2, jennienin zorbalığı

70 16 9
                                    

dersin bitmesi ile lalisa hızla ayağa kalkıp sınıftan çıkmıştı. onu gözleri ile adeta yiyen jennie ise yüzünü buruşturup önüne dönmüştü.

"çok fazla iğrenç değil mi o kız.." iğrenir gibi yüz ifadesi jisoonun gözüne takıldığında göz devirmeden edememişti.

"jennie kız çok yetenekli ayrıca güzel ve temiz. bakımsız olması hiç de iğrenç yapma-" roséanne gergince gözlerini yukarı kaldırıp bir kaç saniye jennie'nin yüzüne bakmıştı. jisoo susmakta haklıydı. jennie şu an onu parçalara ayıra bilecek gibi bakıyordu. 'her zamanki hâli' diye geçirdi içinden. jennie bazen onlara bile öyle davranırdı ki, başkası görse arkadaştan çok sahibe konumuna koyardı. böyle saçma tavırları ola biliyordu.

yine de jisoo onun her saçmalığına katlanıyordu. roséanne de. çünkü ikisi de biliyordu bu genç kız onlar için canını bile vere bilir. jennie arkadaşlarını çok seviyordu. tabi kızlar da.

"jisoo bana onu mu korudun?" dişleri arasından adeta tıslar gibi baktı jennie. jisoo onun arkadaşıydı nasıl olur da sınıfın nefret ettiği ve tiksindiği o kızı savuna bilirdi ki.

"jen, karışmıyorum tamam mi karışmıyorum." sinirle masadan kalkan kız umursamazca sınıfın kapısına yürümüştü. sarışın hızla ayağa kalkmış bir gözü kapıdan çıkan jisooda bir gözü sinirle elini masaya çarpan jenniede takılı kalmış ne yapacağını bilemez bir şekilde bir süre duraksamış ardından koşar adımlarla kapıdan çıkmıştı.

jennie'nin sinirini biliyordu roséanne, ve şu an gerçekten çok sinirli olduğunu da biliyordu. lakin jisooyu da yalnız bırakmak istemiyordu. bazen kendisine bile itiraf edemediği hisleri öne çıkarak jisooya karşı zaafı gibi davranırdı. tabi bunu kendisi hariç kimse hissetmezdi. kendisine de bunu itiraf edecek cesareti yoktu. bir kızdan hoşlanmamıştı şimdiye kadar. hoşlanamazdı da zaten. çünkü..çünkü.. evet! çünkü hep erkek arkadaşı oldu şimdi nereden çıktı jisoo. üstelik yıllardır da arkadaşlar. jisoo onun hoşlandığı çocuklar ile arasını yapardı falan işte. zaten kendisine de o gözle bakmazdı.

aklındaki kötü düşünceleri silip çıktığı bahçede jisoonun her zaman gittiği yere adımladı. oradaydı, öylece oturmuş önünü izliyordu. sarışın da yanına kuruldu, dikkatle başını onun omzuna yasladı. jisoo bununla gülümseyip elini kızın elinin üzerine attı hafifçe sıktı.

"bazen cidden fazla acımasız baka biliyor davrana biliyor acaba hatayı nerde yaptık?" tekrar derin nefes alıp başını omzundaki başın üzerine yasladı.

"çok sevdiğini de biliyorsun jisoo, zaten ailesi ile olanlar da malum bırak ne yapıyorsa yapsın bizi de kendine kötü görmesin"

"sırf böyle diye genç bir kıza yaptığı zorbalığı görmezden geliyoruz resmen. lalisa bu kadarını haketmiyor sende biliyorsun" roséanne susmuştu. ne diye bilirdi ki jisoo haklıydı. o da lalisayi pek sevmese bile jennie'nin bu tavırlarını yersiz buluyordu. konuşmadı. jennie'nin yaptığı şeyin kötü olduğunu biliyordu.

ama jennie'nin bir kaç dakika sonra geleceğini de biliyorlardı ikisi de..

tabi bunu düşünmek için geç kalmışlardı. jennie dolan gözleri ile önündeki iki kızdan geriye doğru bir kaç adım atmış hızla uzaklaşmıştı. kahverengi saçları omuzlarından epey aşağıda biten kız adımlarını koridorun sonundaki sınıfına yöneltmiş içeride kimsenin olmadığına emin olunca içeri girmiş ve sırasına geçmişti.

o sırada aklından çok şey geçiyordu. arkadaşlarının haklı olduğu, kesinnikle bunların arasında değildi. lalisayi cezalandırılması gerekiyordu sadece böyle sakinleşecekti. evet o kızı bulup eziyet etmesi lazımdı. o zaman arkadaşları da sevmezdi onu. ve jennie jisoo ile roséannenin ondan gitmeyeceğine emin olacaktı.

wicca, jenlisaWhere stories live. Discover now