Az Da Olsa Uyuyabiliriz

7 2 0
                                    

NAGİSA

Diğerlerine ulaşmayı başarmıştık ve çok şükür başımıza hiçbir şey gelmemişti. Zaten yaratığın peşimizden gelmediğini fark ettiğimizde bizimkilerin gittiği tarafa doğru yürümeye başlamıştık. Tabiki evlerin üstünden doğru. onlara ulaştığımızda Shizu'nun eli sakatlanmıştı ancak Sakura bilmediğimiz taktiklerle elini düzeltmeyi başardı.

Sakura evinin bu sokakta olduğunu söylemişti ve evine gitmek üzereydik. Çok heyecanlı ve korkmuş görünüyordu. Takeo da az çok kendine gelmişti. Koşmaya başladığımızda neredeyse tekrar bayılıyordu ama bu sefer kendini tutmayı başardı. Haruka ise sadece koştu ne bize karıştı ne de rahatsızlık verdi. O da muhtemelen her zamanki gibi kendi canının derdine düşmüştü. Gerçekten şerefsiz bir herif.

Sora: Bir plan yapmamız lazım. Eve direkt 'merhabaaa biz geldik' diye kapıdan giremeyiz. İlk önce içeriyi kontrol etmemiz lazım. Sakura, evinizde hiç içeriye bakabileceğimiz bir yer var mı? Cam olsun bir delik olsun.

Sakura: Evet, mutfakta perdemiz yok. Oradan içeriye bakabiliriz.

Sora: Tamamdır. Bir de silahların kontrolünü yapın. Orada başımıza bir şey gelirse bir sürprizle karşılaşmayalım. Son olarak ise silahı olmayanlara silah bulmalıyız, en azından herkes kendini güvende hisseder.

Lev: Hadi Sakura bize yolu göster.

Sakura bize yolu göstermeye başladı. Çok yürümemize gerek kalmadan geldik. Tek katlı bir gecekondu eviydi. Mutfağın olduğu tarafa doğru yürüdük ancak evden hiç hoş sesler gelmiyordu. İçeride bir kadın acıyla bağırıyordu.

Sakura: Anne!! Bu annemin sesi, yaşıyor.

Önce mutfak camından içeriye baktık. Hiçbir şey görünmüyordu. Sakura direkt içeriye daldı. Sakura işte her zamanki gibi pervasız. Onun peşinden Hiroshi de camdan içeriye girdi. Biz de girmek zorunda kaldık. İçeride olanları biz de merak ediyorduk çünkü ona göre umutlanıp umutsuzluğa kapılacaktık. 

İçeriye girdiğimizde aynı Sakura'nın gözlerine sahip olan bir kadın yerdeydi. Sakura hemen onun yanına koştu.

Sakura: Anne, ne oluyor? İyimisin? Babam nerede?

Sakuranın Annesi: Sakura, canım kızım. Baban da onlardan birine dönüştü. Onu içeriye kilitledim. Hemen, hemen uzaklaş benden! İçimde tehlikeli bir şey var hissediyorum! Git uzaklaş buradan!

Bunları söylerken kadın kafasını biraz hareket ettirdi ve o anda ısırık izini gördük.

Sakura: Hayır, hayır, hayır, hayır. Bu olamaz. Anne şaka yapıyorsun değil mi? Bunlar gerçek değil değil mi?

Sakura delirmiş gibi görünüyordu. Hemen buradan uzaklaşmamız lazımdı. Kadın yine acıyla bağırdı.

Sakuranın Annesi: AAAĞĞĞĞ, GİT BURDAAN!!! ÇABUK.

Kadın ağlamaya başlamıştı. Sakura da ağlıyordu ve hala inkar ediyordu. Kabullenmek istemiyordu. Abisinin kaybını daha atlatamamışken babasının annesinin de gitmesi onu çok sarsmıştı.

Shizu: Hemen gitmeliyiz. 

kimse tepki vermedi

Shizu: HEMEN GİTMELİYİZ DİYORUM DUYMUYOR MUSUNUZ LAN! 

Herkes sonunda hareketlendi ama sakura yerinden kıpırdayamıyordu. Hiroshi ve ben onu kaldırmayı deniyorduk ama kalkmıyordu.

Nagisa: Hiroshi onu omzuna al bu şekilde olmayacak!

Hiroshi zaman kaybetmeden Sakurayı omzuna aldı. Sakura yalvar yakar ağlıyordu.

Sakura: Bırak beni annemle kalacağım ben lütfen bırak beni. Lütfen.

Hızlıca oradan kaçtık ve içeriye girdiğimiz camı kapattık. Koşmaya başlamıştık ki içeriden bir bağırma sesi daha geldi. Artık emindim Kadın bu sefer onlardan birine dönüşmüştü. Sakura daha çok ağlamaya başladı ama ses çıkartmamaya çalışıyordu. O da biliyordu ki ne kadar acı çekiyor olsak da hayatta kalmak zorundaydık.

Yavaş yavaş akşam olmaya başlamıştı. Kalacak bir yere ihtiyacımız vardı yoksa hepimiz ölürdük. neredeyse tüm şehrin birbirini yiyen tuhaf zombimsi varlıklara dönüştüğünü düşünürsek.

Lev: Kalacak bir yere ihtiyacımız var. 

Nagisa: Ne? bir de böyle bir durumda uyuyacak mıyız? Delirdiniz mi siz?!

Shizu: Nagisa, ne yapmayı düşünüyorsun? Eğer uyumazsak dikkatimizi toplayamayız ve bir süre sonra ölürüz. Tüm akşam boyunca onlardan kaçmayı mı düşünüyorsun?

Takeo: Yine de böyle bir durumda bu kadar rahatlamak mantıklı mı? Hele de yanımızda Haruka denen bu herif varken. Biz uyurken ona ne olacak?

Sora: Herkes sırayla uyur. Yani nöbetleşe başında bekleriz. Hem bir şey geliyor mu diye bakarız hem de onu gözetleriz.

Sora: Artık gitmeliyiz hava iyice kararmaya başladı.

Morio: Tamam da nereye gideceğiz ki?

Yuki: Bir apartmanın teras katı olabilir. Yangın merdiveninden tırmanırız ve terasa açılan kapıyı da güzelce sabitleriz. Ondan sonra az da olsa uyuyabiliriz.

Yachi: Bana mantıklı göründü hadi gidelim.

Plan bana da mantıklı gelmişti ama uyuyabileceğimi sanmıyordum. Hem zombilerden dolayı hem de Haruka denen o pislikten dolayı. Ne yapacağını bilemeyiz. 

Havanın kararmasına çok az kalmıştı ki sonunda istediğimiz yükseklikteki apartmana geldik. yangın merdivenine usulca çıkmaya başladık. Yangın merdiveninin en aşağısındaki basamağı bile fazlasıyla yüksekte olduğu için o tuhaf zombilerden gelebileceğini sanmıyordum. Bu yüzden biraz içim rahatlamıştı.

Oraya çıktığımızda zaten terasa çıkan kapının çoktan kilitli olduğunu fark ettik o yüzden fazlasıyla rahatlamıştım. Tabi böyle bir durumda ne kadar rahat olunabiliyorsa.


Bölüm bitti :)

Karakterlerimiz bu durumdaki ilk gecelerini geçirecekler. Tüm gece gerçekten de sorunsuz mu ilerleyecek? Bu sorunun cevabı sonraki bölümde. Hadi oraya git balım ;)


Siblings Without BloodlineWhere stories live. Discover now