3.3

3.6K 164 90
                                    

Hazal'dan devam...

Evet galiba evi buldum. Tek sorun eğer evde birisi varsa ya da Oğuz varsa ne diyeceğim?

Her an anksiyetem tutabilirdi.
Aslında konuştukça anında alışıyordum ama başlarda bir çekingenlik fazlaca gerginlik bulunuyordu bende.

Zile nazikçe bastığımda bir süre çaldı ve kapıyı bana gülümseyerek bakan bir teyze açtı.

Anksiyetem tutmasın ya !

Ne diyecektim ben şimdi ?

Çok basit bir şey Hazal , diyeceksin ki Oğuz'un evi burası mı acaba ?

Oğuz'un evi burası mı acaba ?

Oğuz'un evi burası mı acaba?

Evet çok güzel ve çok basit bir cümle yapabilirsin.

" Buyur kızım birine mi bakmıştın ? "

" Ben Oğuz'un eviyim. "

nE  !?

" Anlamadım? "
Teyze de şaşırmış olacak ki kocaman olmuş gözleriyle beni baştan aşağı süzüyordu.

" Iı şey ben Oğuz'a bakmıştım kendisi evde mi acaba ? "

Teyzenin anında yüzü eski haline dönüp gülümserken cevap verdi.

" Evde evde. Sen neden soruyorsun kızım yanlış anlama kız arkadaşı olup olmadığını anlamaya çalışıyorum. "

Allah korusun be teyzem.

" Yok yok teyzeciğim telefonlarına hiç ulaşamadık da yani  şöyle söyleyim biz bir arkadaş grubuyuz Oğuz'a ulaşamadık, merak ettik. En yakın evde benim olduğu için öyle bir bakmaya geldim. Evdeyse ve iyiyse sorun yok ben gideyim artık. "

" Aaaa olur mu buraya kadar gelmişsin geç kızım sen içeri otur bende Oğuz'u uyandırıyım. Anlamadım bende dışardan bir geldi biraz halsiz gibi gözüküyordu yatmış uyumuş. "

" Yok gerçekten ben hiç zahmet vermeyim. Oğuz da uyuyormuş zaten. "

" Hiç zahmet olur mu pek de şirin pek de güzel bir kızmışsın maşallah. Oğuz yeterince uyudu zaten. "

Teyze ben bu gidişatı beğenmedim bak.

" Teşekkür ederim. Geçeyim madem."

" E hadi geç. "

Kaçsam mı acaba ? Neyse artık çok geç.

İçeri girdiğimde adını hala öğrenemediğim ve bana da adımı bile sormaya tenezzül etmeyip beni içeri alan teyze beni salona otutturup Oğuz'u çağırayım diyerek salondan çıktı.

Yav belki hırsızım belki dolandırıcıyım teyze!?

Salona baktığımda uzun bir vitrinin üzerinde Oğuz'un ve ailesinin fotoğraflarını gördüm. Sıkıntıdan onları incelerken Nurhayat'a haber vermem gerektiğini hatırlayıp telefonumu çıkardım ve ona durumu bildiren bir mesaj attım. Balık hafızam beni asla terk etmeyecekti sanırım.
Sesler yaklaşmaya başladığında telefonumu cebime attım.

" Ya anne ne kızı ne eve gelmesi ya ne diyorsun? "

" Oğlum yalan mı söylüyorum sana kız seni bekliyor içerde."

" Anne şakanın sır-" derken beni karşısında görünce cümlesini tamamlayamadan bana bakakaldı. Kaşları catıldığında ona yalancı bir sırıtma gönderdim.

" Çirkin!? " şaşkınlıkla bağırdı.

Anan diyeceğim şimdi ama olmayacak bu güler yüzlü teyzeye senin yüzünden hakâret etmeyeceğim.

HOCANIN OĞLU | TEXTİNGWhere stories live. Discover now