Bölüm 14

489 27 0
                                    


Umrumdaydı işte Allah beni kahretsin ki umrumdaydı aklım gitmişti bir şey olacak diye o an ki çaresiziliği o kadar iyi bilirim ki akıl işi değildir herkes korkaklara göre olduğunu düşünür intiharın bence cesaret işidir hayatından vazgeçmek...

Gözlerim yine dolu dolu olunca burada daha fazla kalmamam gerektiğini anlamıştım sinana daha fazlasını kafamın kaldıramadığını söyleyip çıktım çıkarken gözüm çağrıyı arıyordu ama yoktu dışarıya çıktığımda gördüm çağrıyı elinde sigara vardı ama çağrı sevmezdi ki sigara bana tanıttığı çağrı bile yalandı demek

...

Sabah uyanamadığım için çok geç kalmıştım ve dersimiz tarihti deniz hocaya da en son söz vermiştim bir daha asla geç kalmayacağım diye koşarak sınıfa girdiğimde ihtimallerimin hepsi sıfıra düşmüştü bile çünkü deniz hoca çoktan derse başlamıştı

-hocam özür dilerim

Deniz:ah zeynep hani sana güvenebilirdim kızım

-hocam siz zeynep'in güven anlayışını çok sorgulamayın bence anlamazsınız

-çağrı konu güvense bence sadece sen konuşma

Deniz: çocuklar eğer bu konuyu tartışmak isterseniz tartışırız ama ilk önce bir herkes yerlerine

Ege:hocam siz dersleri karıştırdınız herhalde edebiyat bir ders sonra

Deniz:tam senden beklediğim bir cevap egecim arkadaşların ortaya bir konu attı bende merak ettim mesela Zeynep senin için nedir güven

-güven... galiba intihardır hocam intiharda büyük bir risk çünkü ölürsen sorun yok ama yaşarsan bütün o yükün iki katı üstünde olur güvenirseniz ve o güveni boşa çıkartmaz ise sorun yok ama böyle olmazsa o zaman sadece o gitmez onun arkasından sizde gidersiniz

Son cümlemi de söyledikten sonra çağrıya döndüm sadece o anlamıştı yine bende zaten sadece ona söylemiştim.. yine

-hocam bence Zeynep yanılıyor güven zorunluluk değil tercihtir o kişiye güvenirsen sonunu da görebilirsin yani tamamen kendi seçimin olur bu senin

Cemre: evet zaten birine güvenmeden nasıl anlarsınız ki iyi ya da kötü olduğunu

Berk: güvenmek acizliktir çünkü herkes bir kere bile hata yapar o hatayı ya size yaparsa

Deniz hocaya konuşmaya başlayacaktı ki zil çaldı herkes sanki özgür kalmış kuşlar gibi sınıfı terk edince bende kafamı sıraya koyup dinlenmeye çalıştım

-daha ne kadar vuracaksın yüzüme

-neyi

-ölmememi bak denedim tamam mı siktir olup gitmeyi denedim ama bırakmadı beni bu amına kodumun hayatı

-kaç aydır bunu saklıyordun çağrı biri bunu senin yüzüne vurdu diye böyle yapman gereksizdi inan o benzetmeyi de senden bağımsız yaptım

-zeynep..

Kafamı vurup geri yatınca o da onu dinlemek istemediğimi anlamıştı ve kapıyı çarpıp gitmişti ya neden böyle oluyordu içimde ki sesi susturamıyordum çağrının katil olmak için çok masum olduğunu söylüyordu yine arada kalmıştım

Çağrı

O gün yani intihara kalkıştığım gün bir şey hatırlamıştım vefa ayaktaydı Hazal ile konuşuyorlardı ne kadar bunu gidip zeynep'e söylemek istesem de emin değildim son zamanlarda daha da sıkışmıştım sanki ne yapacağımı bile bilmiyordum sürekli aklımda o gece vardı zorluyordum kendimi belki bir şeyler bulabilirim diye ama olmuyordu evde ki herkes de bana sanki porselen bir bebekmişim gibi bakıyordu ama en çok halam düşüyordu üstüme bana her baktığında gözlerinde asla görmediğim bir hüzün oluyordu ama inanın hiçbiri umrumda bile değildi o gece zeynep'i gördüğümde tamamen dağılmıştım zaten

