20. Bölüm ~ Karşılaşma ~

179 30 29
                                    

"Doğru duyduğuna emin misin? Konuşan Pansy miydi?"

Harry başını olumlu anlamda salladı. Daphne anlattıklarını sabırla dinlemiş ve bitirene kadar da ağzını açmamıştı. Biraz sarsılmış görünüyordu. En azından gözlerinin dolacağını düşünmemişti Harry. "Eğer hepsini kurmadıysam, evet." başını salladı.

Daphne öfkeyle yumruğunu masaya indirdi. "Lanet or*spu! Tori ye bunu yapmaya nasıl cesaret eder? Kız kardeşim olduğunu biliyor üstelik!"

"Senin bilmeni özellikle istemiyor gibiydi."

"Tabii ki istemez! Ailem kırmızı çizgimdir. Draco ya o kadar mı kafayı taktı? Ona bunu fena ödeteceğim-" Daphne kıpkırmızı olan suratıyla Harry nin yanından kalktı fakat kuzguni saçlı oğlan gitmesine izin vermedi.

"Dur. Eger her şeyi bildiğini öğrenirlerse inkar ederler ve ilişkiyi mahvetmeye çalıştığın için seni suçlarlar." dedi Harry. "O zaman Astoria nın gözünde sen kötü olursun."

"Ne yani? Susup kardeşimi rezil etmelerine göz yumayım mı?" dedi Daphne kızgınca.

Harry iç çekti. Anlaşılan Daphne de kızınca Astoria gibi mantıklı tarafını kaybediyordu. "Elbette öyle bir şey söylemiyorum, önce Astoria ile konuş. Sana zaten inanır. Benim duyduklarımı kendin duymuş gibi ona anlat."

Daphne "Ya inkar ederse?"

"Etsin." Harry omuz silkti. "Yine de içine şüphe tohumu ettiğin için Blaise e karşı daha dikkatli olacaktır."

Daphne biraz daha yatıştı. Omuzları çökmüştü. "Pansy nin iyi biri olmadığını biliyorum ancak bu kadar ileri gidebileceğini düşünmezdim... O sürtüğü mahvedeceğim. Tam olarak ne planladığını söyledi mi?"

"Hayır, o kadarını bilmiyorum."

"Anlattığın için sağ ol." Daphne, yarı mahçup yarı huysuz bir ses tonuyla söylemişti bunu.

Harry üzerine düşen görevi yerine getirmenin verdiği rahatlıkla önemli olmadığını söyledi. Artık onu ilgilendiren hiçbir şey yoktu.

"Telefon numaramı nereden buldun?" dedi Daphne aniden.

"Hermione den istedim." dedi Harry. "Benden kimseye bahsetme, olaya dahil olmak istemiyorum."

"Merak etme, söylemem." dedi Daphne, ellerini cebine soktu. Aralarında tuhaf bir sessizlik oldu. Astoria ile muhabbet etmek çok kolaydı fakat kız kardeşi ile bir o kadar zor. "Kız arkadaşınla barıştın mı?" dedi sonunda.

Harry başını iki yana salladı. Sınavları kötü geçtiği için bir huysuzluk vardı üzerinde. Bu yüzden kafasını kurcalayan her şeyi bir bir sisteminden atmaya çalışıyordu. Bardaki olay da bunlardan biriydi. Oturduğu banktan ayağa kalktı. "Ben artık gideyim."

Daphne "Astoria ya göz kulak olduğun için sağ ol." Kartondan bardağı havaya kaldırdı. "Kahve için de."

Harry, Hermione nin tavsiyesine uyup onu konuşmak için kafeteryaya çağırmıştı. Daphne ye kahve ısmarlamak da yine Hermione nin fikriydi. Oysa Harry kıza her şeyi telefonda anlatmayı planlıyordu. "Bir şey değil." masadan kalktı.

Daphne nin yanından ayrıldıktan sonra kampüsten çıktı. Eve gidip duş alacaktı. Daha Sirius u tekrar bulmayı deneyecekti. Belki yine yakalanmıştır... Artık adam için endişelenmeye başlıyordu. Daha henüz tanıştığı vaftizbabasının ellerinden kayıp gitmesini istemezdi. Çünkü bir tek Sirius kalmıştı. Boş zamanında -zamandan bol şey yoktu şu sıralar- hakkında araştırma yaptı. Söylediği gibi lisanslı bir pilottu. Birkaç jetin önünde çekilmiş fotoğrafları bile vardı. Bir iş yemeğinde babasıyla birlikte verdiği bazı pozlar görmüştü. Ama ailesi hakkında doğru düzgüm bir bilgi yoktu. Sadece yüzleri resimden ibaretti. Bu biraz garipti çünkü Sirius babasının iş adamı olduğunu söylemişti. Eğer zenginse isminin birkaç haber sitesinde görmesi gerekmez miydi?

ARVENIG [ Hinny AU ]Where stories live. Discover now