ARVENIG [ Hinny AU ]

28. Bölüm ~ Hediyeler ~

Hala çan yüzünden kulakları zonklayan Harry, ilk birkaç dakika neler olduğunu kavramakta zorlandı. Evet, bu bir şaka olmalıydı. Çok, çok kötü bir şaka.

"Turnuva sona erdi." Flitwick bir kez daha kürsüden duyurdu. "Bir cevap gelmediğine göre infaz mangasını-"

"Hayır, bekleyin!" Yanına yaklaşan mavi-turuncu üniformalı askerler korkudan organlarının yer değiştirmesine sebep oldu. Onu öylece köprüden aşağı atamazlardı. "Bir hata olmalı, cevabı biliyorum! Cevap beyin! Biri bana engel oldu. Sanki ağzımı açamıyormuşum gibi-" ağzından çıkanlara kulağa garip gelse de konu warts olunca gayet olasıydı.

"Kimsenin turnuvayı sabote etmek için bir sebebi yok. Biz Hogwarts ın en dürüst toplumuyuz." dedi Flitwick. Ufak bir şaşkınlıkla kaşlarını çatmıştı. "Kanıtın var mı?" 

Harry çaresizce etrafındaki kalabalığa göz gezdirdi. Aslında sabote edilip edilmediğinden emin bile değildi. Belki de bu kadar baskı altında yüz kaslarına kramp girdiği için kal gelmişti. Yanlış veya doğru bir cevap onu ipten kurtarmaya yeterdi ancak lanet Harry ağzını açmamıştı. Draco haklıydı. Ölmeye bu kadar istekli miyim? 

Bir grup mavi üniformalı asker koluna girdiğinde Hermione, Draco ve Astoria nın bağırdıklarını duydu. Ancak uzun sürmedi, çünkü etrafını saran ön görülemeyen bir güç tarafından askerler şiddetle geriye püskürtüldü. Harry şaşkınca etrafına baktı, bakışlarını arkasına çevirince buna neyin sebep olduğunu anladı. Ginny elini havaya kaldırmış, öfke saçan gözlerle Flitwick e bakıyordu. Yanına yürüdü, elini tuttu. Kahverengi gözleri ona döndüğünde biraz daha yumuşamıştı. İyi olup olmadığını sorar gibiydi. Harry başını olumlu anlamda salladı. O kadar korkmuştu ki Ginny nin de orada olduğunu tamamen unutmuştu. Fakat rahatlığı o kadar da uzun sürmedi. Panik dolu gözlerle kıza baktı. "Kim olduğunu öğrenecekler-" 

"Sorun yok." Ginny elini biraz daha sıktı, ardından Flitwick e döndü. "Askerlerinizi geri püskürttüğüm için özürlerimi sunuyorum Fillius Flitwick. Önceki sözlerinize katılıyorum, ravenclawlar dürüst wartslılar ancak Harry i sabote eden kişi bir ravenclaw değil. İçeri sızmış bir hain var." 

Kalabalık yeniden uğultu sesleriyle doldu. Herkes birbirine bakıyordu. Harry bunu nereden bildiğini soruyordu ki Draco nun sesiyle bölündü. "Orada biri var! Hey sen, kaçma!" İşaret ettiği yerde çıkışa doğru koşan cüppeli bir adam vardı. Mavili askerler üzerine koştular fakat adam çevikti. Kaçarken beraberinde ne varsa birbirine kattı. Perdeyi üzerlerine düşürdü, kalabalığın arasına daldı. Geçitten geçmeyi başarınca köprüye doğru koştu. Ginny peşinden gidince Harry de arkasından takip etti. Kalabalıkta neler olduğunu görmek zordu ancak köprüye vardığında adam orada değildi. Ginny askerlerle köprünün başında dikiliyordu. Kızıl saçlı kızın bileklerini kırmızı ışık yayan bir iple doladıklarını görünce kan beynine sıçradı. 

"Bekleyin! Ne yapıyorsunuz? Ginny-" 

"Harry, bir şey yok." Ginny durumdan rahatsız gibi değildi. Niye karşı çıkmıyordu? "Draco, Hermione ve Astoria nın yanına dön." 

"Adam nereye gitti?" 

"Köprüden atladı." dedi Ginny. "Korkmana gerek yok, geri döneceğim-"

"Bileğine neden o şeyi taktılar?" Harry kaşlarını çattı. Ginny onu ölümden kurtarmıştı ancak Ginny için onun elinden hiçbir şey gelmiyordu. Bu kadar güçsüz olmaktan nefret ediyordu. "Sen yanlış bir şey yapmadın-" 

"O bir kara teknik kullanıcısı." dedi mavi üniformalı askerlerden biri. "Ravenclaw da kara teknik kullanmak yasaktır." 

"Kara teknik de ne?" diye sordu ancak sorusu havada kaldı. Askerler kızıl saçlı kızı alıp kuleye geri götürürken yapabildiği tek şey onları arkasından izlemekti. Harry bir gün boyunca Ginny i göremedi. Onu nereye götürdüklerini ya da ne yaptıkları hakkında hiçbir fikri yoktu. En yakın arkadaşı olduğunu iddia etti Luna nın da pek yardımının dokunduğu söylenemezdi. Yaptığı tek şey onlara ravenclaw kulesinde bir oda ayarlamaktı. Ardından hiçbir bilgi vermeksizin ortada kayboldu. Hermione kitaplarla çevrili bir odada bulunmaktan gayet hoşnuttu. Astoria telefonunun çekmediği için tüm şikayet ediyor, Draco ise alışılmadık derecede sessizdi. Bu bilinmezlik ikinci günün sonunda Harry i delirtti.