Bölüm 7

630 32 4
                                    


Çağrı etrafta öldüreceğim o piçi diye dolaşıyordu onu sakinleştirmeye çalışıyordum egeyi kışkırtmaması lazımdı ama o bunu anlamıyordu daha doğrusu duymuyordu bu çocuğun gerçek anlamda sinir problemleri vardı yine onun ellerini ellerimin arasına aldım asla durmuyordu yoksa

-çağrı bir bana bakar mısın artık

Ellerindeki elimi çekip yüzüne yerleştirdim ve bana bakmasını sağladım boşta kalan ellerimi nereye yerleştirsem diye bile düşündüm bir süre gömleğinin kapattığı yara izine koydum elimi o an gözleri küçük bir çocuk gibi masumlaştı fırsatı değerlendirmem lazımdı

-bak eğer egeyi kışkırtırsan neler yapar bilmiyoruz bu yüzden sen ege ile aynı samimiyette olmak zorundasın

-zeynep gidelim mi daha fazlasını kafam almıyor benim

Elimi tutmuştu yine neden her şey beni ona daha da yaklaştırıyordu bugün pes etmiştim ona direnmekten itiraz bile etmemiştim arkadan sessizce sıvıştık taksi durdurdu ben sadece izliyor ve hala çağrının elinin tutuyordum bindikten sonra çağrı şoföre bir yerler tarif etti

-nereye artık söyleyecek misin

-yaşadığım yere uyumaya ve kardeşime ihtiyacım var

Omuz silkip yolu izlemeye başladım zaten kısa bir süre sonra geldik ve hiç iyi durmuyordu gözleri yaşayan insanın gözleri gibi değildi hareketleri de aynı şekilde kolunu tutup durdurdum kendine gelmesi lazımdı ailesi ile karşılaşacaktı

-bana bak çağrı şuan devrilmenin vakti değil hem unuttun mu

-beni sen devirecektin peki ben neden buna izin vereyim aptal mıyım acaba ben

-bilmem biraz olabilir harbi olum biz en son düşmandık

Gülmüştü...sonunda kapıyı çalarken öyle bir şey söylemişti ki bu sefer ben donup kalmıştım

-ateşe ya yanmak için yaklaşırsın ya da onun yangınını almak için acaba ilk kim kimi yakacak

Çağrı da kabullenmişti aramızda ki bu bağ tehlikeliydi aramızda belki de benim en yakın arkadaşımın cesedi vardı ama ben yine de neden kendimi durduramıyordum

-işte benim ilacım geliyor Zeynep

Gerçekten daha ilk andan bile belli oluyordu onun ilaçı olduğu daha adını bile bilmediğim bu küçük kızı çok sevmiştim bile saçlarını iki yana ayırıp toplamıştı büyük ihtimalle sekiz ya da yedi yaşındaydı uzun kirpikleri ve gözleri kocamandı yeşildi çok güzeldi koşarak çağrının kucağına atladı işte çağrının masum tarafı kardeşiydi sonra bana döndü kardeşi hala kucağındaydı

-sera bak bu Zeynep ablan okuldan bir arkadaşım

Bende gülümseyip elimi uzattım o da aynı samimiyetle bana elini uzattı

Sera:merhaba ben de sera biliyor musun ben seni tanıyorum abim hep beni sana benzetiyor

Çağrı ya döndüğümde utanmıştı bu konuda ısrar etmem için motivasyon olmuştu bana da

-abin niye seni bana benzetiyor bakalım güzellik

Tam konuşmaya başlayacaktı ki çağrı onun sözünü kesip yere indirdi

-ay ben yoruldum seni taşımaktan sen ağırlaştın mı

O sırada eve girmiştik

-çağrı bir kıza açık açık kilo aldığı söylenmez bu çok kaba değil mi seracım

Querencia /zeyçağWhere stories live. Discover now