FİNAL

442 20 1
                                    


Hayatınızın kaç tane kader anı olur bir mi iki mi belki de üç zeynep defalarca yaşadı bu kader anını aynı şuanda yaşadığı gibi arkasından defalarca ağladığı mezarının başında sabahladığı vefa kanlı canlı bir şekilde karşısındaydı ya da bir anlık silüetiydi bu kafasını birkaç kere salladı ve tekrar baktı yine ordaydı zeyneple birlikte ali ve arapta şaşkındı gözünden düşen yaşı hemen sildi Zeynep

-zeynep

Çağrının sesini duyunca arkasına dönmüştü çağrının da dördünden aşağı kalır bir yanı yoktu

...

Vefa ölünce çocukluğuda öldü sanmıştı Zeynep o masumluk ne hissetmeliydi peki mutlu mu olmalıydı yaşıyor diye yoksa şaşırmalı mıydı kızmalı mıydı ona bu zamana kadar bekledi diye

Vefa:senin ne işin var burada

Nasıl yani ilk defa onları görüyordu ve ilk yaptığı şey çağrıya çıkışmak mıydı zeynep daha olanları idrak edememişken bir anda herkes bir şey söylemeye başladı

-yeteeer durun artık vefa sende bize bir açıklama yap artık

...

Vefa çağrıyı istememişti bu konuda haklıydı da aslında şuan vefanın ölüm haberini aldıklarında birlikte ağladıkları yerdelerdi her şey aşırı saçmaydı şuan

Vefa: o konser gecesi Hazal bana iftira attı aslında ona saldıran kişi aslında berkti gerçi bundan haberiniz var belli bir kısma kadar biliyorsunuz aslında ege berk ve çağrının beni ölümüne dövdüğünü sonra o iğrenç lavaboda bırakıp kaçtığını kendimi aklamam gerekiyordu kamera odasına gidip o geceye ait kayıtları aldım ama Kenan amca peşimdeydi bende ondan kaçarken çatıya çıktım o da peşimden geldi ama o atmadı beni o seni getirmeye gitti ali ben orada beklerken ege geldi yine bağırış çağırış attı beni

Sonunda sır perdesi aralanmıştı egeydi bunca zamandır her şeyi yapan ama daha çok soru işareti çıkmıştı karşılarına hepsi o kadar anlamsız bakıyordu ki vefaya

Vefa: farkındayım şuan sizi anlıyorum her şeyi açıklayacağım sonra annem girdi işin içine daha doğrusu hep beni takip ettirmiş bir adım arkamdaymış hep beni Amerika'ya tedavi görmem için götürdü çünkü geçici bir felç geçiriyordum bir andan da annemle intikam planımızı hazırlıyorduk ilk kısım sizi okula sokmaktı o işi annem halletti sonra size isimsiz mesajlar yollamaya başladım katili bulmanıza yardım ediyordum

-nasıl yani o mesajları bize sen mi attın hani şu sadakatimizi ölçen mesajlar

Vefa başını sallamıştı Zeynep ise vefanın bunu onayladığını görünce daha da sinirlenmişti

-vefa sen ne yaptığının farkında mısın senin bu oyunun yüzünden biri ölüyordu sen sözde katili buldurmaya çalışırken bizi katil yapıyordun farkında mısın cemre bizim yüzümüzden ölüyordu... çağrı kendini öldürmeye kalktı benim yüzümden sen benim tanıdığım vefa olsaydın bunları yapmazdın yapamazdın ya Osman amcayı da mı düşünmedin...

Devam edemedi Zeynep hemen oradan uzaklaştı en yakın arkadaşı değildi sanki tamam sevinmişti ama bu kadar şeyi boşuna yaşamış bu kadar acıyı boşuna çekmiş hissediyordu salak yerine konulmuştu bildiğin kaç gece o sahte mezarda ağladı sayamamıştı bile vefayla boyadığı duvarın önüne gelmişti sadece duruyordu o sırada birisi usulca yanına oturdu

Vefa: özür dilerim sana bu kadar kötü şeyi yaşattığım için düşünemedim senin çağrıya bu kadar aşık olabileceğini düşünemedim benim için bu kadar güçlü duracağını zeyno affet beni

