1.1

5.3K 238 123
                                    

Bugün boştum , boşluktum. Kenarda öylesine bırakılmış bir süs eşyası gibi saatlerdir aynı yerde oturuyor, gamzeli yârimle ilgili kafamda binbir senaryolar kuruyordum.

Şu senin gelinlikle Gökay'ın damatlıkla olduğu muhteşem düğününüzün yaşandığı senaryolar mı?

Hepsi de birbirinden güzel değil miydi ama ?

Hayaller hep güzeldir ama adı üstünde hayal Nurhayat !

Seniha içimdeki memnuniyetsiz , nursuz , umutsuz , tatsız tutsuz olan taraftı. Onu takmayıp nikah memnuruna evet diyecekken ağzıma doluşturduğum pasta yüzünden bir türlü konuşamadığım herkesin gerilmekten bedava botoks olacağı sahneyi kafamda tekrar canlandırdım.

Kimse senin hayır diyeceğin düşüncesiyle gerilmez Nurhayat. Sen tam o an felç geçirsen hastaneye kaldırılmadan düşünce gücünle bile o evlilik cüzdanını imzalarsın. Dilin tutulursa mors alfabesi vahiy iner sana öyle evet dersin yani böyle bir düşünce kimsenin aklından geçmez emin ol.

Seniha haklıydı. Bu dediklerinin hepsini yapardım. Aşk zordu kardeşlerim, aşk rezillikti , aşk onunda sana aşık olma umuduydu.

Düşüncelerimi annemin o şefkatli sesi bozdu. İki dakika edebiyat sıktırmıyorsunuz ya.

" Nurhayat sen dana gibi yatmaktan başka bir işe yaramaz mısın kızım!? "

Anam anam şefkat yumağı anam.

" Bir işe yarasın diye makine falan icat ederler anne çocuk yapmazlar. Hem gereksiz kardeşim vardı bir tane ona noldu iş varsa o yapsın rahatımı bozmayın benim. "

" Nurhayat kardeşin üç ay önce üniversite okumaya gitti ya kızım? "

" Bende diyorum aylardır evdeki huzurun sebebi ne ? Aman Yarabbi yeryüzündeki cennet kardeşsiz evmiş resmen."

" Saçmalamayı bırak kalk hadi kız misafirliğe gidiyoruz sende gel şu beynine az oksijen gitsin. Odayı ahıra cevirmissin zaten kalk hadi kalk. "

Annem odamın camlarını ardına kadar açarken yerimde huzursuzca kıpırdandım.

" Valla anne pozisyonum çok rahat hiç bozamam. "

" İyi biz gidiyoruz o zaman. "

Umursamaz bir edayla hızlıca cevap verdim.

" Gidin gidin. "

" Sen yeni gelen imamı falan görmüşsündür heralde akşama kadar sokaklarda it gibi sürtüyon biz bir mahallemize hoşgeldiniz ziyareti yapıp gelcez."

Duyduğum cümlelerle yataktan sıçrayıp dolabımda giyecek düzgün bir şeyler aramaya başlamam bir olmuştu.

Ne var yani ben de mahallemize hoşgeldiniz demeyeyim mi ? Benim de hakkım değil mi mahallemize hoşgeldiniz demek. Beyninin dörtte birini kullanan birisi mahallemize hoşgeldiniz diyemez mi ?

Kelimelerin kifayetsiz kaldığı anlar bilmem kaç.

" Kız ne birden ayaklandın hani gelmiyordun ya ? "

" Canım sıkıldı yat yat yat cık cık cık hem canım ana kraliçem gelmiş kalk gidek demiş ben gelmez miyim ? "

" Gelmezsin Nurhayat. Geçen pazarda aradım sıcakta fenalık geçiriyorum gel beni al diye sen zaten fenasın başa belasın on numara kadınsın anneciğim deyip telefonu kapattın ya ? "

Cidden Nurhayat gamsız mısın?

" Kim ben hiç öyle şey olur mu ? Bu nasıl? "

Bir yandan anneme elbise gösteriyordum.

Senin pantolondan ve pijamalarından başka kıyafetin mi varmış Nurhayat?

Harbi benim elbisem falan varmış he.

" Beyaz elbise mi o elindeki ? "

" Evet anne güzel değil mi işte? "

" Kız istersen gelinlik giy alt tarafı komşu oturmasına gideceğiz ben sana düğünde bile elbise giydiremedim gri eşofmanla gidip beni rezil ettin Nurhayat şimdi nereden çıktı bu elbise giyme işi falan ? "

Annem Sharlock Holmes edasıyla tek kaşını kaldırmış eller her an terliğe gitmek üzere tetikteydi.

Şirin yapmaya çalıştığım gülümsemeyle anneme bakmaya başladım.

Az sonra felç geçirecekmişsin gibi bir gülümseme...

" O zaman ben şu pantolonumla su üstü giyip geliyorum."

" Beş dakikaya salonda ol. "

" Tamam anneciğim."

HOCANIN OĞLU | TEXTİNGWhere stories live. Discover now