27.BÖLÜM

1.6K 66 14
                                    

  Kendimi eve kapatığım günlerin ardından ilk kez doğru düzgün dışarı çıkmıştım. Geldiğim ilk yer tabiki de annemlerdi. Biraz gergin biraz da mahçuptum çünkü doğru düzgün ne telefonlarına ne de mesajlarına bakmıştım. Beni anlarlardı, buna emindim. Ama insan ister istemez geriliyordu.

Derin bir nefes alıp kendime verdiğim gazla kapıyı çaldım. Bir süre sonra kapı annem tarafından açıldı. Gözleri beni görünce şaşkınca açıldı. Zaman kaybetmeden kolları arasına aldı beni.

"Kızım, çok özledim seni annem."

Titreyen sesi ve boynumu ıslatan göz yaşlarıyla ben de dayanamayıp hıçkırdım.

"Ben de annem, ben de çok özledim."

Konuşmamla sarılışını daha da sıklaştırdı. Kısa süren sessizliğin ardından titreyen sesini tekrar duydum.

"Neden açmadın telefonlarımız annem, neden kapattın kendini bize? Yalnız değilsin ki sen. Biz varız, ailen var."

O kadar haklıydı ki kendime bir kez daha kızdım. Benim bir deðil iki ailem vardý hem de. Ağlamam daha da arttı ve annem de bunu fark etmiş olacak ki benden ayrıldı.

"Ağlama kızım. Ağla diye söylemedim ki."

Yüzümü bulan elleri tek tek sildi yaşlarımı. Sildiklerinin yerini yenileri alırken konuştum.

"Özür dilerim, anne. Ben o kadar kötüydüm ki. Yalnız kalmak istedim. Etrafımda biri olursa ona zarar gelecekmiş gibi hissettim. Korktum anne, hayatımda ilk defa bu kadar korktum. Aden'e bir şey olacak diye ödüm koptu."

İyice artan ağlamalarımla annem de tekrar ağlamaya başladı. Ağlama seslerimizden geldiğini duymadığım Cihan abimi, annemin arkasından çıkıp beni kendine çekmesiyke fark ettim.

"Ah be güzelim. Ne diyim ben sana? Kimseye hiçbir şey olmayacak, korkma. Ben yanındayım, abin hep yanında."

Şaşkınlıktan duran ağlamam abimin konuşmasıyla tekrar başladı. Kollarımı ona sarıp göğsüne sığındım. Uzun bir süre burda, abimin yanında, durup ağlamak istiyordum.

***

    Abim ve annemle kapıda yaşadığımız ağlama krizinden sonra eve girmiş ve evdekilerle de bir tur ağlamıştım. Sonunda babamın kızmasıya duran ağlamam her an geri başlayacak gibiydi. Şu son günlerde yaşadığım duygusallık bir ömür yeterdi bana. Her gün ağlar olmuştum.

Buraya gelirken gerildiğim bir nokta da Emir'di. Nasıl davranmam gerektiğini ve onun nasıl davranacağını hiç bilmiyordum. Dolayısıyla da geriliyordum. Ancak Emir gayet sakin ve kibar davranıyordu.

Gerekmedikçe konuşmuyor, eskiden olduğu gibi nefret dolu bakışlar atmıyor, saçma imalar yapmıyordu. Buna gerçekten sevinmiştim.

Akşam olduğunda Ömer ve Aden de bize katılmıştı. Yemek vakti hep birlikte sofradayken herkesin gözü Ömer'in kucağında yemek yiyen Aden'deydi. Birbirilerine olan bakışları o kadar içtendi ki etkilenmemek imkansızdı. Bu kadar kısa sürede, bu kadar bağlanacaklarını düşünmemişti kimse. Ben Aden'den bekleyebilirdim belki, her çocuk gibi onun baba figürü yoktu sonuçta. Ama Ömer'in Aden'e karşı bu kadar içten olması en azından kısa sürede beklememiştim.

Bizim ilişkimizle birlikte ilerlemişti onların ilişkisi de. Onlarla birlikte kuracak olduğumuz aileyi düşündükçe heyecanlanmadan edemiyordum.

Sessiz bakışmalı yemeğimiz devam ederken annem bize bakmasından konuşacağını tahmin ettim. Bir süre ağzını açıp kapatsa da sonunda ağzındaki baklayı çıkarmıştı.

TEMMUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin