Ceyda hanımda işini bitirsin? 

Herkes onayladı.

Alperen:

-Niye bir vampir Emir'in işini bitiriyor? 

Demir amca:

-Çünkü Emir onun kızını öldürdü. 

Ben içimden'ona bakarsan benimde annemi öldürdü'  dedim. Fakat ses çıkartmadım. Ceyda hanımın acısı tazeydi . Burda fedakarlık yapmaya karar verdim...

Altay:

-Ne zaman saldıracağz?

Ceyda hanım:

-Dolunayda saldıralım! O zaman kendinde olmaz.

Giray:

-Bir dahaki Dolunay yarın. 

Demir amca çantasından beş tane bileklik çıkarttı:

-(biz kurtlara hitap ederek) bu tılsımlı dönüştüğünüz zaman kontrolünüzü sağlamanıza yarıyor. Fakat dikkatli olun. Bu bileklikleri hayatınız boyunca bir kere kullanabilirsiniz. Kahverengi bileklikleri biz kurtlara dağıttı. Hepimiz Dolunay vaktinde buluşmak üzere sözleştik ve evlere dağıldık. 

MühürWhere stories live. Discover now