Ege: ya çağrı sen bu aralar küçük ceylanın ile bozuk musun yoksa

Çağrı: ege gavat gavat konuşma

Egenin ilk baştan beri zeynep'e karşı bir ilgisi olduğu barizdi ama son yaptığı o yayınladığı ses kaydı benim gözümde egeyi bitiren şeydi o sırada gözüm kantinin girişine kaydı Zeynepler geliyordu içimden yine hafızama küfür ettim ona koşabilirdim şuan ama ben napıyorum ege ile oturuyorum

Gözleri kızarmış ve şişmişti onun için bu durum daha zordu beni herkese karşı korumuştu masum olduğuma inanmış çevresindekiler ile o yüzden kavga bile etmişti şuanda etrafta ruh gibi dolaşıyordu Sinan farkındaydı durumun hep zeynepleydi çünkü asla onu yalnız bırakmıyordu ama Zeynep ayaklanmıştı

Anlık bir cesaret ile bende kalktım ayağa onun peşinden gittim arka taraftaki banklara gitmişti ikimizin de sığındığı ilk yer burası bizim her halimizi görmüştü ilk burada aşık olmuştum zeynep'e ilk burada sarılmıştım ona ilk kez birine yaşadıklarımı burada anlatmıştım... benim düşüncelerimi varla yok arasında bir hıçkırık sesi bozdu zeynepti yine kendimi öldürme isteği ile dolmuştum

-zeynep

Ben seslenir seslenmez gözyaşlarını sildi zeynoya döndü

-ne işin var senin burada

-ben sana bir şey anlatacağım

-çağrı ne zaman anlayacaksın sen benim en yakın arkadaşımı öldürün

-BEN ÖLDÜRMEDİM O GÜN BİZ ÇIKTIKTAN SONRA VEFAYI GÖRDÜM HAZALLA KONUŞUYORDU

-benden sana inanmamı bekleme çağrı

-zeynep gitme benden yalvarırım

-ben senden o gece sahildeyken gittim bile çağrı o yüzden artık sende benden git

Ağırdı konuşulanlar söylenenler hep kırıyorduk birbirimizi galiba gerçekten zeynepten gitmem gerekiyordu

-hani sana demiştim ya ikimizde ateşiz diye sen beni yok ettin artık çağrı koçak yok senin ateşin beni yok etti Zeynep sarı

Gözlerimdeki yaşları siliyordum ama yenileri ekleniyordu hemen çantamı alıp kendimi eve attım hala ağlıyordum odama gittiğimde zeynep'in o gece giydiği tişört takıldı gözüme ağlamam daha da şiddetlenmişti o sırada halam girdi içeri artık o kadar umursamazdım ki ağlıyordum kimse umrumda bile değildi halamda konuşmamıştı bile gelip hemen sarıldı bana ben sanki delirmiş gibi ağlıyordum bir haftanın patlamasıydı bu ağlama

Fatoş: ah be çağrı seni geçecek diye kandıramam kusura bakma

-hala ben kötü biriyim çok kötü biriyim sevmesene beni

Fatoş: öyle bir şey ki Zeynep'in sana hissettiği bu kötülüğe iyiliğe bakmıyor ayrıca sen kötü biri değilsin çağrı sadece yaralısın

-iyileşeyim o zaman artık canım çok yanıyor kaldıramayacağım diye korkuyorum bazen

Fatoş: sakın çağrı bir daha kaldıramam seni bu yataktan tekrar kaldıramam bunu sadece ben değil zeynepte istemezdi emin ol sakın hayattan kopmayı düşünme affetmem seni asla

bu bölümü çok tekdüze yazmışım  gibi geldi bende beğenmedim ama diğer bölüm daha güzel olacak söz

Querencia /zeyçağWhere stories live. Discover now