17. Bölüm ~ Sorunlar ~

195 30 23
                                    

"Yani... artık zengin misin?"

Harry karton bardagi buruşturup çöp kovasına atarken yüzünü ekşitti. "Ailemin ölümünün kaza olmadığını söylüyorum, sense bütün anlattıklarımdan onu mu çıkardın Malfoy?"

Draco omuz silkti. "Kulağa kalpsiz bir pislik gibi geliyor olabilirim ama-"

"Zaten öylesin."

Harry araya girince Draco ters ters baktı. "Ama, ailen çoktan öldü. Geri gelmeyecekler. Uçağı kim düşürdü diye zaman kaybetmek yerine bu kalpsiz pislik sana bıraktıklarına sahip çıkmanı söylüyor. En azından ben öyle yapardım."

Kampüsteki banklardan birine oturdular. Harry artık kafeteryada oturamıyordu. Çünkü Profesör Slughorn, teyzesinden aldığı cicegi (Ginny nin yardımıyla) verdiğinden beri kuyruğundan ayrılmıyordu. Ne zaman Harry i görse köşeye sıkıştırıp saçma sapan koleksiyon hikayeleri anlatıyordu. Kim kime yalakalık yapıyor belli değildi. Üstelik yaşlı adam teyzesine tesekkür etmek için telefon numarasını vermesini isteyince köşe bucak kaçmaya başlamıştı.

"Elimde hiç kanıt olmadan çatkapı Dursleylerin evine dalamam ki?" Elinde olmadan yine sinirlendi. Orası Dursleylerin evi bile değildi. Nasıl kovulduğunu, küçükken Harry e nasıl muamele ettiklerini düşündükçe kan beynine sıçrıyordu.

"Öyleyse gizlice gir." dedi Draco. "Şu bahsettiğin vekalet belgesi kasasında duruyordur. Daha sonra bir avukatla işi halledersin olur biter."

"O kadar kolay olsaydı sence Londra da zaman kaybeder miydim?" dedi Harry huysuzca. "Planda bir sürü pürüz var. Birincisi, belgeyi çoktan yok etmiş olabilirler. Ikincisi, mucizevi bir şekilde hala saklıyorsa bile onlara dava açacak param yok. Avukatı nereden bulacağımı sanıyorsun? Ayrıca nasıl gizlice girebilirim? Evin güvenlik sistemi var. Yakalanırsam Sirius gibi beni de hapse atarlar. Dursleylerin ekmegine yağ sürerim."

Draco gözlerini devirdi. "Öyleyse kapısını kır. Yanında kızıl mutantın varken Dursleyler den alamaycağım hicbir sey yok."

Harry de bunu düşünmüştü fakat Ginny nin gerçeği oğrenmesini istemiyordu. Harry e karşı fazla korumacı davranıyordu. Bu kez Vernon a sadece bir yumruk atmakla kalmazdı. Ginny e de hayatıyla ilgili yalanlar söylenmişti. Onun kadar acı çekmemiş olsa da Harry de berbat bir cocukluk gecirmişti. Kendi için alamadığı intikamı Dursleyler den çıkarması olasıydı. Her ne kadar bu karanlık fikir zihninin ücra köşelerinde hoşuna gitse de ne Ginny nin ellerini kana bulamayı ne de Dursleylerin ölmesini isterdi. Sadece Sirius a yaşattıklarını tatmalarını istiyordu.

Harry basını iki yana salladı. "Olmaz, Ginny den bunu isteyemem"

"Eh, sen de her şeye hayır diyorsun ama!" Draco kaşlarını çattı. "O zaman geriye Dursleylerin paranı yemesini izlemek kalıyor. Yoksa onlardan korkuyor musun?"

Aksine, Harry Dursley den intikam almak için yıllardır fırsat kolluyordu. Küçücük bir an, ne olursa... Şimdi ise elinde büyük bir koz vardı. Hayatından çaldıkları her dakikayı burnundan fitil fitil getirmek istiyordu. "Hayır. Sadece... Sirius a doğru olmadığını söyledim ama ya... ya Dursleylerin uçak kazasında parmağı varsa?" Harry itiraf etmek istemese de böyle korkunç bir gerçekle yüzleşmekten deli gibi korkuyordu. Sirius a kurdukları tuzak için de kızgındı ancak insan öldürmek...

"Amcan da o kadar yürek olduğunu sanmıyorum." Draco pek de inanmış görünmüyordu. Kolunu bankın üzerine yasladı. "Katil olsalardı gerçeği anlamaman için kıçını yalarlardı. Hem, Petunia teyzen o kadar korkunç mu? Babanı anlarım da... Anneni öldürecek biri mi?"

Harry annesini tanımıyordu. Petunia teyze hep ondan yakınırdı. Dağınıklığından, rahatlığından, sorumsuzluğundan... ama bunlar birini öldürmek istemeye yetecek nedenler değildi. Daha çok Harry e kız kardeşini haset edermiş gibi gelirdi.

ARVENIG [ Hinny AU ]Where stories live. Discover now