HOCANIN OĞLU | TEXTİNG

4.4

Hazal'dan

Gerçekten şu an bunu yaptığıma inanamıyorum.

Ne mi yapıyorum?

Oğuzlara gidiyorum.
Canım arkadaşlarımın (!) tavsiyesi ile tabiki.

Engeli kaldırmamıştı Uyuz ay aman Oğuz Bey ! Böyle konuşmayınca da içime bir öküz oturmuştu ve evet işte şimdi de ecelime doğru yürüyordum.
Anksiyetenin Allah belasını versindi gerçekten. Ellerim terliyor nefes alış verişim sıklaşıyordu.

Bir ihtimal daha vardı: Heyecanlanmak

Bunu düşünmek ve doğrulamak istemiyordum.

Daha önce geldiğim sokağı görünce derin bir nefes aldım.

Hadi kızım Hazal yapabilirsin !

Aslında ne yapacağım hakkında da bir fikrim yoktu. Buraya neden ve niçin gelmiştim sanki ?
Kızların dediği gibi onu seviyor muydum ?

Düşüncelerimi dağıtmak istercesine kafamı salladım. Allah büyüktür yağdır gitsin Hazal ! Sevmesen gelmezdin.

Tanıdık binayla adımlarımı yavaşlattım ve durup  oraya doğru uzunca baktım fakat anında dikkatimi çeken bir şey oldu :

Sarı bir şey

Oğuz...

Apartmanın önünde bir kızla sarılıyordu !?

Gözlerime inanamaz bir şekilde daha dikkatli bakmaya çalıştım ama boşunaydı.

Ta kendisiydi ve bir kızla gayet mutlu bir şekilde sarılıyordu.

Ne bekliyordum sanki üzülüp benim yasımı mı tutcaktı ?

Yok canım ne göz dolması ya o kadar yürüdüğüm yola açıyordum şu an !!

" Ablacım çekilsene yolun ortasından ya !! " diye bir bağırtı duydum çok yakınlarımda.

Telaşla yan tarafıma döndüğümde arabanın içinde bir adam başını çıkarmış sinirle bana bakıyordu.

Tam zamanında yani. Ez geç kardeşim ne belli ediyorsun burada olduğumu.

O sırada Oğuz'un bu tarafa baktığını hissedip oflayarak gözümü sıktım arabadaki adama gözümle binbir çeşit küfrümü savurduktan sonra geçmesi için yoldan çekildim.

" Deli midir nedir ya yolun ortasında tövbe yarabbim!" diye söylenerek arabayı sürüp gaza basıp giden adamla çok pis ağız dalaşına girerdim ama şu an hiç yeri değildi.

Oğuz uzaktan şaşkınlıkla bağırdı bir yandan da bu tarafa doğru yürüyordu.

" Çirkin!? "

Onu duymamazlıktan gelerek geldiğim yöne doğru aynen yürümeye başladım.

Umarım hayal gördüğünü düşünüp peşimi bırakırdı.

Adımlarımı hızlandırdığımda yanlış sokağa saptığımı farkettim.

Çok güzel şimdi bir de kaybolacaktım.
Sinirle bir kez daha ofladım ve saldım çayıra mevlam kayıra hızla yürümeye devam ettim.

Oğuz neredeyse yaklaşmıştı nasıl bu kadar hızlı olabilirdi ya !?

" Çirkin bir durur musun !? "

Kolumdan tutup çevirdiğinde ters ters yüzüne bakmaya başladım.

" Ne var !? "

" Sen bize mi geliyordun ? " Kaşlarını çatmış bir yandan da gözleriyle gülümsüyordu.

" Size mi ? Ben size niye geliyim ya ? Ne işim var sizde değil mi ? "