-çok dalga geçtin mi ben senin mezarında ağlarken benimle bak vefa nefretini anlıyorum hiçbir şeyi bilmeden ona bu nefreti duyman çok normal ben engellemedim mi sanki kendimi olmaz dedim yapma dedim o senin kardeşinin katili olabilir dedim ama bana o kadar güzel yaklaşıyordu ki konduramadım ta ki sen o videoyu gönderene kadar o kurduğum tozpembe dünya bir anda çöktü o kadar suçladım ki kendimi senin için intikamını da aldım ona bu kadar değer verdiğimi bilmeden acımazsızca parçaladım onun zaten kırılmış olan kalbini o da ben gibi dayanamadı kendini öldürmeye çalıştı ben o videoyu gördüğümden beri zaten ölüydüm ama onun bu dünya da olmama nefes almama ihtimali beni nasıl delirtti biliyor musun peki nasıl oldu da onu aklayan videoyu yolladın bana

Vefa: gördüm zeyno gözlerimle birbirinize olan o aşkınızı gördüm başkaydın onun yanında sadece ikiniz vardınız sanki çağrı böyle her şeyi dalgaya vuran bir tipti asla bir şeye kırılıp üzüldüğünü görmedim ama sen ona benden git dediğin gün onun hıçkıra hıçkıra ağladığını gördüm çağrı öyle kolay kolay ağlamaz onu bir tek sen ağlattın nerdeyse zeyno galiba herkes yaptıklarının cezasını çekti ha artık hiçbir şeyi düşünmeden mutlu olmanın vakti ha

-vefa seni o kadar özledim ki bir daha asla gitme

Ve o gün hesapların neredeyse tümü kapanmıştı egeyi vefanın annesi tutuklatmıştı sonunda herkes rahattı ertesi sabah uyanacak ve okula gideceklerdi normal öğrenciler gibi

8 yıl sonra

Bu kocaman masa neleri canlandırıyordu gözlerinde bu yedi kişinin intikam öfke hırs nefret sadakar sevgi arkadaşlık vefa...

Zeynep çağrı vefa Sinan ali cemre ve duru neler yaşamışlardı kavgalar etmişler ağlamışlar gülmüşlerdi ve günün sonunda yine aynı masadalardı çağrı şöyle bir baktı masadakilere hepsi ile ilk başlarda kavga etmişti ama yanında ki o her yere mutluluk saçan kız her şeyi bir anda değiştirmiş tüm yanlışlarını doğru yapmıştı Zeynep içinde durumlar farklı değildi çağrı tüm korkularını alıp götürmüştü göz göze geldiler ikisi de aynı şeyleri düşünüyordu birbirlerini deli gibi sevdikleri...

Gelelim diğerlerine vefa babasının istediği gibi bir doktor olmuştu ama babası bunu görecek kadar uzun kalamadı hayatta Sinan çağrı ile birlikte çalışıyordu hayal ettiği gibi dupduru bir kızla evlenmişti ali adaleti arama duygusundan vazgeçmemiş ve avukat olmuştu cemre ise kendi gibi olan insanlara doğru yolu göstermek için psikolog olmuştu onlarda evlenmişti gelelim Zeynep ile çağrıya onlar daha evlenmemişlerdi çağrı bir müzik şirketi kurmuştu aynı zamanda şarkılar yazıp yayınlıyordu Zeynep ise dediği gibi bir ressam olmuştu hatta çok yakında ismi "querencia" olan bir sergisi vardı

Sinan: la bebe mangal öyle mi yakılır kaç yıldır bir öğrenemedin

Ali: arabım benim senden başkası yakamaz o mangalı yavrum benim

Cemre:ya mangalı falan bırakın da hadi kadeh tokuşturacağız

-ya kızım sende rakıyı mı tokuşturacağız

Ama cemre çoktan kaldırmıştı bile

Cemre: mutluluğa mutluluğumuza

Ali:sana...

Sinan: şu bebelerin evlenmesine artık evlenin be

-mavişim galiba evlenmeliyiz çünkü...

Herkes gerilmiş zeynep'in ağzından çıkacakları bekliyordu

-hamileyim

Ve işte o an üç koca adam oturup hıçkıra hıçkıra ağlıyorlardı vefa hıçkırarak şimdi biz dayı mı oluyoruz diye sordu Zeynep ise başını sallayarak onayladı

Her hikayenin mutlu veya mutsuz bir sonu vardır onların sonu da bu oldu asla beklemedikleri bir anda çıktı karşılarına aşk ama o kadar güzel yaşattılar ki birbirlerinde o aşkı bu evrende mutluydular ve unutmayın ki vefa sadece bir semt adı değil

Ve son aslında yazmayı bırakmıştım ama yarım kalmalarını istemedim her ne kadar kısa bir zaman olsa bile ben baya sevmiştim bu evreni belki başka bir evreni yazarım sonra ama burasının sonu bu kısa zamanda umarım severek okumuşsunuzdur hepinize çok teşekkür ederim destek verdiğiniz için hoşçakalın..

Querencia /zeyçağWhere stories live. Discover now