4. Bölüm: Bahreyn

189 12 2
                                    

Kural 1 : Asla Mercedes ekibinden biriyle konuşma.

Kural 2: Sorulmadıkça soy adını paylaşma.

Kural 3: Babana yakalanma.

Sorun şuydu ki; Addy ve babasının ilişkisi hep inişli çıkışlı olmuştu. Ebeveynleri boşanmadan önce zaten babasını yılda yalnızca birkaç ay görebiliyordu. Anne ve babası boşanıp annesi velayetini aldıktan sonra ise dört yıl boyunca her yaz onunla Grand Prix'lerde gezmek zorunda kalmıştı. Babasını mühendislere bağırırken görmek ve egzoz dumanı solumak en keyifli tatil anlayışı sayılmazdı. Bir hafta güney Fransa'da tatil tadında bir yarış izlerken ertesi hafta kendini Çin'de bulabiliyordu. Babasının peşinde dolaşan bir kuyruk gibi hissediyordu. Sonunda üniversiteyi kazandığında artık daha fazla buna katlanmayacağını beyan etmişti. Babasıyla fırtınalı bir kavga etmişler, birbirlerine bağırmışlar, annesini aldattığı için onun bir piç olduğunu söylediğindeyse babası ona şımarık bir kız çocuğu diye gürlemişti. Ondan beri sadece yılda 1 defa Noellerde zorla görüşmüşlerdi. Ne var ki kader oyununu oynamıştı. Muhtemelen babasından sadece birkaç sokak ötede bir otelde kalıyordu. 

 Red Bull ekibi sabah inen uçaklarıyla Bahreyn'e ulaşmışlardı. Bahreyn, Basra Körfez'indeki ülkelerden biriydi. En önemli özelliği bir ada ülkesi olmasıydı. Yarış araçları ve teknik ekipmanlar Formula 1 yönetiminin ayarladığı özel kargo uçaklarıyla gelecekti. Teknik takım araçlar için havaalanında beklerken lacivert kafile tüm üyeleriyle birlikte beş yıldızlı otele doğru yol almıştı. Otelin en üst üç katı kiralanmıştı. Ekip en az yüz kişiden oluşuyordu. Havaalanındayken McLaren ekibini gördüler. Onlar da turuncu tişörtleriyle arzı endam etmişti Bahreyn'in uluslararası havalimanına. Elbette Mercedes olmadıkları barizdi ama yine de Addy Red Bull şapkasını iyice yüzüne indirip güneş gözlüklerini taktı. Kahverengi bukleli saçları şapkasının altından omuzlarına dökülüyordu. Babasının da kahverengi -artık grileşmiş- kıvırcık saçları vardı. Birilerinin onları birbirlerine benzeteceği gerçeği paranoya gibiydi. Ancak Addy silkindi ve gerçekçi düşündü. Bu neredeyse imkansızdı.

Bu esnada havaalanında bekleyen bazı hayranlar Leon ve Thomas'ı gördükleri an fotoğraflarını çekmeye başladılar. Thomas şapkasını Addy gibi suratına indirirken Leon gülümseyip fanlarının tişörtlerini imzaladı. Ardından dönüp Thomas'a bir şeyler söyledi. Thomas mutsuz bir ifadeyle onun yanına gelip uzattığı kalemi alarak hayranların uzattığı posterlere birer imza attı. Tam anlamıyla Huysuz Şirin'i anımsatıyordu. 

Ansızın Lily Addy'ye döndü, "Hey, akşam hoş geldin partisi var. Uzun yolculuk sonrası Tony sezonun açılış konuşmasını yapar. Birkaç kadeh içeriz. Ancak ertesi gün olup güneş doğduğunda gevşekliğe mahal yoktur. Herkes arı gibi çalışır. Özellikle analistler ve mühendisler." 

Addy onaylayarak başını salladı. Bir kadeh kırmızı şarap gevşemek için hiç fena olmazdı.

David sırıtarak ona baktı, "Haydi biraz neşelen. Sezonun ilk yarışı çok çekişmeli olacak. Cuma günü antrenman var. İlk kez diğer sürücüleri orada göreceğiz. Cumartesi sıralama yarışları olur. Pazar da asıl yarış."

David ile basın toplantısından sonra düzgün biçimde tanışmışlardı. İletişim departmanının üç kolu haline gelmişlerdi böylece. Sosyal medya:Lily. Basın ve toplantılar:David, Reklam ve röportajlar:Addy

Lily ile aynı odada kaldıklarını fark ederek sekizinci kata çıkarlarken Addy aceleyle telefonunu çıkardı ve toplantılarını kontrol etti. Pazar günü yarıştan sonra bir giyim markasıyla görüşmeye gidecekti. Biraz koz sahibi olmak için iyi bir sıralama elde etmeleri şarttı. Elbette pazar günü asıl yarış meydana geldikten sonra anlaşmaya son şekli verilip imzalanacaktı.  Toplantıda müdürü Janet da ona eşlik edecekti. 

Don't RushWhere stories live. Discover now