1.BÖLÜM -EV

19.6K 849 191
                                    

1 yıl sonra...

   Kapının girişinde elimde küçücük bir valiz, içim de kocaman bir öfke ile bekliyordum. Sonunda içerdeydim. Beni yalnızlığa terk eden; hayallerimi, umutlarımı elimden alan, geleceğimin katili olmuş ve geleceğinin katili olacağım Kemal Arıkan'ın evinde...

   Aylardır içimde biriken öfkemin dışa yansımasını engellemek için etrafa göz gezdirmeye başladım. Kapının iki yanına aydınlatıcı olarak takılmış, gereksiz enerji israfına sebep olan lambalara takıldı gözüm. Yüzüme vuran ışıkla alakası yoktu ama kızarıyordum. Bir şeyler düşünerek biriken öfkemi dağıtmam gerekiyordu. Başımı yukarı kaldırdım. Kapının yanında ki ışıklar yetmiyormuş gibi kocaman avize takılmıştı. Fazla ışıktan başım dönüyordu belki de  korkunun verdiği sarhoşluktan dolayı mıydı bilmiyorum, tek bildiğim heyecanım giderek artmasıydı. Başımı yere eğdim bakışlarımı indirdim, ayağımla yere belli belirsiz şekiller çizmeye başladım. Kalp atışlarım hızlanıyordu. Aldığım derin nefesten dolayı öfkem göğüs kafesimi zorluyordu. Sakin olmalıydım... Yoksa öfkem gözyaşı olarak yanaklarımdan aşağı süzülürken beni ele verecekti. Derin nefes alarak rahatlamaya çalıştım. Başımı sola çevirdim, çevirir çevirir çevirmez bir çift göz ile karşılaştım. Dolap boydan boya ayna ile kaplıydı. Gördüğüm gözler benimdi aynada ki bendim ama bana oldukça yabancı duruyordu. Tanımakta güçlük çekiyordum. Gözümü kapatıp açtım. Aynada oluşan yansımamı aşağıdan yukarı doğru baktım. Aynada ki gözler, gözlerimle buluştu bana sesleniyordu sanki. Kulağımda rahatsız edici bir çınlama; kendine gel yoksa her şeyi berbat edip ailenin intikamını almadan yakalanacaksın...

"Arya hanım..." 

Yakalanmamalıydım. İçeri neden girdiğim belli olmamalıydı. İntikamımı kimse bilmemeliydi. 

"Arya Hanım." İsmim kulağımdan uğultu şeklinde geçerken aynaya bakmayı bırakıp önüme döndüm. "Hoş geldiniz." Diyen sesle düşüncelerden sıyrılıp gelen kişiye baktım.

"Hoş bulduk." Sesim sanki kısıkmış gibi çıkınca yutkundum. Derin nefes aldım." Hoş bulduk." Dedim uzattığı elini sıkarken.

"Arya. İsminiz bu değil mi?"

"Evet."

"Bir kaç kez seslendim de bakmayınca..."

"Aaa öyle mi." Daha eve girmeden kendini kaybeden bir Arya. Heyecanım hala devam ederken bir çuval inciri berbat edecek hissi boğazımda yumru gibi oturdu. "Duymamışım."

"Sanırım heyecanlısınız?"

"Heyecanlı..." Dalgınlığımı tarif edecek bir kelime olmasa da kabul etmek en doğrusuydu. "Evet biraz heyecanlıyım."

"Endişelenmeyin."

"Olur." dedim. İyi niyetli bir göstergeye ne diyebilirdim ki başka.

"Buyurun. Arya Hanım..." derken eliyle yol gösterdi. "Cemile hanım sizi bekliyor." Merdivenlerin bulunduğu kısımdan sola döndü. Bir karış eteği, sivri topuk ayakkabısıyla yürüyen kadını takip ederken, aklıma gelen sen bu işi beceremeyeceksin cümlelerini geri plana attım. Odaklandığım tek şey kadının topuk sesiydi. Sinir bozucu olsa da derin nefeslerimi duymadığı için minnettar bile olmalıydım. Çünkü şuan kendimi çok fazla bastırıyordum. Bastırılmış duygularım hiç bana yardımcı olmuyordu, şimdilik onları görmezden gelmek en iyisiydi. Açılan kapıdan içeri davet edildim. Evin alışverişinden, temizliğine, idaresinden bakımına ve daha sayamadığım bir kaç işine bakan kişiyle görüştürülecektim. Bana neler yapacağımın bilgisini verecekti.

İçeri girdiğim de görüşeceğim kişi beni baştan aşağı süzmeye başladı. Kalbim her bakışın dikkatinde daha da hızlandı. Sanki alnımda bu eve intikam için girdim yazıyordu da karşımda ki kadın bu yazılanı okuyormuş gibi hissediyordum. Hızlanan kalp atışlarımı duymaması için çaba sarf ediyordum. Her ne kadar korkumu geri plana atıp görmezden gelmeye çalışsam da bu durum da olmak benim için çok zordu. Evin çalışanı karşısın da bu kadar heyecan yapıyorsam, Kemal Arıkan karşısında öfkeme ya da korkuma hakim olamayıp her şeyi berbat edebilirdim. Eğer bu işi yapacaksam güçlü olmalı, duygularımı dışarı yansıtmamalıydım. Derin nefes aldım işe kendimi tanıtmakla başladım.

TEHLİKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin