4. Bölüm

1.6K 71 5
                                    

Demir amcadan beni eğitmekle ilgili söz aldıktan sonra eve doğru koştum. Kapıdan içeri adımımı attığım an Özde'nin kızgın yüzüyle karşılaştım. Nilisle kaldığım odaya doğru sakince yürürken 

Özde:

-Bir açıklama bekliyorum karmen!

Ben:

-Sana bir açıklama yapmak zorunda değilim!

Özde ne oldu da birden beni bu kadar önemsemeye başladı?

Özde:

-Dışarıda bir cinayet işleniyor. Daha kimin öldürdüğü bile belli değil!

Ben şaşkınlıkla:

-Sen beni mi düşündün?

Özde öfkeyle:

-Tabi ki hayır! Ölürsen bütün işlemler bize kalacak ayrıca polisler sorguya çekecek. Bundan sonra dikkatli ol çocuk!

Cevap verme ihtiyacı hissetmeden arkamı dündüm ve Nilisle kaldığım odaya gittim. Özde benim kurt kız olduğumu bilmiyor.  O cinayeti işleyenden daha güçlüyüm muhtemelen. Odaya gidip yatağıma oturdum. Telefonumdan son dakika haberlerini açtım ve şok oldum.  Fotoğraftaki kanla kaplı kestane rengi saçları, ölmesine rağmen dehşetle açık olan siyah gözleri, buğday teni ve kusursuz fiziğiyle sınıf arkadaşım Filizdi. 

Telefonumda açık olan haber sayfasında öldürülen kişi olarak onun fotoğrafı vardı. Dikkatli bakınca bir kolunun dirsekten altının  olmadığını gördüm. Sanki vahşi bir hayvan tarafından ısırılıp kopartılmış gibi. Filiz kimseyle konuşmazdı. Hep kitap okur ve derslerine çok çalışırdı.  Hiç düşmanı olmayan bir kızı kim niye öldürürdü? Haberin devamında baktığımda Filiz'in   üstünde büyük harflerle yazılmış bir not bulunduğu yazıyordu. 

Notta şöyle yazıyordu:

  O BANA KATILMADI AMA SEN KATILACAKSIN!     

Bu imkansız! Bu cinayeti işleyeni ilk başta insan sanmıştım.  Fakat Filiz'in kolunu bir insanın o şekilde kopartması mümkün değil.  Bir hayvanın da not yazması olası değil. Bu olayı yarın Berke'ye soracağım. O illaki bir şeyler biliyordur. Umarım cinayeti düşündüğüm kişi işlememiştir...  Ertesi gün okula okula yarım saat erken gittim. Çantamı sınıfa koyduktan sonra gelişmiş koku duyumla onun yağmur sonrası taze toprak kokusunu takip ettim. 

Onu ikinci kat koridorunda boş boş gezerken  buldum.  Aşırı dalgın gözüküyordu.  Arkasından yaklaşıp omzuna dokundum. Sıçrayarak bana doğru döndü.

Karşısında beni görünce gülümsedi:

-Selam Karmen. Bir şey mi oldu. Kalbin hızlı atıyor. 

Ben:

-Dünkü cinayeti duydun mu?

Berke:

-Evet duydum. Maalesef Filiz ölmüş. 

Ben:

-Sence onu ne öldürdü?

Berke fısıldayarak:

-Emin değilim ama babam onu bir kurt adam veya kurt kadının öldürdüğünü söylüyor.

Yutkundum. Fısıldayarak:

-Sizin sürüden mi?

Berke fısıldayarak:

-Hayır. Babam herkesi sorguya çekti. Bizim sürüden olsa anlardı. Bence seni ısıran alfa kendine bir sürü oluşturmaya çalışıyor. Ret edenleri de öldürüyor. 

Kaşlarımı çatarak:

-Bana bir şey sormadı ama?

Berke:

-O zaman dolunay vardı. Yani kendinde değildi.

Ben:

-Peki Filiz'i öldüren vampir olamaz mı?

Berke:

-Vampirler o şekilde öldürmez. Onların kurbanlarında iki tane diş izi olur. Hem Filiz'in üstünde bulunan not daha çok sana yazılmış gibiydi. 

Tek kaşımı havaya kaldırdım:

-Nerden biliyorsun?  

Berke:

-Çünkü bu kurtların uyarı biçimi. Anlasana sana yakında sürüme katılman için teklifte bulunacağım. Kabul etmezsen sonun onun gibi olur diyor!

Adeta dehşete kapıldım:

-Bu alfa her kimse Filiz'in bizim sınıftan olduğunu biliyor. Sence alfa bizim sınıftan mı?

Berke:

-Sanmıyorum. Bizim sınıfta sadece sen ve ben kurduz. 

Ben:

-Asya ve Kübra vampir. Acaba onlar alfayı tanıyorlar mıdır?

Berke şaşırarak:

-Sen diyorsun ki o alfayı tanıyorlarsa cinayete yardım etmiş olabilirler.

Başımı 'evet' anlamında salladım.

MühürWhere stories live. Discover now